Efendim, “herkesler susarken”, kendisi cemaati deþifre eden bir kitap yazmýþ...
Malum CHP milletvekili kendisini böyle savunuyor.
Herkesler susarken ne yazdýðýný bilmiyoruz ama “herkesler” konuþmaya baþlayýnca da sen sustun...
Susmak ne kelime...
Bir de FETÖ’nün operasyonlarýna nefer yazýldýn.
Uzunca bir süre “Fetullahçýlara” kol kanat germiþ Aydýn Doðan’ýn adamlarý bile 17/25 Aralýk’ýn bir “milat” olduðunu söylüyor... Ýçinde “ayakkabý kutusu” geçen yazýlar yazmaya pek meraklý arkadaþlarýmýz, FETÖ darbesinin ikinci ayaðý olarak, 17/25’i gösteriyor.
Nazlý Ilýcak bile nadim oldu.
Hani, “bunlarýn” (yani FETÖ’clerin) ne yaman bir darbe örgütlenmesi kurduklarýný 16 Temmuz sabahý fark ettiðini söyleyen Nazlý Ilýcak...
Ilýcak bile, 17/25 Aralýk’tan bahisle, “Zamanýnda uyanamamýþým; darbe giriþimiydi” diyor.
Sen, üstelik “zamanýnda” uyanmýþ ve “FETÖ” konusunda kitap yazmýþ bir kiþi olarak, 17/25 Aralýk’tan sonra bu “yaman örgütlenmeye” nefer yazýldýn.
Kuruluþunda yer aldýðýn ve genel yayýn yönetmenliðini üstlendiðin gazeteyi FETÖ’nün emrine tahsis ettin.
Bir “solcu” gazete düþün ki, içinde bir tek solcu yok.
Hadi solcuyu geçtik, bir tek “sol haber” ve “yaklaþým” yok.
Solcu gazeten, mütemadiyen tape yayýnladý.
Mütemadiyen “illegal kayýt” yayýnladý.
Mütemadiyen “gizli dosya” yayýnladý.
Maksat hasýl olunca da kapatýldý.
Bu kayýtlar nasýl ve hangi el tarafýndan ulaþtýrýlýyordu sana? Bunu açýklamak zorundasýn?
Hakkýnda gizlilik kararý bulunan dosyalar hangi “vasýtayla” gazete merkezine taþýnýyordu? “Pizza kutusu” ve “mutemet postacý” iddiasý doðru mu? “Nakliye hizmeti” veren hâkim ve savcýlar (yani mutemet postacýlar) hangi yapýnýn elemanlarýydý? Bunlardan kaçý bugün FETÖ soruþturmasýndan dolayý tutuklu bulunuyor?
Bunlarý açýklamak zorundasýn?
Daha da önemlisi þu:
Darbe gecesi neredeydin?
Parlamentoda bulunan bir grup arkadaþýn darbeye direnme kararý aldýlar; aðýr bombardýmana raðmen ve o zor þartlar altýnda Meclis’i açýk tuttular.
Darbe gecesi Bakýrköy’de “güvenli” bir evde bulunan genel baþkanýnýz, uzun bir “ikna turu”ndan sonra Ankara’ya gitme kararý aldý; VIP salonuna geçmeden önce tanklara ve darbeci askerlere selam çaktý. Kendisini tarassut eden “anlayýþlý” bakýþlarýn toleransýna sýðýnarak uçaðýna bindi. Ankara’ya uçtu.
Sonrasý muammadýr...
Sabaha karþý lütfen ses verdi...
Darbenin baþarýsýzlýkla sonuçlanacaðý anlaþýldýktan sonra ortaya çýktý, “Meþru hükümetin yanýndayýz” dedi.
Sen neredeydin ve “direniþ” adýna sen yaptýn? Açýklamak zorundasýn.
Meclis’teysen, neden senini duyamadýk, görüntüne muttali olamadýk?
Deðilsen, neden deðildin?
FETÖ hakkýnda kitap yazmýþ olman, 17/25 Aralýk’taki nefer pozisyonunu deðiþtirmiyor; FETÖ’nün servis ettiði kirli malzemelerle darbeye lojistik destek sundun.
Bununla da kalmadýn, terör örgütünün medyasýnda sýklýkla boy göstererek, istikbaldeki darbeye meþruiyet kazandýrdýn.
Üstelik bütün bunlarý, “herkesler” FETÖ’nün ne baþ belasý bir örgüt olduðunu konuþurken yaptýn.
Hesap vereceksin!
HAMÝÞ
Baþlýktaki soru, kimi AK Partili yöneticiler için de geçerlidir. Darbe püskürtüldükten sonra meydanlara çýkýp “FETÖ” diye atýp tutan ve “Biz daha ölmedik” diyen nutuklar atan bir arkadaþýmýz, kendi beyanýyla da sabit olduðu üzere, darbe gecesini korumalarý eþliðinde “güvenli bir evde” geçirdi. Þimdi Cumhurbaþkaný Erdoðan’dan ve Baþbakan Yýldýrým’dan rol çalýyor...