Birkaç yıl içinde BÜYÜK SAVAŞ!

Tümgeneral Anders Brannstrom İsveç Kara Kuvvetleri’nin başındaki komutan. 1957 yılında babasının görevi nedeniyle (din adamı) ABD’nin Michigan eyaletinde doğdu, askeri eğitimini ağırlıklı olarak Almanya’da aldı, Avrupa’nın yaşadığı Bosna-Hersek ve Kosova savaşlarında İsveç Barış Gücü birliklerinin komutanlığını yaptı.

Son savaşını 1814 yılında altılı bir ittifakın içinde Napolyon’un Fransız ordularına karşı yapmış bir silahlı kuvvetlerin başına 2014 yılında geçti...

İsveç, 200 yıldır savaşmıyor ama silah sanayi en gelişmiş ülkelerin başında geliyor.

General Brannstrom’u, birden, Avrupa stratejik sahnesinin ışıkları önüne çıkaran gelişme, bugünlerde başlayan bir askeri tatbikat öncesinde kendi kurmaylarına yazdığı bir “iç talimat”tan kaynaklandı.

General’in broşür olarak hazırladığı bu iç yazışmayı, İsveç devletinin tüm sivil birimlerine ve ülkenin önde gelen akademisyenleri ile siyasetçilerine ulaştırması da işin dikkat çeken yönüydü.

‘Birkaç yıl içinde savaşa hazır olun!..’

Brannstrom yazısında, İsveç’in şu anda yaşamakta olduğu iç gelişmeleri ve genel olarak Avrupa’da tırmanan siyasi/askeri istikrarsızlığı değerlendirdikten sonra şunu söylüyor: Yaşanılan küresel gelişmeler ve siyasetçilerin almakta oldukları kararlar, bizim, önümüzdeki birkaç yıl içinde savaşacağımızı göstermektedir.

Bitmedi...

Hükümetin, 2016-2020 yıllarına dönük savunma bütçesini de değerlendiren Brannstrom“Tüm değerlendirmeler güçlü bir düşmana karşı savaş kabiliyetimizi en yüksek düzeye çekmemiz gerektiğini işaret etmektedir. Bu yeni stratejik değerlendirme çerçevesinde savaş hatlarımızı çizmek ve İsveç’i düşmana karşı korumak gerektiği açıktır” diye devam etti.

3’üncü Dünya Savaşı uyarısı

General, herkesin eline geçmesini sağladığı bu broşürle de yetinmedi ve İsveç’in en büyük gazetesi Aftonbladet’in de uyarısıyla ilgili sorularını yanıtladı. Savaş uyarısı ihtiyacının, DAEŞ’in Avrupa’da artan terör eylemleri ve Ukrayna’da yaşanılan istikrarsızlığın Avrupa’yı “geniş çaplı ve yıkıcı gücü çok yüksek” bir hesaplaşmaya yol açabileceğine dayandığını belirten General, şu sözleriyle dikkat çekti:

“Gelişmeleri, 1930’ların dünyasına benzetebilirsiniz. Büyük belirsizlikler ve bunlara bağlı siyasi kararlar, büyük bir savaşı başlatabilir. 2’nci Dünya Savaşı’na girmemeyi başardık ama bu kez yaşanacak savaşa girmeyeceğimizin hiçbir garantisi bulunmuyor.”

Soğukkanlı hazırlık gerekiyor...

İsveç, Türkiye gibi, 2’nci Dünya Savaşı’nda “bağlantısız” kalmayı başarmış ve savaşın yıkıcı yüzünü yaşamamış bir ülke. Bununla birlikte, özellikle Vladimir Putin’in 2008’deki Gürcistan Savaşı sonrası NATO ile ilişkilerini güçlendiren rota izliyor.

Çünkü komşusu Finlandiya ile birlikte “Rus tehdidini” yaşıyor!..

Rusya, Kuzey Kutbu bölgesindeki zengin doğalgaz ve petrol yataklarına tek taraflı kararlar ile el koyma harekatlarına başladığı an itibariyle, NATO, Finlandiya ve İsveç ile “Barış için Kuzey İşbirliği”ni oluşturdu.

Şimdi sıkı durun: Rusya, NATO’nun geleneksel bağlantısız politikalara sahip İsveç ve Finlandiya ile geliştirdiği savunma işbirliğini “ulusal güvenlik tehdidi” olarak gördüğünü açıkladı.

Bu, Moskova’nın Türk hava sahasına dönük ihlallerine, neden NATO’nun müdahil olduğunu sorgulamasının arkasında yatan saldırgan stratejik tutumu göstermesi bakımından önemli.

Genel savaş nereden çıkar...

Rusya’nın saldırganlığının artması, buna karşılık ABD’deki Barack Obama yönetiminin Adolf Hitler karşısındaki İngiliz Başbakan Neville Chamberlain gibi “saldırganla uzlaşma arama” sevdasına düşmesi sözü edilen “genel savaş” riskinin hızla artmasına neden oluyor. Chamberlain’in 1938’de Hitler’le imzaladığı saldırmazlık paktı, büyük savaşın patlak vermesini önlemedi, bugün de Obama’nın Kırım-Ukrayna ve Suriye’de izlediği “uzlaşmacı” siyasetin benzer sonuç doğuracağı görülüyor.

ABD liderliğindeki zayıflık, Polonya ve Macaristan başta, Rusya tehdidi altındaki tüm Doğu Avrupa ülkelerinde “milliyetçi/otoriter” siyasi güçlerin yükselmesine de neden oluyor.

Büyük savaş, yüksek olasılık, Suriye’den değil, Ukrayna’dan kendini gösterecek. Putin’in güneyimize inerek Rusya’ya ait yeni bir Suriye devleti kurma telaşı ise bu gelişmeyi, bir süre ertelemeyi öngörüyor.

Türkiye’ye bulaşma sevdası bundan...

Türk Genelkurmayı’nın ülkemizi Ukrayna-Suriye hattında sıkıştıran ve muhtemel küresel askeri hesaplaşmanın tam ortasına oturtan gelişmeyi görmemesi mümkün değil.

İsveç, 200 yıl sonra savaştan söz ediyorsa...