AB’ye üye ülkeler, son dönemde tarihlerinde hiç yapmadýklarý kadar çok toplantý yapmýþ olmalýlar. Üye ülkelerin bir araya gelip durmalarýnýn nedeni belli, AB üyesi ülkelerin ekonomik krizden çýkýþ arayýþlarý içinde olduklarýna kuþku yok. AB nezdinde kabaca iki farklý yöntem tartýþýlýyor. Biri, Almanya’nýn savunduðu sert kýsýtlamalar, bütçe önlemleri ve devlet harcamalarýn azaltýlacaðý ‘kemer sýkma’ yöntemi; diðeri de Hollande Fransa’sýnýn önerdiði kalkýnma öncelikli, diðer bir ifadeyle yatýrým yaparak, para harcayarak krizden çýkma yöntemi.
Tartýþmalar, büyük anlaþmazlýklarýn olduðunu gösteriyor. Zira krizde olan tek ülke Yunanistan deðil, alacaklý olan Almanya borçlarýn üzerine bir bardak su içebilir, üstelik alýnacak önlemlerin yeni bir antlaþma ile yeniden düzenlenme ihtimali de zayýf. Parasal birlik kurup mali birlik kuramamanýn maliyeti ele alýnýyor, ancak kriz ortamýnda mali birlik de oluþturacak yeni yasal düzenlemelerin nasýl yapýlacaðý açýklýk kazanamýyor.
Mali ortaklýðý yeniden düzenleyecek kurallarýn saptanmasý için muhtemelen kriz etkilerinin bir miktar hafiflemesi beklenecek, dolayýsýyla daha biraz zaman var. Ancak Birleþik Krallýk bu zaman zarfýnda AB içindeki varlýðýný tartýþarak, belki de AB’nin bir kaç yýl içinde mali krizin ötesinde baþka konularý ele almasýna yol açacak.
Sözlü ifadeler
Birleþik Krallýk, çok konuþup fazla iþ yapýlmamasýndan son derece rahatsýz, ayrýca ekonomik krizden etkilenmediði de söylenemez. AB’nin ekonomiyi ve piyasalarý kurallara baðlamasýnýn ve Euro’yu zamansýz tedavüle çýkarmasýnýn bir sonucu olarak görüyor bu krizi ve doðal olarak bir de mali birlik için yeni kurallar konmasýna da mesafeli bakýyor. Sonuçta, daha önceleri hiç dile getirilmeyen AB’den çýkma senaryolarý ilk kez yüksek sesle ifade buluyor.
Tony Blair hükümetinin Avrupa Ýþleri Bakaný Ýþçi Partili Denis MacShane, Britanya hükümetlerinin hiç birisinde bu dönemdeki kadar açýk biçimde AB’den çýkýþ olasýlýklarýnýn ele alýnmadýðýný belirtmiþ. Benzer biçimde Muhafazakar Parti Milletvekili Jo Johnson da, Avrupa için Reform Merkezi adlý bir kuruluþ için yazdýðý makalede, AB’nin bundan böyle Birleþik Krallýk’sýz bir AB olasýlýðýný kafasýnda canlandýrmasý gereðine dikkat çekmiþ. Bu açýklamalara basýndan da destek gelmiþ durumda. The Economist’in siyaset editörü David Rennie, Ýngilizler’in kulüp üyesi olarak kalmalarý þart deðil diyerek siyasilerinkilerine benzer bir çýkýþ yapmýþ.
Bu açýklamalarýn iki hafta önce Brüksel’de yapýlan toplantýlardan sonra yapýldýðýna dikkat çekmek gerekiyor. Toplantýnýn gündemi, ele alýnan baþlýklar ve çözüm önerileri Birleþik Krallýk’a havlu attýrmýþ olmalý.
Referandum olasýlýðý
Söz konusu açýklamalar, aslýnda öngörülen bir senaryo ile ilgili. Buna göre, önümüzdeki bir kaç yýl içinde Birleþik Krallýk’ta AB’de kalýp kalmamakla ilgili referandum yapýlma ihtimali bulunuyor. Siyasi parti liderlerinin þimdiden seçim bölgelerinde nabýz tutmalarý için talimat aldýklarý ileri sürülüyor. Ekim 2011’de konu daha önce Parlamento’ya gelmiþ ve Parlamento referanduma gidilmemesi kararý almýþtý. Yeniden gündeme geldiðine göre Birleþik Krallýk’taki açýklamalarý dikkate almak gerekiyor.
Birleþik Krallýk AB’den ayrýlýrsa, AB’nin yýkýlacaðý söylenemez, hatta rahatlayanlar bile olabilir. Ancak AB’nin büyük bir prestij kaybedeceði, aðýrlýðýn Fransa’ya geçeceðini ve Britanya’nýn da Churchill yýllarýna geri döneceðini, yani dýþ politikada eski günlere döneceðini söylemek yanlýþ olmaz.