Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Bitsin artýk bu sahte gösteri

Bir seçim daha baþtan “Tayyip Erdoðan kazanmasýn da kim kazanýrsa kazansýn” sloganýna sýkýþmýþsa orada artýk umut yoktur. Orada artýk gerçek bir siyasetten söz etmek imkansýzdýr. Dahasý, o slogan kitleleri topyekün öfke ve hayalkýrýklýðýna sevk etmekten baþka bir anlam taþýmaz. 

CHP, sadece (ama sadece) bu amaçla Ekmeleddin Ýhsanoðlu’nu aday gösterdi. 90 yýl sonra Kemalizm’in ayakta kalan tek kurumu olan bu parti Kemalist siyaset sýnýfýný bitirme pahasýna siyasi rotasýný Erdoðan karþýtlýðýna kýrmayý göze aldý. 90 yýldýr mücadele ettiði sembollerin büyük bölümünü taþýyan Ýhsanoðlu’nu devletin baþý olarak topluma önerdi.

“Seçimli” Cumhurbaþkanlýðý gibi en önemli makama karþýtlýklarýnýn benzerliklerinden kat be kat fazla olduðu bir ismi aday göstermek demek, CHP için ülke yönetimi iddiasýndan vazgeçmek demektir. Muhtemelen, baþta Kýlýçdaroðlu olmak üzere CHP yönetimi de bunun farkýnda deðildir. Aðustos sonrasý hangi Türkiye’ye “elveda”, hangi Türkiye’ye “merhaba” denildiðini görünce anlayacaklardýr.

Peki, yaptýlar da ne oldu?

Sahici mi? Kesinlikle deðil. Gerçekçi mi? Asla. Dürüst bir tavýr mý? Öyle olmadýðýný CHP’liler de biliyor.

HDP adayý Selahattin Demirtaþ... Birkaç yýl öncesine kadar toplumsal kabulün tahammül edemeyeceði, 10 yýl öncesinde ise bizzat devletin yasaklýsý bir partinin baþkanýnýn Çankaya’ya aday olmasý baþlý baþýna bir barýþ sürecidir. MHP’nin aday gösteremediði bir ortamda Kürt siyasetinin kendisini ülkenin birliði ve beraberliðini temsil eden makama layýk görmesi memnuniyet vericidir.

Ama gelin görün ki, düne kadar Okmeydaný’nýn arka sokaklarýna surat buruþturan, Alevilerin varlýðýný umursamayan Kemalist-sol-kentli tayfa Gezi Parký’ndan sonra buralara musallat olduðu gibi þimdi de Kürtlere yapýþtý. 90 yýldýr Kürtlere düþmanlýðýn, Kürt kimliðini inkarýn “aydýn” kitlesi þimdi Kürt adayýn eteklerine yapýþýyor. Yapýþýyor ki ne yapsýn etsin de Erdoðan ilk turda seçilmesin. Yapýþýyor ki Ýhsanoðlu hamlesiyle kendilerini küçük düþüren CHP’den kaçýnca sýðýnacak bir yer olsun.

Sahici mi? Kesinlikle deðil. Gerçekçi mi? Asla. Dürüst bir tavýr mý? Öyle olmadýðýný herkes biliyor.

Þimdi soralým... Böylesine önemli bir seçime en gerçek dýþý siyaseti tercih ederek hazýrlanan bir sýnýfýn, bir “kast”ýn Erdoðan’a kýzma hakký var mýdýr?

Hayatlarýnda bir kez olsun seçimle tayin edilen bir makamý kazanamamýþ olan bir ideolojik kampýn siyaset ve ülke idaresi üzerinde herkesten meþru bir yerden konuþuyor gibi yapmalarýnýn bir anlamý var mýdýr?

“Sahici” seçim yenilgilerini bile “sahte” manevralarla geçiþtirmeye çalýþan bir zihin yapýsý dindarlarýn, muhafazakarlarýn, Alevilerin, Kürtlerin, Okmeydaný’nýn, Lice’nin, Maraþ’ýn yakasýndan düþmelidir.

Dindarlara saygý duyanlar bunu arada Erdoðan yokken yapsýn...

Alevileri dert eden bunu gençler eline taþ almadan düþünsün...

Kürtleri sevenler bunu ortada sandýk yokken sevgisini göstersin...

Okmeydaný’na bayýlanlar bir kez de vandallýða eþlik etmeden o sokaklarda yürüsünler...  

Yeter. Ýkiyüzlülük bitsin...

Ülke yönetimine katký olsun, demokrasi ve refah artsýn diye deðil, sadece Erdoðan kaybetsin diye 
hayat boyu düþmanlýk yaptýklarý Ekmel Bey’i alkýþlayýp, 90 yýldýr kimliðini inkar ettikleri Demirtaþ’ý kucaklayanlar tarihin yüzünde müstehzi bir tebessümden baþka bir resim býrakmýyor.

Bitsin artýk bir cývýk, sahte, sýkýcý gösteri. Ne siyaset bir oyundur, ne hayat, ne de fikir. Bu da bilinsin.