Birlikte vakit geçiren anne ve bebeğin beyin dalgaları benzerliği!

Anne ve bebeğin birlikte kaliteli geçirdiği vakit ne kadar fazlaysa, çocuğun öğrenmesi o kadar hızlı oluyor. Bu da zekaya etki eden önemli faktörlerden birisi. 

Annelerin bebekleriyle birlikte vakit geçirmelerinin birçok açıdan önemi var. Çocuğun ileride hayata karşı tutumu, insan ilişkileri, aile kurması ve iş başarıları gibi birçok önemli duruma etki ediyor anne-çocuk ilişkisi. Annesi ile birlikte daha fazla zaman geçiren çocuklar ileride daha öz güvenli, hayata karşı daha dik duran bireyler oluyorlar. Çocukluk travmalarının önemli bir kısmı da anne-çocuk ilişkisi kaynaklı olabiliyor. Bu konuda birçok çalışma, makale ve kitap var. Ama ben bugün sizlere oldukça ilginç sonuçları olan bir çalışmadan bahsedeceğim. Annelerin bebekleri ile oyun kurup, birlikte geçirdikleri zamanlarda anne ve bebeğin beyin aktiviteleri benzerlik gösteriyor. Hatta anne kendisini ne kadar bu duruma verir ve beyin aktivitesi daha fazla benzer halde kalırsa çocuğun dikkati çok daha uzun sürüyor. Journal PLOS Biology dergisinde bu ay yayımlanan makaledeki çalışmayı East London Üniversitesi’nden Dr Sam Wass ve Cambridge Üniversitesi’nden Dr Victoria Leong birlikte yürütmüşler. Normalde bebekler ilgilerini çeken bir nesneye uzun süreli dikkatlerini verdikleri zaman beyinde görülen hızlı frekans dalgaları artar. Bu çalışmada 12 aylık bebeklerin anneleri ile oynarken elektroensefalografi (EEG) ile beyin aktivitelerine bakılmış. Aynı zamanda anneleri de cihaza bağlanıp kıyaslanmış. Anne ve bebeğin birlikte oynadıkları zaman beyinde hızlı frekanslı dalgaların arttığı gözlenmiş. Anne ve bebeğin beyninde görülen değişiklikler birbirini taklit eder nitelikteymiş. Hatta annenin verdiği yanıt bebekle ne kadar uyumluysa, bebeğin dikkatini daha uzun süre yoğunlaştırabildiği fark edilmiş. Bu çalışmadan çıkan sonuçların bizim için anlamı şu: bebeklerin anneleri ile baş başa oynayarak geçirdikleri vakit ne kadar fazlaysa bebeğin öğrenme yetisi o kadar artar. Geçmişte yapılmış bir başka çalışmada annelerinden ayrılan ve kimsenin ilgilenmediği çocukların IQ skorlarının düşük olduğu öne sürülmüştü. Bu çalışmanın sonucu da bunu destekler nitelikte. 

 

UNUTKANLIKTAN KURTULMAK İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER 

Günlük rutininizin farkına varın: Gün içinde aslında ne kadar iş yaptığınızı anlayabilmek için bir hafta süreyle her şeyi yazın. Gereklilikleri üzerinde düşünün. Enerjinizi boşa sarf ettiğinizi fark ettiğiniz işleri listeden çıkarın. Sizinle sorumluluğu ortak olarak paylaşan aile bireylerinin yapabileceği işleri de ayrıca not edin.

Günlük yapacaklarınızın yazılı planını yapın: Yukarıdaki basamağı gerçekleştirdikten sonra sadeleştirilmiş rutininizi, yapacağınız ek işlerle birlikte her gün yazarak uygulamaya geçin. Bir süre sonra planlı hareket etmek alışkanlık haline gelecek ve sizi daha az yoracaktır.

Öncelik sıralaması yapın: Planınızı hazırlarken öncelik sırasına dikkat edin. Bazen araya giren bir işi o anda yapmaya çalışırken önceliği olan bir başka işi unutarak sıkıntıya düşebilirsiniz.

Yapacaklarınızı ertelemeyin: Eğer öncelik sıralamanızı bozmuyorsa yapacağınız hiçbir işi ertelemeyin. Zihin yorgunluğunun en önemli nedenlerinden birisi ertelenen işlerdir. Yeni yapacağınız işlere odaklanma sıkıntısı yaşarsınız. Çünkü zihniniz sürekli ertelediğiniz işlerle meşgul olur.

Beslenme düzeninizi sağlayın: Gün boyunca beslenme planınızın nasıl olacağını önceden belirleyin. Eğer evde yemek yapıyorsanız -ki en sağlıklısı budur- bir hafta boyunca pişireceğiniz yemekler belli olsun. Malzemeleri önceden hazırlayın. ‘’Bugün ne yiyeceğim/pişireceğim?’’ sorusunun sebep olacağı zihin karışıklığından kendinizi korumuş olursunuz.

Alışverişlerinizi bir düzen dahilinde yapın: Zihin dağınıklığının en fazla yaşandığı alanlardan birisi de alışveriştir. Mutlaka bir şeyler unutulur ve onları almak için ekstra çaba ve zaman harcamak zorunda kalırsınız. Bu da zihin yorgunluğunuzu artırır. Alışveriş gününüz belli olsun ve mutlaka liste hazırlayın. Hatta enerjinizden tasarruf etmek için büyük market zincirlerinden eve sipariş verebilirsiniz.

Gün içerisinde kısa molalar verin: Zihnimizi rahatlatmak için her birimizin yapabileceği farklı şeyler vardır. Kahve veya çay molası verebilirsiniz ya da hiçbir şey yapmadan sadece camdan dışarıyı seyredebilirsiniz.

Tatillerinizi değerlendirin: Bu maddede anlatmak istediğim mutlaka tatil için bir yerlere gitmek değil. Mühim olan günlük rutininizin dışında aktiviteler yapmaktır. Seyahat elbette bunlardan birisidir. Ama eğer durumunuz seyahate uygun değilse, hoşunuza giden bir aktivite ile ilgili kısa süreli bir kursa kayıt olmak da bunun için yeterli olabilir.

Zihninizi meşgul eden negatif düşüncelerden arınmaya çalışın: Söylemesi kolay, uygulaması en zor olan maddedir. Zihin yorgunluğunun önemli sebeplerinden birisi de sıklıkla bizi üzen olayları düşünmemiz, dolayısıyla geçmişi yaşamamız, gelecek ile ilgili de sürekli kaygı duymamızdır.