Bir zamanlar Ýbrahim Tenekeci

Zamaný (20 yýl kadar) geriye sarýp 30 yaþýna henüz basmýþ þair Ýbrahim Tenekeci ile söyleþmek istiyorum bugün. 

Dördüncü kitabý yeni çýkmýþ. Ýlk kitabý Üç Köpük,ardýndan Peltek Vaiz, (hastanede yazýlan günlüklerden oluþan) Üz-günlükve nihayet ‘Güzellik Uykusu’

Bir köþede oturup konuþuyoruz, muhtemelen çay içiyoruz. 

 ‘Genç þair’le ruhun çekmecelerinde gezinmiþiz. Not tutmuþum. ‘Uçsuz bucaksýz bir dolaptýr dünya, bizler onun çekmeceleriyiz’demiþ Ýbrahim. 

Kelimelerle arasý iyi… Onun için ‘sözü yormayan þair’ diyorlar. Ýddiasýz ama etkileyici, sahici þiirler yazýyor. ‘Þiir elimden tuttu, babalýk yaptý bana’diyor. 

Ýlk kitabýna gelen iltifatlar onu ürkütüyor; ‘Ya altýndan kalkamazsam’!

Þükür, korktuðu baþýna gelmiyor. Sonraki kitaplarý da ilgiyle karþýlanýyor. O zaman çýtayý biraz daha yükseltmeli… Bir çay daha... Hüzünle yudumlarken anlatýyor… 

Ömrünün baharýnda aðýr bir hastalýk yaþadý Ýbrahim. 49 kiloya kadar düþtüðü günler oldu; bir deri bir kemik. Verem dediler. Hastane odalarý… Çok çalýþýlan, týrmalanan günlerin, uykusuz gecelerin birikimiydi ‘Üz-günlük’.

Hayatýn en güzel ve en trajik yýllarý olan 20-30 yaþ arasýnda yazdým o günlükleri. Sýfýrdan yola çýkmýþ bir gencin, rüþtünü ispatlayýncaya kadarki mücadelesi var o günlüklerde. Belki de þiirlerimin perde arkasý…’’

Çekip gitmelerden, daha önce hiç girmediði sokaklarý adýmlamaktan, insan içinde olmaktan hoþlanýyor þair. Sardunyalarý çok seviyor. Edip Cansever’in ‘Beni bir sardunya büyüttü’dizesini de... Onlarca saksýsý, 7 ayrý renkte sardunyasý var. 

Her yerden, her þeyden çabuk sýkýlýyor. Çok iþyeri deðiþtirmesi belki de bundandýr. Gel gör ki, bu göçebe ruhunun sýðýndýðý liman her seferinde þiir oluyor. 

Konuþmaya devam etmiþiz…  “Üç Köpük’teki þiirler, yürürken mýrýldandýðým, kendiliðinden gelen þiirlerdi. Ezberimde olurlardý, sonra oturup temize çekerdim. Ama ‘Peltek Vaiz’ ve ‘Güzellik Uykusu’ndaki þiirler kurgulanmýþ, oturup düþünülmüþ þiirlerdir. Beþ sene önce þiir söylerdim, þimdi yazýyorum.”

 

NUMARA ÇEKMÝYOR

Yakýnmýþým Ýbrahim’e... ‘Bende þiire kabiliyet yok’demiþim. Sözü dolandýrmamýþ… “Þiir yetenek iþidir. Bu biraz doðuþtan gelen bir þey. Binlerce þiir kitabý okusanýz, okuluna da gitseniz, yine bir þey çýkmayabilir.”

Yazýk bana!.. 

Devam etmiþ Ýbrahim… “Benim þiirimin yüzü hep sokaða dönüktür. Orada insanlarý görürsün, nefes alan, kýmýldayan, tartýþan, kavga eden insanlar. Odaya kapanarak yazanlar da var ama oradaki suniliði hemen sezerim ben. Þiirimde numara çekmiyorum. Samimiyetin yaný sýra orijinal olaný vermeye çalýþýyorum.’’

Ýsmet Özel, Cemal Süreyya, Edip Cansever,Borges, Steinbeckokumanýn kendisine yakýþtýðýný düþünüyor; mutlu oluyor onlarý okudukça.

Aman ha… Dev aðaçlarýn gölgesinde cüce otlar bitermiþ ya… Ýbrahim gölgede olmanýn sakýncalarýný bildiðinden hemen güneþe çýkýyor, kendi türküsünü söyleyerek yürüyor yürüyormuþ. 

Bu yürüyüþ geldi, geldi... Necip Fazýl Þiir Ödülü’yle kucaklaþtý. 

Ýbrahim... Tebrikler eski dost…