Biz bu filmi daha önce de görmüştük

Önceki gün bir dostumuzun yolladığı belgeleri incelediğimde yine seçim öncesi bildiğimiz faaliyetler başlamış dedim kendisine. 

İstanbul’da 80 yaşındaki yaşlı bir amcamızın 65 yaş aylığı tam da seçimler öncesi hukuksuz bir şekilde “git çocukların baksın sana denilerek” kesilmiş. 

Aslında benim üç yıldır her ortamda mağduriyetlerini dile getirdiğim ve bu köşeden de defalarca duyurduğum 65 yaş ayılığı kesilen muhtaç yaşlılarımızın sorunu 2016 yılında çözülmüştü. 

65 yaş aylığı bağlanmasında aranan gelir şartına ilişkin parametre Nisan 2016’da değiştirilmesine rağmen, ilgili Yönetmelik ancak 2018 yılında değiştirebildi. 

19 Ağustos 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile 65 yaş aylığının bağlanması açısından artık aynı hanede yaşayan tüm aile fertlerinin gelirleri değil, sadece kişinin kendi ve varsa eşinin gelirleri dikkate alınacak. 

 

Liyakatsizlik Mi, Bilgisizlik Mi, Yoksa Kasıt Mı?

Hoşuma gitmiyor ama yazmak zorundayım. Ya liyakatsizlikten ya bilgisizlikten ya da kripto memurların daha öncekine benzer şekilde aldıkları talimatın gereğini yerine getirdiklerinden olsa gerek, bürokrasi yine haksız hukuksuz bir şekilde vatandaşları taciz etmeye başladı. 

Aslında 2015’te başlayan seçim öncesi bürokratik entrikaların dozu bu yıl da artarak devam edecek gibi görünüyor. 

7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde o dönemin Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, SGK, KOSGEB, Belediyeler gibi kurumları tarafından vatandaşı olumsuz etkileyecek Trafik Cezaları, Okul aile birliklerine yüksek tutarlı cezalar, EDS, HGS, SGK ve maliye Para Cezaları uygulanması, 550 bin Bağ-Kur’luya 3 bin TL ile 30 bin TL arasında değişen geriye dönük cezalar uygulanması, ecri misillerin yüksek tutarda belirlenerek seçim öncesi tebliğ edilmesi, kamu kurumlarının denetimlerinin gereksiz yere yoğunlaştırılarak vatandaşlar ve esnafın tedirgin edilmesi gibi konularla ve hükümete karşı kışkırtarak oy kullanma tercihini olumsuz yönde etkileyecek bir çok işlem yapılmıştı. 

Bunun ne kadar doğru bir tespit olduğunu 15 Temmuz sonrasında itirafçı olan bir vali yardımcısı ve bir kaymakamın seçim öncesinde FETÖ’den bu yönde talimat aldıklarını itiraf ettikleri “vatandaşın resmi kurumlardaki işlemleri mümkün olduğunca aksatılacak. Yoksullar için verilen sosyal yardımlar sürüncemede bırakılarak, insanların devlete karşı öfkelenmesi sağlanacak” ifadesi de gösteriyor ki bir kısım bürokrasi eliyle vatandaşı bezdirme ve devlete karşı öfkelendirme operasyonu yapılmış ve yapılmaya devam ediyor. 

 

Bürokrasiye FETÖMETRE Şart

Bir çok köşe yazısında dile getirildiği ve dost sohbetlerinde konuşulduğu üzere askeriyede bir çok kritere bağlanarak yüzde yüz doğru sonuçlarla uygulanan ve kripto fetö’cülerin tespitinde kullanılan FETÖMETRE sivil bürokrasi için de uygulanmadığı sürece bu konuları biz daha çok yazarız.