Soykýrým tasarýsýndan çok, bu tasarýya onay veren Türk kökenli milletvekilleri canýmýzý sýktý.
Cem Özdemir bunlardan biri...
Esasýnda “Çerkez” kökenliymiþ, Tokat’lýymýþ.
Geçen hafta, sosyal medyadan, Çerkezlerin Cem Özdemir’e tepki gösterdiklerine iliþkin bazý haberler okudum; “Sen bizden olamazsýn, bir Çerkez böyle yapmaz, bir Çerkez hain olmaz” türünden tepkiler.
Bir Çerkez böyle yapar mý?
Bir Çerkez’e yakýþtýrýlamayan þeyi yapan bol sayýda Türk kökenli milletvekili tanýyorum. Ki, oylamada, Alman refikleriyle pek bir uyum içindeydiler, Alman’la Alman, Merkel’le Merkel olmasýný bildiler ve tasarýya “evet” oyu verdiler.
Pekala bir Çerkez de, bir Kürt de, bir Türk de, bir Arnavut böyle þeyler yapar, yapmýþtýr.
Bir Çerkez olan ve nasýl bir nesepten geldiði bilinen (sanki farklý bir nesepten gelseydi, verdiði oy doðal karþýlanacaktý) Cem Özdemir’e kanýný sormak yerine, þu soruyu sormalýyýz: “Hani, soykýrým iþlerini tarihe ve tarihçilere býrakacaktýk? Bu yönde beyanlarýn vardý. Ne deðiþti de, kendisini tarih kurulu yerine koyan bir parlamentonun kötü niyetlerine alet oldun?”
Þunu da eklemeliyiz: “Doðduðun ülke aleyhindeki bütün faaliyetlerin içinde sen varsýn. Bütün çürütme kampanyalarýnda ve lobi çalýþmalarýnda öncülük ediyorsun. Elinde tuzluk, ülkeni kötü gösterecek, ötekileþtirecek, düþmanlaþtýracak bütün etkinliklerin peþinden koþuyorsun... Nedir bu düþmanlýðýn? Ne yaptý sana bu ülke? Bu kadar nefretle bakmaný gerektirecek ne oldu?”
Cem Özdemir’in bu soruya nasýl cevap vereceðini, eski tutumlarýndan biliyorum.
Kendisini, “Batý sopasýyla terbiye” misyonunun bir neferi saydýðý için, bütün bu yaptýklarýnýn (düþmanlýk duygularýnýn) “bizim iyiliðimiz için” olduðunu söyleyecektir.
Bu kafa, böyle bakmaktadýr
çünkü.
Batý aklýný, bütün akýllarýn üstünde tutmaktadýr.
Ýlkel ve geri kalmýþ Doðu’ya karþý, ilerlemesini tamamlamýþ modern Batý’ya biat edilmesi gerektiðini düþünmektedir.
Köyünden kalkýp Batý’ya gitmiþ, hiç ara duraklarda eðleþmemiþ, hiçbir farklýlýk tanýmamýþ, bir “kimlik”le (uygar Alman kimliðiyle) taltif edilmiþ Cem Özdemir de böyle düþünecektir elbette.
Bir de “Gezi”ciymiþ.
Bunu yeni öðrendim.
Gezi’nin “kaçýrýlmýþ devrim fýrsatý” olduðunu düþünüyormuþ. (Þair bak, ayný sen... Avukat deðil ama neye avukatlýk edeceðini iyi ezberletmiþler)
En çok Erdoðan’dan nefret
ediyormuþ.
En sevdiði lider Selahattin Demirtaþ’mýþ.
Kýlýçdaroðlu’na da saygý
duyuyormuþ.
Geçen sene, Aydýn Doðan’ýn “Cambaba Türbesi”ni ziyaret edip Hacý olmuþ...
Doðan Medya’nýn da “Avrupa’daki yüzü”ymüþ... Herhalde Cem Özdemir’den daha uygun bir “yüz” bulamazlardý.
Dün, soykýrým tasarýsýný destekleyen Türk kökenli Alman milletvekillerinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlýðýndan atýlmalarýný öneren bir yazý okudum.
Bu yolun doðru olduðunu düþünmüyorum.
Evet, Cem Özdemir’e ve diðer Türk kökenli milletvekillerine kýzýyoruz. Türkiye’nin yanýnda durmadýklarý için içerliyoruz ama bu yolu açarsak, TBMM üyelerinin önemlice bir kýsmýný vatandaþlýktan atmamýz gerekecek.
Örnek mi?
Muhtemel bir “Ýran-Türkiye savaþýnda” Ýran’ýn yanýnda yer alacaðýný söyleyen CHP milletvekili Eren Erdem...
Cem Özdemir’inkinden daha hafif bir cürüm deðil bu...
Türk kökenli milletvekillerine kýzmaya devam edelim ama
Ýçimizdeki Ýrlandalýlarý da gözden kaçýrmayalým.