Bir utanmazýn, küfretmesi de basýn özgürlüðü mü?

12 Eylül’ü ve 28 Þubat’ý aktif gazeteci olarak yaþadým. Kimlerin darbecilere kuyruk salladýðýný, gazetecilerin ve yazarlarýn  darbecilere yaranmak için ne tür utanç verici yazýlar yazdýklarýný çok iyi biliyorum. Özellikle de, bazý gazetecilerin 28 Þubat’ta bizzat komuta merkezinde yer alarak emir-komuta zinciri içinde darbenin hazýrlanmasýnda nasýl bir performans sergilediklerini de biliyoruz.

Darbe dönemlerinde suça bilfiil iþtirak edenlerin hesabý ayrý. Yargýlama süreçlerinin bir yerinde yollarý mutlaka mahkemelerle kesiþecektir. Ancak o dönemde, kalemdaþlarýný suskunlukla seyreden ve de ‘basýn özgürlüðünü’ hiç hatýrlamayanlarýn bugünlerde dillerinin çözülmesi son derece manidardýr.

Þimdilerde, bazýlarýnýn hiçbir utanma duygusu hissetmeden, gözümüzün içine baka baka, “Bilesiniz ki, bugün sansür, yazanlarýn, söyleyenlerin baþýna gelenlerdir.

Silivri’deki gazetecilerdir. Kovulmuþ yazarlardýr.

Korku iklimi, sansür makasýný iktidarýn elinden alýp yazarýn beynine gömmüþtür” diyerek adeta bir yalan üretim merkezi haline dönüþmelerini açýkçasý hazmedemiyorum.

Siz ne zaman demokrat oldunuz Allah aþkýna... Anladýk, darbeci kalemdaþlarýnýzýn ‘Ergenekon örgütü’nden yargýlanýyor olmasý kanýnýza dokunuyor. ‘Vesayet’ döneminin sona ermesi, size aðýr geldi onu da biliyoruz. Ama, bari ‘basýn özgürlüðünü’ Ergenekon’a alet etmeyin.

Bilelim ki, her gün köþelerinde, “Medyaya bugün uygulanan baskýnýn darbe dönemlerinden pek farký yok” þeklinde baský senaryolarý üretenlerin basýn özgürlüðünü savunmakla uzaktan yakýndan alakasý yoktur. Bu yaklaþým, tamamen ‘sýnýfsal’ ve ‘ideolojik’ bir bakýþýn ürünüdür.

Öylesine sýnýfsaldýr ki; mesela bugünlerde Önder Aytaç adlý polis eskisi edepsiz bir yazarýn Baþbakan Tayyip Erdoðan’a edep ve haya sýnýrlarýný aþan küfürleri konusunda, bu hak ve özgürlük sevdalýsý(!) yazarlarýn tek satýrlýk bir kýnamasýný bile görmedik.

Neden acaba?

Yoksa, terbiye yoksunu bu adamýn küfürleri, tam da sizin anladýðýnýz “basýn özgürlüðünün” bir parçasýný mý oluþturuyor?

Anlaþýlýyor ki, bu küfürbaz yazarýn, bir ülkenin baþbakanýna galiz küfürler etmesi, bazý yazarlarýn demokratlýðýna halel getirmiyor.

Çok garip bir þekilde, Ergenekon akrabasý yazarlarla Önder Aytaç’ýn yollarý Erdoðan düþmanlýðýnda kesiþiyor. Gerçi, çok da garip sayýlmaz. Zira, Önder Aytaç da bir dönem Oda Tv’de yazý yazmak için yanýp tutuþmuþ ama emeline ulaþamamýþ. Yani, bir bakýma mayalarý ayný.

Önder Aytaç adlý hastalýklý zatýn sergilediði son ‘ahlaksýz’ tavýr ve medyanýn suskunluðu aslýnda, medyadaki çok vahim bir gerçeðe iþaret ediyor: Bu ülkede, Ergenekoncularýn, darbecilikteki kadrosuzluktan demokratlýða terfi eden yazarlarýn, Önder Aytaç benzeri ahlaksýzlarýn, canlarýnýn istediði gibi bir ülkenin baþbakanýna küfretmesinde basýn özgürlüðü açýsýndan bir beis yoktur. Ama, Baþbakan Erdoðan, bu þirretliðe ve küfürlere itiraz ederse, isyan ederse, iþte o zaman medyanýn özgürlüðü tehlikede demektir!

Bir gerçeðin altýný çizelim, Türkiye’nin siyasi tarihinin hiçbir döneminde, bugün olduðu kadar bir ülkenin baþbakanýna bu denli aðýr hakaretler ve küfürler edilmemiþtir. Ne gariptir ki, bugün medyanýn baský altýnda olduðunu iddia edenler, ayný zamanda hiçbir ahlaki deðer tanýmadan fütursuzca küfredenlerdir.

Hem hiçbir kiþilik hakkýna saygý duymadan, demokratik kural tanýmadan hakaret ve küfredeceksiniz hem de ‘özgürlüðümüz kýsýtlanýyor’ diye ortalarda yalancý pehlivan gibi dolaþacaksýnýz. Alemin akýllýsý siz misiniz?

STAR’dan Türkiye’de bir ilk daha

STAR gazetesi, okurlarýna EN ETKÝLÝ DÝYET VE BESLENME SETÝ armaðan ediyor. Bu eþsiz hediye ile birlikte, diyet ve beslenme ile ilgili tüm bildiklerinizi yeniden gözden geçireceksiniz. Beslenme ve diyetle ilgili 10 eþsiz eser sadece 29 kupona. Ýlk kupon 11 Ekim Perþembe günü.