Bırakalım Konuşsunlar

Alışkanlıklar kolayca yakanızı bırakmaz. Hele onlardan kurtulabilmek için yeterince istekli ve gayretli değilseniz.

Türkiye’de eleştiri, her zaman tek taraflı bir bakış açısıyla algılanan ve bu nedenle de ‘inşa’ edici boyutu olmayan bir özelliğe ve geçmişe sahip. Bunu günlük hayatın herhangi bir alanında, siyasette ve en yaygın biçimiyle de entelektüel dünyamızda görmek mümkün.

Ancak bir de herhangi bir şekilde ‘eleştiri’ olarak kabul edilmesi mümkün olmayan yaklaşımlar var ki, inşa etmek bir yana doğrudan yıpratıcı ve yıkıcı bir rol üstleniyor.

Son günlerin merakla beklenen listesi, yani ‘akil adamlar’ (ve de hanımefendiler) nihayet ortaya çıktı. Böyle bir çalışmaya tümüyle karşı çıkanlar olabilir. Listeyi yetersiz bulanlar çıkabilir. Kimi isimlere itiraz edenler yahut kuşkuyla bakanlar da. Bunların hepsi mümkün. Ayrıca gerekçeleriyle ortaya konulduğu takdirde tartışılması da son derece sağlıklı.

Sağlıklı her eleştiri, isterse sürece tümüyle karşı çıksın, yine katkıdır ve inşa edici özelliğe sahiptir.

***

İşin bir de listeyi hazırlayan tarafı var elbette.

Geniş kesimleri temsil eden listeler hazırlamanın her zaman zorlukları vardır. Sizin dünyanızda hiçbir karşılığı olmayan aktörlerin, hiç bilmediğiniz farklı alanlarda karşılığı olabilir. Geniş bir kesimi temsil iddiasındaki bir isim, farklı bir kesimde beklenmedik tepkiler uyandırabilir.

Listeyi gördüğüm andan itibaren elbette aklımdan keşke şu isim de yer alsaydı diye geçirdiklerim var. Aynı şekilde acaba hangi gerekçeyle bu listede diye itiraz ettiklerim de. Ancak şu gerçeği unutmayalım. Buna benzer farklı biçimlerde onlarca liste hazırlasanız da herkesi memnun etmeniz söz konusu olamaz.

Zaten geniş kesimlerin ilgilendiği, ciddi hoşnutsuzlukların bulunduğu, hatta çatışmaların yer aldığı bir sorunu konuşmak üzere hazırlanan bir listeden söz ediyoruz. Sadece bu bile, listeyle ilgili iki ya da daha fazla tarafın ve memnuniyetsizliğin ortaya çıkmasına yeter de artar bile.

***

Bu toplantılar ve onlara katılacak olan isimler, farklı tecrübelerden, kesimlerden ve anlayışlardan geliyor. Oturup listeyi ‘hükümete yakın isimler’ diye mahkum etmek, tartışmaya değecek bir eleştiri değil. Kastedilen, bu isimlerin zaman zaman farklı zeminlerde oturup konuşabiliyor olması ise, bu durum onların zihin dünyasını aynı paranteze koyma hakkını kimseye vermez.

Bunları konuşurken birdenbire yaram kanadı. Hatırlayanlar olacaktır. Aralarında benim de bulunduğum ve Kürt sorununu ele alan bir toplantı, bir siyasetçimiz tarafından topyekun hedef gösterilmiş ve bizler ‘On iki kötü adam’ ilan edilmiştik.  Suçumuz, memleketin en temel sorunu üzerinde oturup konuşmaktı. En kötüsü de birbirinden çok farklı zihin dünyasına sahip isimlerin, bugünküne benzer bir yaklaşımla mahkum edilmesiydi.

Daha işin başındayız, bunu tüm içtenliğimle ve yıllar yılı söz konusu soruna bir parça kafa yoran bir isim olarak söylüyorum. Bırakalım, bu denli yakıcı, ayrıştırıcı ve bir o kadar da hassas bir konuda, aklı başında insanlar konuşsunlar. Yüzleşmeyi erteledikçe nelerin birikip bu toprakları zehirlediğini anlamayanlar, bu zehrin tüm coğrafyayı sarıp sarmalamasına hizmet edenlere katkı sağlamaktan ne zaman vazgeçecekler, gerçekten merak ediyorum.