Bugün genç ve idealist bir akademisyenin tecrübeleri ve görüþlerine yer vereceðim. Tanýmadýðým bir akademisyenden bahsetmiyorum. ODTÜ’de birlikte öðrencilik yaptýðým, ardýndan doktora ve öðretim üyeliði boyunca yaptýðý fedakarlýklarý ve nitelikli çalýþmalarý çok iyi bildiðim birisinden bahsediyorum.
Akademik çalýþmalarý uluslararasý ödüller almýþ birisinin mektubuna yer vereceðim.
Mektubunda hem ümit hem de feryat var. Ümit kýsmý, sistemin deðiþmesi yönünde. Feryat kýsmý, mevcut YÖK ve rektörlük sisteminin doðurduðu “derebeylik” hakkýnda. Son on yýlda yükseköðretime muazzam yatýrýmlar yapýldý. Özellikle de yeni kurulan üniversitelerin geliþmesini isteyen birisi olarak, idealist akademisyenlerden gelen bu tür feryatlarýn YÖK, hükümet ve Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan tarafýndan da incelenmesi gerektiðini düþünüyorum. Çünkü, burada yazýlanlarýn tamamý maalesef mevcut sistemin üretmeye açýk olduðu anormallikler yani bizim hikayemiz. Dolayýsýyla her uyarýsýný çok önemsiyor ve kýsaltarak dikkatinize sunuyorum:
“Yeni hükümetin önünde duran en önemli konulardan biri Türkiye’deki yükseköðretim sistemi. Vesayetle mücadeleye sýk sýk vurgu yapan AK Parti’nin Yeni Türkiye vizyonunda yükseköðretim sistemi için de geniþçe bir yer olmasý gerek. Yeni Türkiye söyleminin inandýrýcýlýðý, bu tür cesur ve köklü hamlelerle kendini gösterebilir. YÖK’ün ne de facto olarak ne de de jure olarak Türkiye’nin mevcut gerçekleriyle örtüþmeyen yapýsý, bizzat YÖK Baþkaný Gökhan Çetinsaya tarafýndan da dile getirildiðine göre deðiþim konusunda artýk daha ümitli olabiliriz.
Peki YÖK neden deðiþmeli? Þimdi, sýký durun. Zira hayal gücünüzü bile çok zorlayacak gerçeklerden söz edeceðim.
Bir üniversite düþünün ki, öðrenciler kampüse girerken özel bir bankanýn kredi kartýný ibraz etmek zorunda býrakýlýyor (Soru: Aðrý Ýbrahim Çeçen Üniversitesi’nde kaç öðrencinin evine, rektörlük ile özel bir banka arasýndaki protokol gereði kayýt esnasýnda ellerine tutuþturulan ve kampusa giriþte ibrazý zorunlu olan kredi kartlarý yüzünden ihtar gitti? [BDDK’ya duyurulur.] Kaç öðrenci bu þekilde borç bataðýna sürüklendi?)
Bir üniversite düþünün ki, rektörlük seçimlerine 3 ay kala 20’nin üzerinde seri öðretim üyesi (seçmen) ilanýna çýkýlýyor. Kurucu rektör ancak bu seri atamalarla seçimleri kazanabiliyor. Üstelik bu seri atamalar, öðrencisi olmayan veya birkaç öðrencisi olan bölümlere yapýlýyor.
Bir üniversite düþünün ki rektörü, onca üniversite mezunu, yetiþmiþ insan varken, lise mezunu bir yakýnýný, vekâleten üst düzey idari bir pozisyonda çalýþtýrýyor.
Bir üniversite düþünün ki rektörlük seçimlerinden hemen sonra rektör kendisine oy vermeyenleri tek tek tespit ederek her birine ayrý eziyetler etmeye baþlýyor. ‘Neden bu ihaneti yaptýnýz? Sizi elimde sopayla dürtmediðim için mi bana oy vermediniz?’ diyebiliyor. ‘Siz hâlâ bu ülkede seçimle rektör atandýðýna mý inanýyorsunuz?’ diyerek onlarýn iradelerini aþaðýlýyor. ‘Beðenmeyen defolur gider!’ diyerek hakaret etme cesareti buluyor. Seçimlerin üzerinden iki yýl geçmesine raðmen seçimlerdeki öfkesiyle, karþýt oy kullananlara yakýnlýklarýný bildiklerinin (doktorasýný bitirdikleri halde) atamalarýný yapmýyor.
Bir üniversite düþünün ki, rektörlüðü tarafýndan kurulan bir dernek hesabýna, öðrenci kayýtlarý esnasýnda ‘baðýþ’ toplanýyor ve gerçekten yoksul durumdaki öðrencilerin bu ‘baðýþ’larýyla rektöre SUV model ‘makam aracý’ alýnýyor.
Bir üniversite düþünün, rektörü araþtýrma görevlisi alýmýnda jüri baþkanýný arayarak adaylarýn aldýðý puanlar neticesinde oluþan sýralamanýn deðiþtirilmesi için talimat vermeye kalkýyor.
Bir üniversite düþünün ki rektörü, uzmanlýk alaný olsun olmasýn üzerine ders yükü alýp bir saat bile o derslere girmeden, araþtýrma görevlilerini yerine göndererek ek ders ücretlerini cebe indiriyor.
Þimdi, bir yükseköðretim sistemi düþünün ki, içerisinden bu tür bir rektör çýkýyor. Yükseköðretim sistemi ve YÖK’ün deðiþmesi için daha ne olmasý gerek?”
Yrd. Doç. Dr Coþkun TAÞTAN
Aðrý Ýbrahim Çeçen Üniversitesi
FEF Sosyoloji Bölümü