Biraz bize ne?

Yeni Papa’nın seçilmesi haberlerinin biraz fazla abartıldığı kanaatindeyim. Siyah duman-beyaz duman hikayesini öğrendik ama iş o kadar da kalmadı. Seçime katılan kardinallerin yedikleri yemeklerden, yemekleri rahibelerin hazırlıyor olmasından, sigara-alkol serbestine kadar hiçbirimizi alakadar etmeyen bir sürü detay... Habercilikte evrensellik diye birşey olduğunu bimiyor değilim ama habercilikte abartıya kaçılmaması gerektiğini de biliyorum. Sanki zaman zaman kantarın topuzunu kaçırıyoruz...

Bitmeli zaten...

Muhteşem Yüzyıl bu sezon sonunda final yapmalı.Bunu yarattığı tartışmalardan dolayı falan söylemiyorum. Geçen hafta dizide ne var diye baktığımda özetin sonlarıydı, Hürrem Sultan koridorda cinnet getirip Sultan’a saldırdığı bölümdü... Bu hafta açtığımda da elinde meşaleyle, gözleri bilincinin yerinde olmadığını gösteren bir şekilde ayakta durmakta güçlük çekiyordu... Hikaye uzatmak her dizide yaşanan bir olay ama Muhteşem Yüzyıl’da aynı gerilimli müzik ve genellikle Hürrem Sultan üzerinden eklenen bu sahneler artık sıkıcı hale geldi.

Ya hikayeyi hızlandırıp sezon sonu çok iyi bir final yapacaklar, ya da hikayeyi yaydıkları için bitse de kurtulsak denilen bir dizi olarak hatırlanacaklar...

İz bırakmak

2013 yılında Türkiye’nin değerli isimlerini kaybetmeye devam ediyoruz. Aramızdan ayrılan son isim tiyatro sanatçısı Dinçer Çekmez oldu.Uzun yıllar Şehir Tiyatrosu’nda onlarca oyunda yer aldı ama hepimizin hafızasına Kemal Sunal filmleriyle kazınmıştı Dinçer Çekmez...  Buradan yola çıkıp tiyatronun yeteri ilgiyi görmediğini söylemek mümkün ama Dinçer Çekmez’in hikayesinde dikkat çeken bir başka nokta daha var.

Oynadığı fimlerde başrol oyuncusu değildi, iyi karakterler rolünde de pek görmedik onu ama öldüğünü duyan herkes “vah, vah” dedi...

İz bırakmak kolay iş değildir, Dinçer Çekmez bunu başarmış bir isimdi, mekanı cennet olsun...