Bir Yýlan Hikâyesi: Filistin!

Küfür rûhun yelpâzesi imiþ. Öyle derler.

Tabii ki faydadan hâlî deðil. Kendi deneyimlerimden biliyorum.

Öte yandan ömrüm boyunca küfür mârifetiyle Allâh için tek bir problemimi halletdiðimi de hatýrlamýyorum.

Þimdi kaç gündür Ýsrâil’e ana avrat dümdüz gidiyoruz ve bu arada zaman zaman maalesef “Ýsrâil” ile “Yahudi” kavramlarýný da birbirine karýþtýrýyoruz ki benim þahsen fenâ halde canýmý sýkan bir durum. Bunu da eklemeden geçemeyeceðim. Bütün Ýsrâilliler Yahudidir ama bütün Yahudiler Ýsrâilli deðildir!

Fakat asýl konum bu deðil.

Asýl konum, þu sövüp sayma faslý hayýrlýsýyla hitâma erdikden sonra ne olacaðý.

Bu tür cevâbý zâten herkesçe bilinen, ama üslûba revnak katmak amacýyla sorulan suallere retorik soru denir. Retorik zâten hitâbet/belâgat/söz sanatý demek.

Evet, bu sövüp sayma faslý bitince ne olacaðý belli:

Herkes böylece vazîfesini yapmýþ insanlarýn vicdan huzûru içinde iþine gücüne dönecek ve sonuç olarak hiç bir þey deðiþmeksizin kýsa süre sonra eski oyun yine baþlayacak.

1948’den beri olan bu!

Deðiþen tek þey, Ýsrâil’in zamân içinde usul usul topraklarýný geniþletmeye devâm etmesi.

Kýsacasý hem suçlu hem güçlü olunca ve baþda Amerika ve Almanya olmak üzere Batý’dan mütemâdiyen destek görüp sýrtý sývazlandýkça bu uðursuz helezon böyle döne döne yükselmeye devâm edecek.

Ýþin hazin yaný bu durumun, Suûdî Arabistan yâhut Mýsýr gibi bir dizi Arab devletinin de iþine gelmesi. Biliyorsunuz ki baský rejimleri için birer “dýþ düþman” içeride halký oyalayýp huysuzlaþmasýný önlemek için biçilmiþ kaftanlardan biridir. Bir yandan “millî birlik ve berâberliðe her zamankinden daha fazla muhtâc olduðumuz þu günlerde” nutuklarý atarsýnýz ve içinizden de o sâhici yâhut mevhum düþmana uzun ömürler dilersiniz, çünkü onun varlýðý bir bakýma sizin varlýðýnýzýn da garantisidir.

Demek istediðim, bütün mes’ûliyeti, Ýsrâil’i aþýrý derecede kollayan Batýlý büyük devletlerin üzerine atmak, biraz da iþin kolayýna kaçmakdýr.

Rahmetli hocalarýmdan Profesör Otto Spies þöyle derdi:

“Bir konuda Arablar baþarýsýz olunca ilk iþ buna hangi dýþ komplocularýn sebebiyet verdiðini araþtýrýr ve derhâl birini de bulurlar. Türkler ise baþarýsýzlýða uðrayýnca ‘Biz hangi hatâyý iþledik de baþarýsýz olduk?’ sorusuna cevab ararlar. Eðer varsa kendi hatâlarýný tesbît etdikden sonra da diðer sebeblere, yâni dýþ âmillere yönelirler. Aradaki fark budur.”

Baðlayacak olursak, evet, Ýsrâillilere ana avrat dümdüz gitmek, esâsen pek de jantiy bir davranýþ olmamakla berâber, eh, qâbil-i tefehhümdür, anlaþýlabilir. Ancak pratik en ufak faydasý dahî yokdur.

Bence Filistinlilerin þimdiye kadar yeterince önemsemeyip az çok ‘yâ Allah, bismillah’ metoduyla yürütdükleri husus askerî eðitim alanýndaki fevkalâde büyük yetersizlikleridir. Bu meseleyi gazeteci olarak en az 50 yýldýr izlerim. Pek yoðun bir þekilde olmasa da izlerim. Bu yarým asýrlýk süre içinde görüntülü malzemeden anlayabildiðim, zamân içinde belirli bir düzelme olsa bile, Filistinlilerin askerî açýdan kesinlikle parlak bir manzara arzetmediðidir. Filistinlilerin bizlere ordu diye sunduðu, daha dirsek temâsý aralýðý hizâya girmeyi dahî beceremeyen bir silahlý kalabalýkdýr.

Diyeceksiniz ki geçit resmine çýkýp ahâlîyi mi eðlendirecekler?

Hayýr ama her iþ gibi bunun da bir raconu vardýr ve eðer orduyum diyorsanýz ordu görünüþünde olmalýsýnýz. Yâni ben þuyum buyum demekle þu bu olunmuyor; hakkýný vereceksiniz.

Onun için mahviyyâne kanaatime nazaran Filistinlilerin yapmasý gereken, önce kendi hinterlandlarýna çekilerek orada uzun, ama adamakýllý uzun süre askerî personel yetiþtirmeye gayret etmeleridir. Sâdece komando eri deðil, doðru dürüst ve yeterli sayýda subay ve astsubay!

Arab ülkelerinin yaný sýra Türkiye de bu konuda Filistinlilere yardýmcý olabilir ve olmalýdýr da!

Aksi halde bu pilav daha çok su kaldýrýr ve bizler de daha uzun yýllar rûhumuzu yelpâzelemekle vakit öldürürüz.