Birleşmenin anahtar kelimeleri ‘rencide etmemek’ ve ‘abartmamak’

Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un AK Parti Genel Merkezi’nde Başbakan Erdoğan ile görüşmesi ‘katılım’ haberlerini yeni bir aşamaya taşıdı. Bu aşamada ‘kesin’ olan tek şey şu: Başbakan Erdoğan, Numan Kurtulmuş’u AK Parti’de görmek istiyor. Kurtulmuş da AK Parti’de olmak istiyor.

Bu niyetin AK Parti MYK’sında konuşulmasından sonra Kurtulmuş’u rencide edecek yorumlar yapılmıştı. Erdoğan, dün Kurtulmuş’la görüşerek bu yorumları boşa çıkardı. Çünkü bizatihi dünkü görüşme ‘partiye davet’ anlamı taşıyor. Erdoğan, Has Parti ve Genel Başkanı’nın konumunu gözeterek tutumunu ortaya koydu. AK Parti kaynaklarına göre görüşme ‘çok olumlu’ geçti.

Kurtulmuş ‘o kararı’ verdi

Esasen Numan Kurtulmuş, RP içinden çıkan ve AK Parti’yi oluşturan ‘yenilikçi’ kanada yakın bir isim olarak biliniyor. Bugüne kadar Erdoğan’dan teklifler aldığı da sır değil. Bu yüzden hep ‘karar verememekle’ suçlandı, AK Parti’de yer almaması ‘Erbakan faktörü’ne bağlandı. Ancak hep ‘yenilikçi’ çizgiye yakın kaldı. Bu tutumu, geç de olsa ‘Erbakancı’ çizgiyi sürdüren Saadet Partisi’nden kopmasına ve bugün AK Parti’yle bütünleşmesine giden yolu açtı.

Kurtulmuş’la son zamanlarda birkaç kez bir araya gelme fırsatı buldum. Yeni anayasa, vesayet rejiminin sona erdirilmesi, yargı, ordu, dış politika, kalkınma ve reformlar konusunda AK Parti’yle aynı hedefleri paylaşıyordu. Yapılanların yöntemi ve yapılamayanlar hakkındaki eleştirileri de daha çok ‘parti içi eleştiri’ niteliğindeydi. Temel vurgusu, “Yeni Türkiye’nin inşası için güçlü ve istikrarlı bir hükümetin sürdürülmesi” yönündeydi. Bu duruşu, Kurtulmuş’u partisinin de önünde tuttu hep.

Katılım kongreden önce olabilir

Bugün bu inşaya katılma süreci başladı.

Şimdi şu soruların cevabı aranıyor: Kurtulmuş tek başına mı AK Parti’ye katılacak, ekibiyle mi; yoksa iki parti birleşmesi şeklinde mi olacak?

Aslında cevaplar iki partinin karar vericileri tarafından da verilmiş durumda. Süreç, bu cevapların prosedüre uyularak, kırmadan, dökmeden takvimlendirilecek.

‘AK Parti-HAS Parti bütünleşmesi’, bir ANAP-DYP bütünleşmesi gibi olmayacak. Bu öncelikle iki partinin konumu gereği anlamlı değil. Kurtulmuş’un, -her ne kadar partisinin önünde bir siyasi kişiliği varsa da- tek başına katılımı izah edilemez. Bu nedenle Has Parti’nin kendini feshetmesi ve Kurtulmuş’un, kendisi gibi kabul görecek isimlerle AK Parti’ye katılması güçlü olasılık. Bu isimlerden biri, görüşmeye katılan Teoman Rıza Güneri. Ancak katılımda tepe isimlerin sayısı AK Parti bünyesinin kabul edebileceği sınırı aşmayacak. Has Parti teşkilatlarında da, özellikle taşrada “aslında AK Parti’de olmalıydı” denilen isimler az değil. Buralarda katılımın zor olmayacağı değerlendiriliyor.

Katılıma karşı çıkan Has Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu ve ekibinin de, partinin mali durumunu dikkate alarak yeni bir siyasi oluşuma gitmeyi tercih edeceği belirtiliyor.

Başbakan Erdoğan, konuyu son MYK’da gündeme getirmişti. Son karar bu ay içinde MKYK’da verilebilir. Takvimi, Has Parti’nin alacağı kararlar belirleyecek. Katılım için akla 30 Eylül’de yapılacak AK Parti Kongresi geliyor. Ancak sürecin tartışmalardan zarar görmemesi için daha önce bir program planlanması ve bu vesileyle katılım töreni yapılması da mümkün.

Geri dönüşü olmayan bir süreç başladı. Bundan sonraki aşamada ‘usul’ daha fazla önemli olacak. Sürecin anahtar kelimeleri ‘rencide etmemek’ ve ‘abartmamak’...