Rahmetli Cumhurbaþkaný Turgut Özal’ýn Kürt sorununu barýþçý yollardan çözme isteðini sonuna kadar destekleyen ve bunun için geceli gündüzlü çalýþan Jandarma Genel Komutaný Orgeneral Eþref Bitlis, 17 Þubat 1993’te öldürüldü! Eþref Paþa’nýn uçaðý düþtükten sonra TSK cenazeleri almýþ ardýndan uçaðýn enkazýný toplamaya baþlamýþtý! Soruþturmayý bir askeri savcý yaptý. Uçak düþtükten yarým saat sonra Genelkurmay Baþkanlýðý Genel Sekreteri Yaþar Büyükanýt “kaza buzlanma nedeniyle olmuþtur”diyerek yargýnýn önünü kesiverdi!
Eþref Paþa’nýn ölümüyle hemen Amerikan Çekiç Güç’ün önündeki en büyük engel kalkmýþ ve Türkiye’nin bölgede istikrarý saðlamak ve Ýsrail-ABD egmenliðine dur demek için Irak, Ýran ve Suriye’yle iþbirliði yapmasýnýn da önü kesilmiþti. Bu iþbirliðinin temellerini Özal atmýþ ve Eþref Paþa’yý, bu dört devlet (Türkiye-Irak-Ýran-Suriye) arasýndaki gizli görüþmeleri sürdürmekle görevlendirmiþti. Rahmetli Turgut Bey hem baþbakaný hem de dýþiþlerini devre dýþý býkrakmýþtý çünkü atmayý tasarladýðý her adýmýn anýnda ABD’ye bildirileceðinden emindi.
Eþref Paþa Amerikan Çekiç Güç’ün mutlaka denetlenmesi gerektiðini savunurken konuyla ilgili çok önemli kanýtlar içeren raporlar da hazýrlatýyordu. Örneðin Amerikalý askerlerin PKK’yý eðittiðini ve silah, cephane verdiðini belgelemiþti. Uçaðýnýn düþmesinden bir yýl kadar önce Eþref Paþa’nýn helikopteri Amerikan jetlerince taciz edilmiþti. Gerekli þikayetler yapýlmýþsa da Amerikalýlardan hiç ses çýkmadý. Paþa Kürt aþiret reisleriyle gizli bir toplantýya gidiyordu. Toplantý Silopi Tabur Komutanlýðý’nda yapýldý ve sýnýr güvenliði için anlaþma saðlandý! Toplantýdan sonra Kuzey Irak’taki Türk askeri geri çekilmeye baþladý, yerini Peþmerge aldý. Paþa 15.11.1992’de bin 600 PKK’lýnýn Peþmergeye teslim olduðunu açýkladý. Kýsacasý Eþref Bitlis Türkiye’nin Kuzey Irak politikasýný Turgut Bey’in emirleri çerçevesinde yürütüyor, taraflarýn alýnan kararlara uyup uymadýklarýný denetliyordu. Bu arada Talabani ve Barzani’yle de Þemdinli Komando Tabur Komutanlýðý’nda iki kez bir araya gelmiþ onlarýn da uygulanan politikaya desteklerini saðlamýþtý. Bitlis’in neden hedef olduðunu daha da iyi anlamak için onunla uzun süre birlikte çalýþan bir emniyet görevlisinin sözlerine kulak vermekte yarar var:
“Paþayý yakýndan tanýrdým. Milliyetçi, çok inançlý, vatansever bir insandý. Çekiç Güç’e karþýydý. Ölümüyle birlikte Çekiç Güç’ün önündeki en büyük engel kalktý. Dahasý Eþref Paþa’nýn öldürülmesiyle Refah-Yol Hükümetini deviren oluþumun yolu açýldý. O yaþasaydý böyle bir oluþuma asla izin vermezdi.”
Eþref Bitlis’in oðlu Tarýk Bitlis 20 Ocak 1997 tarihinde Milliyet Gazetesi’nden Þule Çizmeci’nin sorularýný yanýtladý ve çok ilginç bir yorumda bulundu:
“Türkiye’de bugüne kadar birçok insan öldürüldü. Ama yüzlerce cinayetten Türkiye’nin baðýmsýzlýðýný hedef alan iki tanesi vardýr; biri babamýn diðeri Uður Mumcu’nun öldürülmesidir.. Babam da Mumcu gibi karanlýk kimi iliþkileri sorguluyordu... Eðer biri çözümlenirse diðeri de çözümlenir...”
Tarýk Bitlis doðru söylüyordu; her iki iliþki arasýnda önemli bir baðlantý vardý: Önce, her ikisi de Türkiye’nin dýþ siyasetiyle ilgiliydi. Eþref Bitlis, Ýçiþleri Bakaný Ýsmet Sezgin’in Tahran gezisinden bir hafta sonra, Uður Mumcu’ysa Cumhurbaþkaný Süleyman Demirel’in Suriye gezisinden 5 gün sonra öldürüldüler.
Rahmetli Eþref Bitlis Paþa da rahmetli Uður Mumcu da, ABD’nin Kürt Devleti tasarýmýna muhalefet edenlerin simgesi olmuþlardý!