Tam bir yýldýr süren iþgal, öncekilerden þiddetli ve sistematik. Bu durum artýk birçok gerçeði çýplak gözle görmemizi saðladý. Dünyada net biçimde bir ayrým var.
Hukuk diye ortaya konulan metinleri buruþturup çöpe atanlar, bu metinleri bizlere salýk verenler... Ýfade özgürlüðü diyerek nara atanlarýn, devletler hakkýnda bu konuda "notlama" yapanlarýn birçoðu "ateþkes" ifadesini kullanmayý bile yasakladý...
GAZZE OLUNCA ÝÞLER DEÐÝÞÝYOR...
Konu Gazze olunca; "uluslararasý hukukun" temel ilkelerinin bir hiç olduðunu anladýk, BM'nin güvence kurumu deðil, "tavsiye" kurumu bile olamadýðýný gördük. Bir ülkenin veto hakkýnýn, BM genel kurulu kararýný nasýl iþlevsiz kýldýðýný izledik. Çünkü sistem böyle kurulmuþ!
HUKUKUN ÝSTÝSNASI GAZZE
Sadece Ýsrail'in deðil neredeyse tüm dünyanýn uyguladýðý "apartheid rejimine" maruz kaldýðýný görüyoruz Filistin'in. Gazze meselesi gündeme gelince uluslararasý Ceza Mahkemesi yetkililerinin tehdit edildiðini, sivillerin öldürülmesinin "soykýrým suçu" için yetmediðini, göçe zorlamanýn bir hak ihlali olmadýðýný gördük. Çocuklarýn ve kadýnlarýn öldürülmesi bu alanda çalýþan sivil toplum yapýlarýnýn pek de umurunda deðilmiþ, anladýk.
TAM BÝR YIL GEÇTÝ!
Evet bir yýl geçti. Sesi yükselen birkaç ülkenin dýþýnda bu "organize kötülüðe" karþý somut ve önleyici adýmlar atýlmamasýnýn birinci yýl dönümündeyiz. Hastanelerin, okullarýn, camilerin, kiliselerin bombalandýðý, tarumar edildiði, bir toplumun "canlý yayýnda" yer yüzünden kazýndýðý bir yýl geride kaldý.
"ÝNSAN HAKLARI"(!)
Yaþanan olaylarla anladýk ki; uluslararasý hukuk denilen þey, birtakým ülkelerin dünyayý denetim altýnda tutmak için kurguladýðý kurallar düzeni. "Ýnsan haklarý", ihlallerin "yandaþlarca" yapýlmasý halinde meþru sayýldýðý bir fikir dünyasýnýn ürünü. Düþünce özgürlüðü denen þey, sosyal medya algoritmalarý ile "farkýna varmadýðýmýz" bir ayýrýmcý rejime tabi. Mazlumu savunmak ve onun sesi olmak yasak, zalimi "ayakta alkýþlatmak" etik. Dünyada artýk hiç kimse güvende deðil. Herkes bir biçimde tehdit altýnda...
ÝSRAÝL'DEN "HUKUKSUZLUK" DERSÝ!
Ýsrail tüm dünyaya "BM'nin bir güvence sistemi olarak kurulmasýna dair tüm müktesebatý" çöpe atmamýz gerektiðini gösterdi. Bu, "uluslararasý hukuksuzluk nasýl olur?" sorusunun da cevabý. Hukuk fakültelerinde okutulacak ve soru olarak sorulmasý gereken bir konu. Bilmiyorum kaç akademisyen bunu gündemleþtirme cesareti gösterir veya gösterebildi? Bu hukuksuzluk 7 Ekim'de baþlamadý. 7 Ekim bu hukuksuzluðun ayyuka çýktýðý gündür. Öncesinde ise daha kötü bir dram saklý. Yaþam, mülkiyet, saðlýk ve çevre haklarýnýn sistematik ihlaline dair büyük bir insanlýk ayýbý yani!
BÝLE BÝLE YAPIYORLAR
ABD baþta olmak üzere mühimmat saðlayan herkes bu iþin içinde ve suça ortak. Bunun açýk ispatý da geldi. Gözden kaçýranlar olmuþ olabilir diye kýsaca hatýrlatayým. Reuters'ten Hümeyra Pamuk'un yaptýðý bir haber çok dikkat çekici. Haberde, ABD'li üst düzey yetkililerin bölgedeki görevli ve uzmanlarca, 13 Ekim'de yani iþgalin baþlamasýndan 6 gün sonra, Ýsrail'in Gazze'deki askeri operasyonuyla savaþ suçu iþleyeceði yönünde haberdar edildiði bildiriliyor.
REUTERS'ÝN HABERÝ
"Savunma Bakan Yardýmcýsý Dana Stroul, 13 Ekim'de Baþkan Biden'ýn üst düzey danýþmanlarýna bir e-posta gönderdi. Stroul, Ýsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki 1 milyondan fazla Filistinliyi tahliye etme planýnýn insani bir felakete yol açabileceðini hatýrlatýyor. Stroul Ýsrail'in uluslararasý hukuku ihlal edebileceði konusunda uyarýda bulundu"... Hatýrlayalým Uluslararasý Ceza Mahkemesi Baþsavcýsý Khan "elimizde 700'ün üzerinde görüntü var, suç iþlendiðine dair" demiþti.
Herkes biliyor. Herkesin gözleri önünde sürüyor bu zulüm!
Susan herkes iþte bu yüzden fail! Elinden geleni yapanlara selam olsun...