TÜSÝAD Baþkaný Ümit Boyner, Radikal Gazetesi’ne konuþmuþ ve Türkiye Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði’nin 28 Þubat sürecinin arkasýnda olmadýðýný söylemiþ.
Boyner, bunu öyle de söylememiþ, araþtýrma yapmýþ ve bu sonuca ulaþmýþ. Alýnmasýn ama bu araþtýrma biraz Futbol Federasyonu’nun Etik Kurulu raporuna benzemiþ.
Öncelikle þunu söyleyeyim, bir iþveren örgütünün kendi çýkarlarýna ters düþen iktidarlara tavýr almasý, mücadeleye girmesi ne suç, ne de ayýptýr.
Elbette demokratik mücadele zemininde kalmak, askerle iþbirliði yoluna gitmeyi tercih etmediði sürece.
TÜSÝAD tüzel kiþiliði olarak 28 Þubat sürecinin arkasýnda olmamýþ olabilir ama TÜSÝAD üyesi olmayan sermaye gruplarýnýn asker tarafýndan hedef alýnmasýnýn da karþýsýnda olmamýþtýr açýkçasý.
Ayrýca, bilenler bilir TÜSÝAD tüzel kiþilikten ibaret deðildir. TÜSAÝD’ýn kimi üyeleri genel çoðunluktan daha eþittir.
Mesela 28 Þubat sürecine giden yolda TÜSÝAD’ýn en tepe patronlarý, yanlarýna dönemin 2 büyük medya patronunu da alarak Sabancý’nýn kulelerdeki ofisinde kritik bir toplantý yapmýþtýr.
Toplantýnýn amacý, kardeþi Turgut Yýlmaz üzerinden ANAP Genel Baþkaný Mesut Yýlmaz’a uyarý gönderilmesidir. Uyarýnýn mahiyeti de ANAP’ýn kesinlikle Refah Partisi ile koalisyon yapýlmamasýdýr. Toplantýda Yüksek Ýstiþare Kurulu’nun en etkili üyeleri hazýr bulunmuþtur.
Þimdi, TÜSÝAD bu iþlerin tamamen dýþýnda demek mümkün müdür?
Ayrýca o dönemin gazetelerine bir bakar, yalýlarda, malikanelerde yapýlan dar toplantýlarý hatýrlarsa, TÜSÝAD’ýn kimi önde gelen isimlerinin sadece 28 Þubat sürecinde deðil, Ecevit’e yönelik hastane darbesinde bile etkili olduðunu görür.
Denetimsiz güç çürütür!
Gazeteci Alper Görmüþ’ün emekli Deniz Kuvvetleri Komutaný Oramiral Özden Örnek’in günlüklerinden derlediði “Ýmaj ve Hakikat” isimli kitabý okuyorum.
Görmüþ’ün de vurguladýðý gibi, kitap ayný zamanda zamanýna göre aþýrý deðerlendirilebilecek demokrat görüþlere sahip olan Özden’in darbeci fikirlere evrilmesinin, siyasetçi sýnýfýndan nefret eder hale gelmesinin öyküsü.
Daha önce de vurgulamýþtým farklý yerlerde, Türk Silahlý Kuvvetleri’nin subay kaynaðý, Osmanlý devþirme modeli üzerine kurulu. Tek farkla, Osmanlý çocuklarý Balkanlar’dan toplar ve müslümanlaþtýrýrdý.
Türkiye Cumhuriyeti çocuklarýný Anadolu’dan toplayýp Türkleþtirme yolunu seçti. Öyle bir sistem kuruldu ki, çocuklar içinden çýktýklarý topluma ve deðerlerine düþman oldular.
Kitap, Özden üzerinden bu devþirilme dönemini gayet güzel anlatýyor açýkçasý.
Beni asýl hayrete düþüren Silahlý Kuvvetler komuta kademesinin yolsuzluk içine düþtüðü ve bu yolsuzluðun terfi pazarlýðý, kendi açýðýný kapatma gibi saiklerle nasýl örtüldüðünü anlatan bölüm oldu.
Yabancý okur bilmez, Özden’den önceki Deniz Kuvvetleri Komutaný Ýlhami Erdil emekli olduktan sonra yolsuzluk iddialarý nedeniyle eþiyle birlikte yargýlandý, mahkum oldu ve rütbesi söküldü.
Ancak Erdil’in görev baþýndayken yolsuzluklarýnýn ayyuka çýktýðý ve kimsenin bu konuda bir þey yapmadýðý Özden’in anýlarýnda gayet net biçimde görülüyor.
Silahlý Kuvvetler harcamalarýnýn Meclis ve Sayýþtay denetiminde olmamasý elbette elinde güç ve yetki olanlarý yanlýþ yollara sevk etmede etkili oluyor.
Milyarlarca dolarlýk bütçeleri yöneten generaller içinde zenginliðe düþkün olanlarý, yapýlan her iþten komisyon almak, aile fertleri üzerinden Silahlý Kuvvetlerle ticari iliþki tesis etmek gibi yollara baþvurabiliyor.
Askeri harcamalar dahil tüm kamu harcamalarýnýn denetimin önemini gösteren bir olaydýr Erdil Skandalý.
Darbe Günlükleri kýsmý da ayrýca çok heyecanlý diyebilirim.
Günlerin bugün getirdiði!..
Bugün Türkiye ve dünyada milyonlar sokaklara dökülüp Ýþçi Bayramý’ný kutlayacak. 12 Eylül’ün Bahar Bayramý’na çevirmeye çalýþtýðý Ýþçi Bayramý’ný.
Emeðin yerini giderek teknolojinin aldýðý bir dünyada 1 Mayýslar’ýn eski anlam ve önemi yok. Ancak art arda gelen ekonomik krizler sonucu yaþam standartlarý giderek gerileyen emekçilerin gücünü ve tepkisini göstermesi açýsýndan hala anlamlý.