Biraz faþizm buyurmaz mýydýnýz?

Bir “faþizm” muhabbetidir gidiyor; hem de yýllardan deðil onyýllardan beri.

Türkiye faþizme gidiyor.

Arþive girip þöyle üstünkörü araþtýrdým; kabataslak tesbît edebildiðim kadarýyla Türkiye en azýndan 75 yýldýr faþizme gidiyor. Gönüllerinden esas geçeni söyleseler en az 99 yýldýr diyecekler ama þimdilik pek uygun görülmüyor anlaþýlan.

Bu baðlamda benim zihnimi kurcalayan sual þu:

Türkiye, muhtemelen 99 yýldýr, ama asgarî 75 yýldýr faþizme gitdiðine nazaran bu dinine yandýðýmýn faþizmi Kaf Daðý’nýn ardýnda bir yerde mi yoksa Türkiye belki oraya doðru gitmiyor mu?

Üçüncü bir ihtimâl ise, evet, o yöne doðru gitdiði, ama fazla aðýr aksak gitdiði için pek yol alamadýðý.

Yanlýþ birþey yazmamak için açýp bir kere daha yabancý kaynaklara bakdým; gerçi ben bir Alman Üniversitesi’nde politik bilimler üzerine master yapmýþ biriyim ama üþenmeyip bir kere daha bakdým.

Ezcümle diyor ki Ýtalya’da Benito Mussolini tarafýndan kurulmuþ olan ve tek bir þahsýn hâkimiyeti prensibine dayanan politik sistem (1922-1945).

Tek adam hâkimiyeti demek dikta rejimi demek.

Böyle olunca XIV. Louis tarafýndan söylenmiþ olan “Devlet ben’im!” (L’estat, c’est moi!) prensibi oluyor. Bu arada, kimse telâþlanmasýn; eski imlâsýyla yazdým; o devirde “l’état” deðil “l’estat” yazýlýyordu. Hava basmak için... Maksad, ulan, herif amma da çok þeyler biliyor, dedirtmek... Beþerî bir zaaf...

Ýmdiii, bu tanýmlama doðruysa, ki doðru, o zaman Türkiye’de tek adam rejiminin baþladýðý 1923’den 1960’a kadar bizim memleketde faþizm rejimi hüküm sürüyordu.

Bunun en saðlam delîli, o yýllarda bunu dile getirmeye cür’et edenlerin, analarýndan emdikleri sütün fitil fitil burunlarýndan getirilmesidir.

Netîceten Türkiye zâten onyýllar boyu faþizmin göbeðinde debelenip durmuþ. Müteâkýben faþizmden kurtulmuþ, yâhut kurtulur gibi yapmýþ da aslýnda tam kurtulamamýþ ve þimdi tekrar o yöne doðru sürükleniyor gibi bir anlam çýkýyor bu iddialardan.

Benim bu mülâhazamýn yüzde yüz doðru olmadýðýný düþünenler var mý bilmem. Ancak ana çizgileriyle doðru olduðunu da kabûl etmek gerek kanaatindeyim.

Aktüel soru, Türkiye 1960-2014 arasý neredeydi?

Bir kere General Evren elebaþýlýðýndaki bir hâinler ve alçaklar çetesinin Türkiye’yi 19...kaçdý? Ýþte o yýldan sonra tekrar ya da daha þiddetli biçimde faþizmin göbeðine fýrlatdýðý vâkýasýný bir yana notedelim ama onun evveli ve âhýrý nasýldý... Nasýl?

12 Eylül 1980 akþamýna kadar Türkiye’de, hem de en az on yýldýr, her Allahýn günü 15/20 hattâ bâzý günler 25/30 genç takýr takýr vurulup öldürülmüyor muydu?

Üstelik ayný silahlar meselâ öðleden önce saðcý olduðunu sanan; öðleden sonra da solcu olduðunu sanan bir zavallý “maþa” gencin vurulmasý için kullanýlmýyor muydu?

Modern Avrupa târihini biraz olsun inceleyenler görürler ki faþizme giden yollarýn baþýnda her zaman anarþi vardýr.

Bu anarþi denen meret de öyle kendi kendine mintarafillah ortaya çýkmaz; çýkarýlýr!

Peki, ülkemizde anarþiyi de mi General Evren örgütleyip baþýmýza belâ etmiþdi?

Bu “piyesde” rol almak için yüreði týp-týp atan onca aktör varken ve kendi rolü az çok önceden belliyken neden baþkasýndan rol çalmaya teþebbüs etsindi?

Senaryo belli, baþrol ve yardýmcý rol aktörleri belli, hattâ belki en önemsizleri müstesnâ figüranlar belli, niye týkýr týkýr iþlemeye baþlayan organizasyonu aksatsýndý ki?

Sözü þuraya getirmek istiyorum:

Türkiye yeniden faþizme doðru mu gidiyor suali temelden yanlýþ bir sualdir.

Türkiye faþizmden hiç bir zaman çýkmadý ki þimdi yeniden oraya yönelsin!

Burada kesinlikle belirtmek istediðim husus, AK Parti hükûmetlerinin faþist yönetimler olduðu þeklinde yanlýþ bir izlenimin doðmamasý gereði.

Elbet faþist deðil... Deðil ama içinde idâme-i hayât eylediði ortam öyle.

Bugün CHP de gelse MHP de gelse ve hattâ HPD de gelse ayný ortamda bulacak kendini!

Bugün artýk askerî vesâyetin ortadan kalkdýðýný ileri sürerek kasýlanlara soruyorum:

550 bin küsur mevcudlu bir orduda 364 general ve amiralin bulunmasý ne mene bir... bir... þeydir?

Benzeri ordular yüzden az general ve amiralle iþleri götürebiliyorlarsa bizde niye yürümüyor?

Acabâ “görev” mi çok çetin yoksa “görevliler” mi fazlaca yeteneksiz?

Bu ülkede her devlet memurunun aldýðý maaþ belliyken generallerinki neden devlet sýrrýdýr?

Yürürlükdeki yasalarýmýzýn acabâ yüzde kaçý AB kýstaslarýna uyumlu?

1963’den beri biz bu yasalarý neden hâlâ AB yasalarýyla uyumlu hâle getiremedik?

Yolumuz Avrupa yoluymuþ!

Ne demiþdi Ýsmet Paþa?

Faþizme kayma tehlikesi varmýþ...

Neûzübillah...