Bir yönetmenin öðleden sonrasý
Brian de Palma’nýn Öldüren Tutku’su izleyiciyi arzularý ve hýrslarý uðruna her þeyi göze alan iki kadýnýn dünyasýný gözetlemeye davet ediyor.
Carrie ve Yaralý Yüz baþta olmak üzere bir dizi kült filme imza atan Amerikalý usta Brian de Palma, Black Dahlia’dan sonra altý yýl ara verdiði sinemaya Öldüren Tutku / Passion ile döndü. Öldüren Tutku, Fransýz sinemasýnýn kara filmleriyle ünlü ustasý Alain Corneau’nun son filmi Crime d’Amour’un serbest bir Ýngilizce versiyonu. Bu film ayný zamanda De Palma’nýn sinemasýnýn köklerine dönüþü olarak da nitelendirilebilir. Ýnsanýn iki temel içgüdüsü þiddet ve cinselliði cüretkar biçimde irdelerken yönetmenliði de mükemmelen icra etmeye odaklý sinemasýnýn son derece stilize bir örneðini veriyor.
Öldüren Tutku, biçim yönünden o derecede stilize ki gerçek dünyadan koparak çokuluslu bir þirkette yükselmeye çalýþýrken tutkularýný da dizginlemeyen iki hýrslý kadýnýn arzular, rüyalar ve fantezilerden ibaret dünyasýný yaratýyor. Ultramodern mimarisinden renklerin dýþavurumcu biçimde kullanýldýðý giysilere dek ince eleyip sýk dokuyarak yarattýðý bu kadýnsý iþ dünyasýnda kahramanlarýnýn belden aþaðý entrikalarla geliþen düellosuna odaklanýyor.
Rapace’ýn canlandýrdýðý Isabelle’i çalýþtýðý reklam þirketinin vamp yöneticisi Christine’in gözüne sokan buluþu, kýz arkadaþýnýn pantolon arka cebine koyduðu akýllý telefonla çevreyi görüntülemesi! Bu görüntünün kýþkýrttýðý erotizm, McAdams’ýn canlandýrdýðý Christine’in dominant olduðu iliþkiye (Paul Anderson’ýn oynadýðý iþ adamý Dirk) Isabelle’i de dahil etmesiyle oluþan aþk üçgeninin video kaydýna uzanýyor. Görmek, görünmek, görülmek eylemleri üzerine düþünceleri yönetmenin dikiz aynasýna takýlan bakýþýndan bize ulaþýyor. Christine’in seviþirken maske takmasý ve bu maskenin Isabelle için Christine ve onun temsil ettiði iktidarla özdeþleþmeyi ifade etmesi yle taçlanan “Kim kimdir? Kim kime bakýyor?” iktidar oyununa dahil ediyor bizi.
Yönetmenin üslubunda daha ilk filmlerinden itibaren kendini belli eden Hitchcock esinli röntgencilik / voyeurism Öldüren Tutku’nun her anýna sinmiþ. Günümüzün görsel iþitsel teknolojisi, akýllý telefonlar ve güvenlik kameralarý filmin görüntülenmesinde / gözetlenmesinde önemli rol oynuyor. De Palma, Hitchcock ile adeta rekabetini, yaklaþýk beþ dakika boyunca ikiye bölünmüþ ekranda Pan’ýn Öðleden Sonrasý balesiyle Noomi Rapace’ýn bu gösteriden ayrýlýp cinayet planýný uygulamaya koymasýnýn paralel anlatýldýðý bir sekansta doruða vardýrýyor. Hitchcock’un Sapýk’taki duþ, Arka Pencere’deki dürbün sahnesi gibi ikonik sahneler yaratmanýn eþiðine geliyor De Palma…
Bu eþiði David Lynch’in Mullholland Drive’daki baþarýsýna doðru atlamaktansa parodinin sýnýrlarýnda geziniyor. Stanley Kubrick’in Gözleri Tamamen Kapalý’sýndan daha fazla kara mizah, hatta grotesk içeriyor. Bu da filmi büyüleyici yerine tuhaf, etkileyici yerine abartýlý, duygusal yerine gülünç sýfatlarýyla tanýmlamamýza meydan veriyor. De Palma’nýn geçmiþte yaptýðý filmlerde, tarzýný oldukça tartýþmalý bir zemine oturtan dozaþýmlarý Öldüren Tutku’da da varlýðýný kuvvetle hissettiriyor. Almodovar’ýn görüntü yönetmeni Jose Luis Alcaine’yi tercih etmesi boþuna deðil. De Palma’nýn kendini dizginlemektense coþkusunu titiz bir zanaatkarlýk eþliðinde serbest býraktýðý ve bundan zevk aldýðý adeta perdede somutlaþýyor! Claude Debussy’nin Stephane Mallarme’nin ayný adlý þiirinden bestelediði prelüdden Nijinsky’nin koreografisini yaptýðý balede, su perileriyle gönül eðlendiren ve arzularýný açýða çýkaran rüyalara dalan Pan ile De Palma’yý özdeþleþtirebiliriz!