Bir Uygur sinemacı: Firdevsi Azizi

Eskişehir’de 22-24 Şubat 2014 tarihlerinde düzenleyecek olduğumuz ‘Uluslararası Turkuaz Sinema Günleri’ne yurtdışından katılacak konuklar Türkiye’ye avdet etmeye başlıyor. İlk konuğumuz, Çin Uygur Özerk Bölgesi’nden yönetmen Firdevsi Azizi. 1952 Kaşgar doğumlu Firdevsi Bey, aynı zamanda 1944’te kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nde maarif nazırı olan ve devrimden sonra Uygur Özerk Bölgesi başkanlığını yürüten ve ‘Türklerin Müslümanlığa Geçişi-Satuk Buğra Han’ kitabının ve diğer eserlerin yazarı Seyfeddin Azizi’nin yeğeni. Firdevs Azizi’nin, Türklerin tarihi bakımından medeniyetin beşiği ama son asırlarda fırtınalı bir geçmişe sahip olan bu topraklardaki kariyeri, 1980’de milli Uygur film stüdyosu olan Tanrıdağ Stüdyoları’nın müdürlüğünü yapmasıyla başlar. Bu arada ses mühendisliği, oyunculuk ve senaryo yazarlığı gibi işleri de yürütür. Daha sonra yönetmen olmaya karar veren Azizi, Özbekistan’da 1992-96 yıllarında Mannan Uygur Sanat Enstitüsü, Sinema ve Tv Fakültesi’nde yönetmenlik eğitimi alır.

***

1985’teki 4. Uluslar arası İstanbul Sinema Günleri’nde de gösterilen Artist Olmak İsteyen Kız’da yönetmen yardımcılığı yapan Azizi, 1982’de çekilen ve çok ses getiren Rena’nın

Düğünü gibi Uygur filmlerinde ve Çin’de çekilen başka filmlerde başrollerde oynamış, şimdiye dek 17 filmin senaryosunu kaleme almıştır. Televizyon için de dizilerin senaryosunu yazan yönetmen, 1995’te Dumanlı Seher, 2000’de Azaplı Yürek, 2001’de Kan Yaşlı Kısmet isimli filmleri yazıp yönetir. 2006’da çektiği Ak Kalpaklı Kırgızlar, Kırgızların kültürel hayatını ve etnografik özelliklerini resmeden bir bedii film (uzun metraj)’dir.

Çin Sinemacılar Cemiyeti’nin de üyesi olan Firdevsi Azizi, yeni projelerini hayata geçirmek için senaryo çalışmalarına devam etmektedir. Budizmle Müslümanlığın buluşmasını işleyen Satuk Buğra Han dönemi, günümüzde geçen ve milletlerarası bir karakter taşıyan çağdaş bir hikaye ve Kaşgarlı Mahmud’un doğumunun 1000. yılı vesilesiyle hazırladığı yine bir tarihi film bunların önünde gelmektedir. ‘Divan-u Lugat-it Türk’ün bu ünlü yazarının hayatını üç bölümlü olarak filmleştirmek arzusundadır. Senaryoda Türkiye faslı da bulunmakta, kitabın Türkiye’de bulunma serüveniyle, filmin son bölümünde buradan o topraklara giden idealist eğitimcilerin faaliyetleri işlenmektedir. Senaryo ayrıca ‘Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacib’i de görselleştirmekte, dönemin parlak ilmi ve kültürel hayatından kesitler sunmaktadır. Bu senaryoyu Türkiye’deki yapımcılarla bir ortakyapım olarak hayata geçirme arzusunda olan Azizi, tarihi kökler bakımından birbirine bağlı iki toplumun kültürel ilişkilerinin güçlendirilmesi gerektiği inancını taşımaktadır.

Uluslararası Turkuaz Sinema

Günleri’ne diğer ülkelerden katılacak konuklarla adeta ufak çaplı bir sinema kurultayı toplanacaktır. Günler boyunca tertip edilecek atölye ve panellerde, bu ülke sinemalarının bugünü ve gelecek için ne yapılabileceği hususunda

önemli sunumlar yapılacaktır. Türkiye ve bu ülkelerle oldukça gecikmiş bulunan sinemasal işbirliğinin gündeme gelmesi, bundan sonra da düzenlenecek benzeri festival organizasyonlarıyla ivme kazanacağı şüphesizdir.