Bir yanda seferberlik, bir yanda 330

Kimileri katýlmasa da, millet çoðunluðu Cumhurbaþkaný Erdoðan gibi düþünüyor. Ortada büyük bir oyun var. Güçlü, özgür ve müreffeh Türkiye mücadelemizin önü kesilmek isteniyor. Türkiye bir ateþ çemberinin içinden geçiyor.

Yaþadýðýmýz günler, Ýstiklal Harbi günlerinin aynýsý, hatta daha büyük tehdit ve tehlikelerin hedefiyiz. Irak ve Suriye’de olanlar, içeride azgýnlaþtýrýlan terör olaylarýndan baðýmsýz deðil. Canlý bombalar Kobani’den, Kandil’den geliyor. DEAÞ’a karþý çarpýþýyorlar diye PKK’nýn Suriye kolu YPG’ye, ABD askerleri sadece eðitim vermiyor, silah ve mühimmat da veriyor. En son DEAÞ’ýn bölgede tek uçaðý olmamasýna raðmen taþýnabilir hava savunma füzeleri veriyorlar.

AB ülkelerinde, bütün terör örgütü mensuplarý kollanýyor, himaye görüyor.

NATO’da müttefik olarak birlikte olduðumuz, dost bildiðimiz ülkeler gözümüzün içine aka baka bize ihanet edenlere, ülkemizi parçalamak isteyenlere destek çýkýyor. 

15 Temmuz darbe giriþiminde de milletimizin kahramanlýðýný, ihaneti püskürttüðünü gördükten sonra ancak tepki verdiler. Meclisimiz bombalandý, masum insanlar katledildi, bir AB üyesi ülke yetkilisi (baþbakan, cumhurbaþkaný) demokrasi adýna, insan haklarý adýna bir geçmiþ olsan ziyaretine gelmedi.  Gerçekleþmeyen darbe için, beklentilerinin boþa çýkmasýndan doðan bir burukluk, bir tutukluk sergilediler…

Ýstanbul Beþiktaþ ve Kayseri’de doðrudan polisimize ve askerimize yönelik terör saldýrýlarýndan sonra kerhen yayýnladýklarý mesajlar hiç inandýrýcý deðil.  Çünkü bizim Batý’dan beklentimiz kýnama mesajlarý deðil, terör örgütleri mensuplarýna verdikleri desteði, silah yardýmýný kesmeleridir. Bizi çileden çýkaran Batý’nýn ikiyüzlülüðüdür.

Sayýn Cumhurbaþkanýmýz “Tüm terör örgütlerine karþý seferberlik ilan ediyorum. Gün, çekiþme günü deðil, çatýþma günü deðil, husumet günü deðil, birlik ve beraberlik günü” diyor.

Sözün önünü, arkasýný kesip alanlar bu teyakkuz, hassasiyet, birlik çaðrýsýný baþka taraflara çektiler. CHP Grup Baþkanvekili Engin Altay, Sayýn Erdoðan’ýn çaðrýsýndan birkaç saat sonra, “Sayýn Cumhurbaþkaný liderler zirvesini istismar etmesin. 78 milyon insaný, terör örgütlerinin açýk hedefi haline getirip terör üzerinden siyaset yapmasýn…” dedi. Bu mudur siyaset, bu mudur vicdan, insaf? Türkiye’yi terör örgütlerinin hedefi haline getiren, terörle en cesur mücadeleyi veren Cumhurbaþkaný Erdoðan mý? ABD’nin silah yardýmý yapmasýna, Avrupa ülkelerinin hamiliðine, yabancý istihbarat teþkilatlarýnýn kirli oyunlarýna, Ýran’ýn hesaplarýna, tezgâhlarýna diyecek tek lafýnýz niye yok?

Bakýnýz bugün Cumhurbaþkanlýðý sistemi ile ilgili AK Parti ve MHP’nin üzerinde uzlaþtýðý Anayasa deðiþikliði teklifi, Anayasa Komisyonu’na geliyor. CHP bu teklifi, demokrasiyi yok etme projesi olarak ilan etti. Önceki gün Kýlýçdaroðlu baþkanlýðýnda, parti meclisi üyeleri ve milletvekillerinin katýlýmýyla yapýlan 7 saatlik toplantýda, görüþmelerde izlenecek yol haritasý belirlendi. MHP ve AK Parti içinde tekliften rahatsýz olan milletvekillerini bulup ikna etme çalýþmasý yapacaklarmýþ. Anayasa Komisyonunda çatýþmacý bir üslup deðil, AK Partili ve MHP’li milletvekillerini ikna edici bir dil kullanýlacakmýþ.

CHP ve HDP’nin bütün hedefi, deðiþiklik teklifinin, 330 milletvekilinden destek almasýný önlemek. Cumhurbaþkanlýðý sistemi hamlesini Meclis’te durdurmak. Referandumun önünü kesmek.

Bir yanda milli seferberlik, birlik ve beraberlik çaðrýsý. Bir yanda Meclis çatýsý altýnda adeta bir meydan muharebesine hazýrlýk. Daha zor günler geliyor…