Bir üst akla ihtiyaç var mý?

Yeni bir Türkiye’nin kodlarýna dair bir kafa karýþýklýðý olduðu kesin. Bir þekilde karar verici olarak tarif ettiðimiz aktörlerin, böyle bir süreci inþa ederken daha açýk ve geleceði kuþatan bir yol haritasý ortaya koymasý gerekiyor.

Seçime katýlacak siyasi partilerin listeleri açýklandýðý günden itibaren, kimin hangi mesajlarý vererek yoluna devam edeceðini öngörmek daha kolay kuþkusuz. Bakmayýn siz kiþisel birtakým hesaplar üzerinden ortaya çýkan yorumlara. Her siyasi partinin listesi. toplamda kendi kurgusunu ve geleceðe dair hesaplarýný ciddi ölçüde yansýtýr. Listeniz iyi ya da kötü olarak adlandýrýlabilir. Bu sizin geleceði ne kadar doðru okuduðunuz kadar, siyasi hesaplarýnýzýn da bir sonucudur. Ama sonuç itibarýyla partilerin aday listeleri onlarýn aynasýdýr.

Neden böyle bir vurguda bulunduðuma gelince. Sýradan bir insan olarak bir partinin aday listesine baktýðýnýzda, sizin kolayca görebildiðiniz yanlýþlarýn varlýðýný tuhaf bulursunuz. Yaþadýðýnýz ilde yahut bölgede sokaktaki kedilerin bile haberdar olduðu etkenlerin listelerde yok sayýlmasýný anlamakta güçlük çekersiniz. Oysa durum bundan bir hayli farklýdýr.

Siyasi partileri etkileyen ve yönlendiren, bazen o partilerde yer alanlarýn bile haberdar olmadýðý bir ‘üst akýl’ var mýdýr? Buna hayýr diyebilmek pek kolay deðil. Çünkü ortaya koyduklarý beyanlara bakýlýrsa bazý siyasi aktörlerin, nasýl olup da geleceði doðru okuyan adýmlar attýðýný anlamak hiç kolay deðil. Sözgelimi, sürekli kýþkýrtýcý bir söylemle hareket eden HDP’nin aday listelerinde nasýl böyle bir bakýþ açýsý yakaladýðý, onu yönlendiren ‘üst akýl’ýn sürecin devamýnda neler planladýðý merak edilebilir. Kendi adýma merak ediyorum da.

Ýþin doðrusu, siyasi partiler dahil tüm önemli aktörleri kuþatan bir ‘üst akýl’a her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Türkiye’nin kendi iç gündeminde yer aldýðýný düþündüðümüz, ancak etkisi ve kuþattýðý alan itibarýyla küresel ölçekte karþýlýðý olan sorunlar, mesela ‘çözüm süreci’; diðer yandan çok kaba bir tarifle Ýran-Suudi Arabistan üzerinden devam eden çatýþmanýn Türkiye’yi de içine çekmesi muhtemel girdabý, ancak böyle bir aklýn varlýðý ile yönetilebilir.

Dileyen tüm bu sorunlarýn faturasýný Türkiye’ye yüklemekte ýsrar edebilir. Deðiþmeyen gerçek, çok büyük sorunlarla boðuþtuðumuz, ama ayný zamanda da bunlarýn her birinin önümüze büyük fýrsatlar getirmesi. Önemli ve vazgeçilmez gördüklerimizi geride býrakmak ve yeri geldiðinde büyük fedakarlýklar yapabilmek, geleceðe doðru yürümenin olmazsa olmazýdýr. Milletimizin her konuda büyük bir saðduyu ve fedakarlýkla siyasete destek olduðu ve hakikaten büyük badireler atlatýlan yýllarýn ardýndan, yeniden eski günlere dönmek istemiyorsak, herkes üzerine düþeni yerine getirmek zorunda.

AK Parti, üç iktidar döneminde önemli bir siyasi tecrübe armaðan etti Türkiye’ye. Büyük krizler ustalýkla yönetti. Çözülemez denilen sorunlarýn üstesinden geldi. Demokrasi çýtasýný öyle bir yere koydu ki, artýk bu kazanýmlardan geriye gitmeyi kimse hayal bile edemiyor.

Bu büyük tecrübenin devam etmesi için, herkesin kendisini yeniden ve hýzla gözden geçirmesi gerekiyor. Türkiye, hepimizin gördüðünden ve algýladýðýndan daha büyük bir yolculuða çýkmýþ durumda.

Ne güzel söylemiþ Sultan II. Beyazýd ‘Bir hane ki viran ola, ayþü tarab olmaz.’ Yani, ‘Yýkýlmýþ evde þenlik ve eðlence olmaz.’