Tek-parti döneminde böyle bir mesele elbette yoktu; mesele; partiler rejimine geçilince, DP kurulunca baþladý. Halkevleri, kimindi? Eðer CHP’ninse, Halkevleri’ni yaratan fon nereden gelmiþti? Kamudan gelmiþse, Halkevleri nasýl CHP’nin olabiliyordu?
CHP açýsýndan da sýkýntýlý bir durum doðmuþtu doðrusu… Bir yandan, kendi yarattýðý bir kurum vardý elinde ve Halkevleri, CHP’nin malýydý. Böylesi geniþ bir örgütlenmeyi partinin elinin tersiyle itmesi çok güçtü. Fakat DP’nin itirazlarýna karþý argüman üretmek de kolay deðildi. CHP, önce topu ortada dolaþtýrmayý tercih etti. Elbette Halkevleri partinindi, partinin idaresindeydi; ancak herkes bu kurumdan yararlanabilirdi. Bu savunma hattý, elbette uzun ömürle olamazdý. Sonunda CHP bir karara varmak gereðini hissetti ve bu konuda pek çok rapor hazýrlandý.
“KÜLTÜR YUVALARI”
1946 yýlýndan sonra hazýrlandýðý belli olan, fakat maalesef kesin tarihini bilemediðimiz bir CHP raporunda; Halkevleri “kültür yuvasý” olarak nitelendirilmiþti. Nitekim Halkevleri idare ve teþkilât talimatnamesinin ilk maddesinde; Halkevlerinin CHP’nin altý oku ilkeleri uyarýnca faaliyette bulunmasý öngörülmüþtü. Halkevleri, buna göre, tüzel kiþiliði olmayan ve CHP içinde yer alan kuruluþtu.
Peki bu aþamada ne gibi formüller vardý? Raporda bunlar þöyle özetlenmiþti: (a) Halkevleri ile odalarý CHP’den ayrýlarak, tüzel kiþiliðe sahip bir kurum haline getirilebilirdi; (b) “Halk terbiyesi veya buna benzeyen bir adla Millî Eðitim Bakanlýðý’na baðlamak”; (c) “Ýller emrine vererek, her yerin kendi özeliðine göre idaresini temin etmek…”
Raporda; Halkevlerinin CHP’den ayrýlmasýna hiçbir partilinin rýza göstermeyeceði açýkça belirtiliyordu. Bu durumda ilk seçenek uygulanmayacaktý. Ýkinci seçeneðe gelince… “Tek-parti ve hükûmet halinde çalýþtýðýmýz zamanlarda her iþte olduðu gibi kültür alanýnda da Halkevleri ve odalarý, hükûmetçe yapýlan ve yapýlmakta olan iþlerde katýlmakta ve hükûmet iþlerine yardým etmekte ve tamamlamakta idi.” CHP, artýk yalnýzca politika iþleriyle ilgileneceðinden; Halkevlerinin sosyal çalýþmalarýnýn devri akla gelen bir ihtimaldi. Ancak raporda bu seçenek de elenmiþti. Parti, sosyal etkinliklerle de yakýndan ilgilenmeye devam etmeliydi.
BÝNALAR CHP’NÝN…
Raporda, bütün seçenekler elendikten sonra, Halkevlerinin CHP’de kalmasýnýn en doðru yol olduðuna deðiniliyordu. Ancak, bazý faaliyetlerinin hükûmete devredilmesi düþünülebilirdi: “Spor ve yardým, köycülük kollarýmýzýn çalýþmalarýndan hükûmetçe madde olarak ele alýnan ve devlet iþlerine taallûk eden kýsýmlarý, hükûmet faaliyetine terk etmek yerinde olur”du.
