Daha önce de yazmýþtým ama tekrar etmekte yarar var: Türkiye içte sorunlarý ve sýð tartýþmalarý yüzünden cüce, dýþarýdaysa dev bir ülke. Ekonomik potansiyeli, siyasi etkisi, askeri gücü ciddiye alýnan bir yer.
Perþembe günü Varþova’da ÝKÜ-GPoT ile DemosEUROPA’nýn ortaklaþa düzenledikleri toplantýda bir kez daha gördüðümüz gibi Türkiye önemseniyor, bu yüzden de içeride ve dýþarýda yaptýklarý dikkatle takip ediliyor.
Sorunlarýmýz çok. Her gün de eskilerine yenileri ekleniyor. Ýfade özgürlüðünden Suriye’deki rejim deðiþikliðine, Ýsrail’le kopan iliþkilerden Ermenistan ile hiç kurulmamýþ iliþkilere kadar pek çok sorunumuz dýþarýdan bakanlarý da yakýndan ilgilendiriyor.
***
Türkiye nasýl ki ekonomik kalkýnmasý ve Avrupa’yý ya da Amerika’yý yakalamasý için onlardan daha hýzlý hareket etmek, oranlarýný daha yüksek tutmak zorundaysa, sorunlarýnýn altýnda ezilmemesi, dýþarýdan bakanlarýn Türkiye’yi yine eskisi gibi bölgesinde vaha olarak görmesi için eski sorunlarýna çözümleri yenilerinin çýkýþ hýzýndan daha büyük bir hýzla üretmesi gerekiyor.
Son bir kaç hafta içinde Ottowa, Toronto, Þikago, Washington, Tel Aviv, Lefkoþa ve Varþova’da katýldýðým toplantýlarýn hemen hepsinden edindiðim ortak izlenim Türkiye’nin pozitif gündemlere ihtiyacý olduðu yönünde.
Belli ki Kürt sorununun çözümü yolunda atýlan adýmlar, yargý ve demokratikleþme paketleri, Kýbrýs hakkýnda söylenen olumlu þeyler, son olarak da Baðdat ve Tahran ziyaretleri Türkiye hakkýndaki kuþkularýn daðýlmasýna yetmemiþ.
Gezi Parký olaylarý sýrasýnda zirveye týrmanan AK Parti’nin otoriterleþtiði, demokratikleþme ajandasýný terk ettiði algýsýnýn deðiþtirilmesi þart. Özellikle Baþbakan Erdoðan’ýn seçim zaferleri sonrasýnda yaptýðýna benzer kucaklayýcý konuþmalar yapmasýnda büyük yarar var.
Türkiye’de sansür olduðu, kimsenin istediðini söyleyemediði, yazamadýðý algýsýnýn içerisi için de, dýþarýsý için de farklýlaþmasý gerekiyor. Türkiye açýklamakta zorlandýðý hapisteki gazeteciler ayýbýndan da kurtulmak zorunda.
Bunlar dýþýnda Heybeliada Ruhban Okulu’nun mütekabiliyetsiz açýlmasý, Ermenistan ile iliþkilerin normalleþmesi için Kiev’de gerçekleþecek buluþma gibi fýrsatlarýn deðerlendirilmesi, Ýsrail ile olan iliþkilerin rayýna oturmasý için samimi çaba harcanmasý ve gerilen siyasi üslubun yumuþamasý ilk aklýma gelenler arasýnda.
Dýþ politikada da Türkiye’nin eski üslubuna geri dönmesi, sorunlar yerine çözümlerin parçasý olduðunu dünyaya göstermesi gerekiyor. Mýsýr’da haklý olmamýzýn istediðimizi söyleyebileceðimiz, istediðimizi yapabileceðimiz anlamýna ne yazýk ki gelmiyor.
Bizim çýkarlarýmýzý korumak için de sevdiklerimizi korumak için de iliþki kopartmaya deðil, iliþki tazelemeye ihtiyacýmýz var. Demokrasiyi içeride ve dýþarýda sertleþmeden de savunabiliriz.
***
Fabrika ayarlarýna dönmek kavramý hoþumuza gitmiyorsa Türkiye’yi deðiþen koþullara uyumlu hale getirmeye, imajýmýzdaki ve algýmýzdaki erozyonu eski haline dönüþtürmeye çalýþalým. Arap dünyasýna emsal gösterilen, medeniyetler meselesinde kendisine rol biçilen, demokratikleþmesi övülen Türkiye’yi yeniden yaratalým. Ara bulalým, kolaylaþtýrýcýlýk yapalým, çözüm önerelim.
Gelecek hafta beþincisini açýklayacaðýmýz TESEV ve KA’nýn Ortadoðu’da Türkiye Algýsý Raporunda da görüleceði gibi Suriye ve Mýsýr’a raðmen, 16 Ortadoðu, Kuzey Afrika ve Körfez ülkesinde Türkiye imajý hala olumlu. Ýnsanlar hala Türkiye’den umutlu. Bu umudun onlar için de, bizim için de korunmasý ve arttýrýlmasý, daha da önemlisi bu olumlu havanýn dünyanýn diðer bölgelerinde de hissedilmesi, hissettirilmesi gerekiyor.