Bir ufalayan!

İyi Parti iktidara mı talip, muhalefete mi?

Söylemlerine bakarsanız iktidara. Olabilir. Ama bir partinin bunu gerçekleştirebilmesi için en azından merkezdeki yüzde 50 +1’i ikna edebilmesi gerek.

Türkiye’de seçmenin son 15 yıldır yetkilendirdiği tek parti, iktidardaki AK Parti. Ki zorlu süreçler içinden çıkmayı başardı. Darbe tehditlerine, e-muhtıraya karşı durdu. Kapatma davasına, kumpaslara, operasyonlara pabuç bırakmadı. Katı laikçi, vesayetçi damarı geriletti, demokrasiyi güçlendirdi. Bunları yapabildiği için de halktan kesintisiz teveccüh gördü.

Şimdi aynı halkın 15 senedir tecrübe ettiği ve sağlamlığına güvendiği partiyi bırakıp siyaset sahnesine şüphelerle, zanlarla, arkasındaki gölgeler ve üzerindeki lekelerle çıkan birilerinin peşine takılacağı varsayımıyla bir parti kuruluyor.

***

Benim değerlendirmem, İyi Parti’nin merkezi ikna etmek gibi bir derdi olmadığı yönünde.

Kurucular kurulunun siyasi hacmi ve tabanda karşılığı olmayan isimlerden oluşması bunun bir ispatı. Çıkış metinleri, ilk konuşmalar da öyle.

Nedir diye baktığınızda şahsi hırslardan, dışarlıklı bir güdüden ve kronikleşmiş muhalefet boşluğunu doldurması umudundan başka şey göremiyorsunuz.

Parti kendini nasıl tanımlamaktadır? Merkeze yerleşeceği iddiasının altını nasıl dolduracaktır? Programı nedir, kadrosu ilan ettiklerinden mi ibarettir? MHP’den ihraç isimler Bahçeli’ye yenildikleri ve hırsla kendilerine bir parti kurdukları gerçeğini halka nasıl unutturacaklardır? Bir iki eski asker, bir iki eski bürokrat, bir iki eskimiş ekran yüzü ve küskün milletvekili dışında kadrolarının “yeni” ve “iyi” olduğuna, siyasi bilinci ve refleksleri çok gelişmiş olan Türkiye toplumunu nasıl ikna edeceklerdir?

Bu soruların bir cevabı yok. Hepsi bir yana, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şüpheli bir helikopter kazası sonrasında göz göre göre ölmesinden sorumlu tutulan Ali Lapanta’yı İyi Parti kadrosuna hangi saiklerle almıştır Meral Akşener?

Lapanta hakkındaki iddia az buz değil: Yazıcıoğlu ve Şenol Güneş henüz hayattayken ve kurtarma için çok kıymetli olan o dar zamanlarda telefon sinyallerine rağmen arama çalışmalarını ısrarla ters taraflarda yaptırmak, yüzlerce kilometrelik alanı boş yere aratmak. Yani yaralıların ölümüne kasten sebep olmak. İfadeye çağrıldığında hukukun karşısına çıkmak yerine doktor raporlarıyla savcıdan kaçan bu kişi yüzde 50 + 1’i neye nasıl ikna edecek? Halkın karşısına nasıl çıkacak?

***

Dediğim gibi, İyi Parti’nin merkezi ikna etmek gibi bir derdi yok. Kadro ve program zayıflığı, yeni ve gerçek bir şey söylememesi ama her daldan eser miktarda bir şey barındırması bunun işareti.

İyi Parti’nin banisi ve tasarımcısı belli ki merkezi pekiştirmek değil ufalamak istiyor.

Bir şey var etmek, inşa etmek, bütünlemek değil var olanı bozmak, bütünleşmiş olanı sarmak, amacı.

Erdoğan’a karşı herhangi bir ismin -hatta Akşener’in- kazanıp kazamaması da değil hedeflenen: “Erdoğan’ın kazanamaması”.

Erdoğan liderliğindeki Türkiye’yi başka türlü durduramayacaklarını anladılar çünkü. Cepheden saldırdıklarında sonuç alamadıklarını gördüler. PKK eliyle bölünmedi Türkiye. FETÖ peşinde fitneye düşmedi. Operasyonlarla, darbe girişimleriyle Erdoğan gitmedi.

Daha azıyla sonuç almayı deneyecekler o yüzden şimdi.

Bölecek, hedef aldığı partilerden etli parçalar koparacak kadar güçlü de değiller. AK Parti’den gelecek çok küçük bir kırıntıyla, MHP’den kopacak küçük bir parçayla bile, yüzde 50 + 1 denkleminin bozulacağını hesap ediyor olmalılar.

Türkiye’nin parçalanmadan, zayıflayıp kurda kuşa yem olmadan, bilakis güçlenerek 2023 hedeflerine ulaşması Erdoğan liderliğinde mümkün ve bölgesel-küresel anlamda taşların yerinden oynadığı şu tarihi süreçte, Erdoğan’ın etrafındaki bloğu biraz da olsa ufalayabilirlerse işlerin Türkiye’nin aleyhine ilerleyeceğini, tüm kazanımların kaybedileceğini biliyor elbette, gölgedekiler.

Ne olacağını göreceğiz. Ama şu düzlemde bile İyi Parti’nin yapan-büyüten yahut bir bilen, bir bölen olarak değil, bilakis bir ufalayan olması için üretilmiş olduğunu görmek mümkün.