Halkevlerinin tüzel kiþiliði bulunmadýðýndan, Halkevlerine ait olan bütün taþýnmazlar CHP adýna tapuya tescil edilmiþti; yani bunlar partinin malýydý. Ama mülkiyet sorunu karmaþýktý. Çünkü; “inþaat masraflarýnýn tamamen veya kýsmen merkezden verilmesi ve parti bütçesine de hükûmetin yardým etmesi ve bir kýsým masrafa da halkýn iþtirâk etmesi; binalarýmýzýn mülkiyeti hakkýnda tartýþmalara yol açmaktaydý”ydý. Hakevleri’nin masraflarý þimdiye kadar þuradan karþýlanmýþtý: (a) merkezden yapýlan yardýmlar; (b) özel idareden alýnan ödenekler; (c) belediyelerden alýnan ödenekler… Yapýlan hesaplara göre; Halkevlerine kuruluþundan 1945 yýlý sonuna kadar; merkezden 7 milyon 645 bin lira; 1939 yýlýndan 1945 yýlý sonuna dek özel idarelerden 6 milyon 300 bin lira; ve belediyelerden de bir milyon 736 bin lira aktarýlmýþtý. Toplam maliyet 15 milyon 688 bin lira idi.
Rapora göre; özel idarelerin ve belediyelerin 1939 yýlýndan önceki para aktarýmlarýný saptamak mümkün deðildi. Diðer yandan, Halkevlerinin ve odalarýnýn kendilerinin saðladýklarý gelirleri de saptamak imkânsýzdý. Ama bu gelirlerin çok büyük bir kýsmý merkezden yapýlan yardýmlardý.
Halkevleri ve gelir temini konusu
Halkevlerinin hiçbir þekilde kendilerine varidat temini ile meþgul olmayacaðý hakkýnda koyduðu prensip, bu kurumlarýn gelir temini düþüncesinden uzaklaþtýrmýþ ve baðlý bulunduklarý merkezlerin vereceler ödeneklere göre çalýþmalarýný saðlamaya mecbur býrakmýþtý. Bu madde sonradan deðiþtirilmiþti. Artýk gelir teminine çalýþýlýyordu.
Yanýtý için çok geç bir soru
CHP’nin Halkevleri tartýþmasý raporuna göre raporuna göre; “Tartýþmalarda Halkevleri ve odalarýnýn mülkiyeti ile bunlardan istifade etmek þekilleri birbirine karýþtýrýlmamalý”ydý. O halde nasýl bir formül uygun düþerdi sorusuna da þöyle bir yanýt veriliyordu:
“Partimiz hükûmetlerinin kendi partisine ve hele Halkevlerinde olduðu gibi temin ettiði faydanýn münhasýran kendi mensuplarýna ait olmayýp, parti kayýtlarýndan azade olarak bütün yurttaþlarý ayýrt etmeyen bir kuruma yardým etmesinde gayri tabiîlik ve kanunsuzluk düþünülemez”di. Binalarýn mülkiyeti CHP’de kalmaya devam etmeli; bu arada; “Halkevleri idare ve teþkilât talimatnamesinin ilk maddesinde yazýlý olduðu gibi; Halkevleri CHP’nin 6 Oku ilkeleri doðrultusunda çalýþmalarýna devam etmeliydi. Sonuçta; “bu düþünceye göre; Halkevleri ve odalarý parti gayretlerine düþmeden halkýn evidir denilmesinde endiþe edilecek bir cihet yoktu.” CHP de, Halkevlerini “birer politika merkezi haline getirmeye” izin vermemeliydi. Hali hazýrda 4.523’ü bulan Halkevlerinin parti içinde çalýþmaya devam etmesi en uygun yöntemdi. Bugünden geriye dönüp bakýldýðýnda; sormadan edemiyor insan; CHP, seçimi kaybetme ihtimaline karþý, 1950 öncesinde acaba Halkevlerini devlete baðýþlamýþ olsaydý; DP iktidarýnda Halkevleri, bambaþka bir formül altýnda sür(dürül)ebilir miydi acaba? Acaba Halkevleri, meselâ Kültür Bakanlýðý’nýn çatýsý altýnda hâlâ ayakta kalabilir miydi? Ve acaba sosyal ve kültürel bakýmdan yeni bir ivme kazanmak mümkün olabilir miydi? Acaba Halkevleri yalnýzca günlük politikanýn gadrine mi uðradý? Yanýt için maalesef artýk çok geç…