Biraz þey bir mesele...

Sayýn Mahir Kaynak dünki yazýsýna “Kürdlerin Geleceði” diye baþlýk atmýþ.

Bu baþlýkda Türkçe hatâsý var.

Doðrusu “Kürdlerin Gideceði” olmalýydý!

Ama tabii yine kendi bilir, ben uyarmýþ olayým da...

Diyarbakýr Belediye Baþkaný Sayýn Osman Baydemir ise yine dünki gazetelere nazaran hafif tehdid yollu bir açýklama ile “Türkiye’deki 20 milyon Kürd”den sözederek bunlarýn fazla damarýna basýlacak olurlarsa -nasýl söylesek?- canýmýza okunabileceði ihtimâline dikkati çekmiþ. Tabii müeddebâne bir dille!

Olabilir elbet. Bence arasýra (tâbiri mâzur görünüz!) “Türklerin” (bu kelimeyi kullanmak zorunda kaldýðým için tekrar özür dilerim!) canýna okunmasýnda sayýlamayacak kadar millî menfaatler vardýr Rahmetli Ýsmet Paþa’nýn deyiþiyle. Zîrâ böylece rehâvete kapýlmakdan kurtulmuþ oluruz (Ayýbdýr söylemesi, ben de Türk’üm, ama mecbur kalmadýkça hiç lafýný etmiyorum.).

Ancak bu “yirmi milyon” sayýsý biraz tuhafýma gitdi. Hazýr eli deðmiþken acabâ neden kýrk yâhut en iyisi elli milyon demedi diye onun nâmýna hayýflandým.

Sonra aklým takýldý ve acabâ sâhiden 50 milyon Kürd var mý Türkiye’de ve eðer varsa bunlar biz hep o tarafa bakarken ne tarafa gizleniyorlar sualine cevab aramak üzere, sempatisi Kürdlerden yana, çünki bir Kürd tarafýndan hazýrlanmýþ “Die kurdischeEnzyklodädie” (Kürd Ansiklopedisi) adlý esere bakdým.

2003 Yýlý îtibâriyle Türkiye’deki Kürdlerin sayýsýný 12 milyon olarak vermiþ.

Yeryüzündeki toplam Kürd sayýsýný ise 22.600.000 olarak...

Bundan çok daha yüksek ve çok daha düþük rakamlar da var baþka kaynaklarda.

Ama benim görebildiðim en kabadayýsý Türkiye’deki Kürd sayýsýný 18 milyon olarak gösteriyor.

Benim aldýðým kaynaða göre Irak Kürdlerinin sayýsý 5,7 milyon, Sûriye’dekilerinki ise bir milyonmuþ.

Bana Irak’dakiler aþýrý yüksek, Sûriye’dekiler ise aþýrý düþük geldi ama yüzde yüz güvenebileceðim kaynaðý ben daha bulamadým.

Þimdi bir de þu, affedersiniz, sözüm meclisden dýþarý “Türk” kelimesi var.

Yeni anayasamýzda artýk bu kelime kullanýlmayacakmýþ, çünki anlaþýlan çok kimsenin sinirine tokanýyormuþ. Bundan sonra “Türk” yerine “vatandaþ” denilecekmiþ.

Son derece isâbetli bir karar!

Laf aramýzda ben de illet oluyorum!

Hele bâzý tamlamalarda miðdem kalkýyor!

Þu lakýrdýlara bakýnýz:

Türk Milleti!!! Atatürk!!! Türk Ordusu!!! Türk Târihi!!! Türkün aklý...

Ve daha neler de neler...

Hele þunlara bakýn þunlara:

Türkiye Cumhûriyeti!!! Türkiye Büyük Millet Meclisi!!!

Üstelik “BÜYÜK” de diyor! Kendini beðenmiþliðin bu raddesi!

Ulan, mübârek Ramazan günü azbuçuk mütevâzý ol be!

Biz bu kafayla gidersek AB’ye nah alýrlar bizi!

Allah’dan geç de olsa bir uyanma var!

Tam yazýnýn burasýnda içime bir kurt düþdü ve açýp Alman Anayasasý’na bakdým.

Hay bakmaz olaydým!

Orada ne görsem beðenirsiniz:

“Alman vatandaþlýðýna sâhib herkes Anayasa ve Vatandaþlýk Yasasý baðlamýnda ALMANdýr!”

Tüh, anasýný satýyým!

Ayrýca Anayasa’nýn 116. Maddesi “soyca Alman” olanlarý da “Alman” olarak niteliyormuþ ama bu “etnik kategori” Alman vatandaþlýðý ile eþanlamlý deðilmiþ!

Yâni Alman Soyu’ndan geldiði halde Alman vatandaþý olmayanlar gibi Alman vatandaþý olduðu halde Alman Soyu’ndan gelmeyenler de olabiliyormuþ.

Ayýkla pirincin taþýný!

Üstelik “Ebeveynden en az biri Almansa doðan çocuklarý da DOÐUMLA Almanolur.”muþ.

Ýyi mi!

Bu Almanlarý ben bir halt zannederdim...

Bunlara, adam olmalarý için, Bâbýâlî ulemâsýndan birkaç arkadaþla Osman Baydemir’i yollamalý!

Bana gelince benden artýk geçmiþ, ben adam olmam!

Neden diyecek olursanýz BEN TÜRK’ÜM!

Soy-sop baðlamýnda da Türk’üm ama o pek önemli deðil.

Ben “politik baðlamda Türk’üm”!!!

Edebsizliðin lüzûmu yok!