Bir yandaþtan Yýlmaz Özdil’e açýk mektup...

Bak Yýlmaz Özdil, seni zerre kadar sevmem bilirsin... (Bilmiyorsan da öðrenmiþ oldun!..)

Sadece benim gibi yandaþ yazarlar deðil, yandaþ vatandaþ da senden hiç hazzetmez... (Bunu kesin biliyorsundur!...)
Yok merak etme Yýlmaz.., bu yazýyý sana ne kadar gýcýk olduðumu anlatmak amacýyla yazmýyorum... Mevzu ‘sen’ olduðun için, ister istemez “otomatik giydirme refleksi” oluþuyor!... Ýdare ediver gari, Levanten cenneti

Ýzmirlim!...

Sadede geleyim...

Öncelikle okurun meseleyi iyi anlamasý için yazýndan uzun alýntýlar yapmak zorundayým... (Uzun alýntý?!.. Þansa bak.., senin de uzun yazacaðýn tuttu!... Normalde senin herhangi bir yazýnýn tamamý tek bir Twit olarak bile atýlýr be!...)
Senin ulusalcý ekip Beþar Esed ile bir reportaj yapmýþ... Sen de Esed’in yaptýðý açýklamalarý þöyle yorumlamýþsýn;
...“(Beþar Esad), Tayyip Erdoðan hakkýnda “yalancý, baðnaz, dürüstlüðü tanýmayan, kiþilik sorunlarý yaþayan, en düþük seviyede ahlaki deðere bile sahip olmayan” sýfatlarýný kullandý. CHP’yi övdü, laiklikten dem vurdu. Ahmet Davutoðlu’na yalancý derken, dengeyi kolladý, Tayyip Erdoðan’la arasý limoni olan Abdullah Gül’e toz kondurmadý. Sanýrsýn Ýsviçre’nin cumhurbaþkanýdýr, demokrasi dersi vermeye kalktý. Dinledik tabii...

Sonra “en baþta Ortadoðu hacivatlarý, hiçbir yabancý ülke liderinin Türkiye Cumhuriyeti Baþbakaný’na hakaret etme hakký yoktur” dedim. “Televizyonlar üzerinden yürütülen bu tür psikolojik harekâtlarý dinleyeceðimize, pýrýl pýrýl Türkiye Cumhuriyeti, yüzü Batý’ya dönük Atatürk Cumhuriyeti, nasýl oldu da, bu adamlarla kol kola girdi, nasýl oldu da kendimizi bir anda Ortadoðu bataklýðýnda bulduk, buna kafa yormalý” dedim...”

...


Evet aynen böyle demiþsin Yýlmaz... Bu sözlerinin ardýndan sana mesaj yaðmýþ... Gelen mesajlardan örnekler vermiþsin... (Bayaðý bir uzun olduðu için küçük bir kýsmýný aktarýyorum..)

....“Kaç para aldýn RTE’den?” diye sormuþ Duygu. “Tayyip’in avukatý” demiþ Mehmet. “Sevilen bir lidere, Esat’a hakaret ettiniz” demiþ Utku. “Atatürkçü olmadýðýný gördük” diye öfkelenmiþ Ulaþ. “Duyduklarýma inanamadým, o konuþan siz miydiniz, dublörünüz müydü?” diye merak etmiþ Levent. “Tayyip kendi halkýna hakaret ederken bir kelime itiraz ettin mi?” diye sormuþ Erhan. “Esad’ýn maruz kaldýklarýný bilmeden konuþuyorsun, þerefsizsin, alçaksýn, gazeteci bozuntususun” diye baðýrmýþ Cihan. “Abim olsanýz bu kadar severim sizi ama, az bile söyledi Esad” diye üzülmüþ Bülent. “Senin içyüzünü de öðrendik, neden bir anda deðiþtin, Silivri’yle mi korkuttular seni” diye kuþkulanmýþ Ali. “En kritik anda dönüveren piyondan baþka bir þey deðilmiþim” Umut’a göre... “Defol Ýzmir’e git” diye kovalamýþ Hakan. “Yandaþsýn” demiþ Uður. “Ýktidara yaranmaya çalýþma, halkýn yanýnda ol biraz” diye uyarmýþ Hasan. “Müslüman Kardeþler seninle gurur duyuyordur herhalde” diye giydirmiþ Arzu... Halit’e göre “Tayyip’in ruh ikizi”ymiþim. “Ýlk defa keþke iþinden kovulsan diye içimden geçirdim, hak etmiyorsun bu mesleði” diye dua etmiþ Oktay...”

(Buna benzer sayýsýz mesaj gelmiþ...)

...


Ýþte böyle Yýlmaz...

Kafana dank etti mi, bir aydýnlanma oldu mu bilmem... (Ýnþallah olmuþtur)

Sen yýllarca cumhuriyetin Yýlmaz bekçiliðini yap...

Askeri vesayetin ve Kemalizm’in bekasý için didin dur...

Silivri’dekilere kol kanat ger...

Ýrticaya karþý göðsünü siper et...

Her seçimde ve referandumda canýný diþine takarak AK Parti’ye karþý mücadele ver...

Ýktidarýn icraatlarýný bilâ istisna eleþtir, yerden yere vur...

Ve bir gün çýkýp þöyle de;
“En baþta Ortadoðu hacivatlarý, hiçbir yabancý ülke liderinin Türkiye Cumhuriyeti Baþbakaný’na hakaret etme hakký yoktur...”

Vay sen misin bunu diyen...

Onca emek ve göz nuruna raðmen, ulusalcý, çaðdaþ, Kemalist ve pek laik hayranlarýn seni bir çýrpýda silsin!...

Etmedikleri hakaret kalmasýn...
Neden?

Koltuðu babadan devralmýþ, 100 binin üzerinde insaný katletmiþ, çocuk bebek demeden kendi halkýný kimyasallarla zehirlemiþ Esed denen alçak bir diktatörün baþbakanýmýza hakaret etmesini kabullenemediðin için...

Demek ki, senin ulusalcýlýk damarýnýn en kýlcal noktasýnda varmýþ bir parça vicdan...

Ama belli ki, senin uðruna mücadele ettiðin o çaðdaþ zevatta vicdan kýrýntýsýndan eser yok...

Gördün mü bak, seni anýnda sattýlar...

Bir de bize ‘Bidon Kafalý’ diyorsun...

Bidon yine iyi.., seninkiler ‘Sifon Kafalý’ çýktý...
Ýþine gelmeyince çekiyor sifonu üzerine, boþaltýyor kafayý!...

Hiç acýmýyor, gönderiveriyor delikten adamý!...
Sonrasýný hiç sorma, Levanten cenneti Ýzmirlim!..