Biz bu karanlýðý da çeker atarýz!

ABD'de görülmekte olan Sarraf davasý, Türkiye'ye müdahale gayesiyle içeriklendiriliyor. ABD'nin Türkiye Cumhuryeti’ni yargýlama yetkisi yok. Zaten görülmekte olan Sarraf davasý da ilk bakýþta bir tüccarla ilgili ama savcýnýn israrlý tavrýyla Türk Bankalarý da bu davanýn içinde ismi geçirilen iþaretlenen hedeflere dönüþüyor...

Birleþmiþ Milletlerin koyduðu ambargo, bu meselenin bel kemiðini oluþturuyor. Ardýndan ABD'nin tek taraflý kararýyla bu ambargoyu insani ölçütlerin dýþýna sürüklemesine geliyor sýra. Tam anlamýyla ekonomik darbe, ölümcül bir abluka anlamýnda bu... ABD ile çýkar birliðindeki bazý güçlü ülkeler bu ablukayý ABD bilgisi dahilinde kontrollü þekilde delerken, ABD'nin yýkým  listesindeki ülkelerse potansiyel suçlu konumunda...

ABD önce kendi kafasýna göre ambargo koyuyor ardýndan da çýkarlarý çerçevesinde koyduðu ambargoya uygun bir mahkeme ihdas ediyor. Önce ambargo, sonra da mahkemesi... Ýþte bu ambargo mahkemesini seyrediyoruz bugün ''Sarraf Davasý'' derken. Dünya, Amerika'nýn koyduðu ambargolara uymak zorunda mý?

Ortadoðu ve Afrika haritalarý yeniden dizayn edilirken deðiþik yöntemlere baþvuruldu. Mýsýr'da askeri cunta darbesi gerçekleþti. Suriye'de iç savaþ ve rejimin kendi halkýna karþý baþlattýðý katliamlar aracýlýðýyla harita deðiþikliði hedeflendi. Irak'ta demokrasiyi kurma adýna ülkeyi iþgal eden ABD, üçe bölünmüþ bir ülke býraktý. Suudi Arabistan'da yolsuzluk gerekçesiyle bir gecede tertip edilen darbe ile sadece yönetimdeki prensler deðiþmedi, yönetim þurasýný oluþturan aþiretler arasýndaki konsensus da daðýtýldý. Ve Suudi Arabistan, Ýsrail ile iþbirliði eden ülke konumuna getirildi. PKK ve PYD terör örgütleri dünyanýn gözü önünde silahlandýrýlýyor... Afrika ve Orta Doðu'ya yeni haritasýný çizdirmek için kollarý sývamýþ bir ABD var karþýmýzda...

Türkiye'de de 17/25 Aralýk'ta Suud tipi darbenin aynýsýný sahneye koydular. Emirlerini Amerika'dan alan bir terör örgütüne baðlý savcý ve yargýçlar, adeta düðmeye basýlmýþ gibi medyatik þovlarla arka arkaya dava görünümlü darbe yolunu açmak istediler... Millet Cumhurbaþkanýmýzýn yanýnda durarak bu darbe giriþimini atlattý. Bunu baþaramayanlar bu sefer de 15 Temmuz'daki silahlý darbe giriþimine yanaþtýlar. Caddelerimizi kana buladýlar, halkýn üzerine tank sürdüler. Þehitlerimizle bu karanlýk kabusa göðüs gerdik... Þimdi sýra küresel ekonomik darbe giriþiminde...

17/25 Aralýk’ta Türkiye’de yapamadýklarý darbeyi, Sarraf davasý adý altýnda þimdi ABD'de sahneye koydular. Dava falan deðil bu düpedüz küresel ekonomik darbe giriþimi.

ABD bu tür sofistike müdahale giriþimlerini sivil toplum aracýlýðýyla gerçekleþtiriyor.70'lerde Carter hükümetinin Dýþiþleri Bakanlýðý bünyesinde kurduðu Demokrasi ve Ýnsan Haklarý Çalýþma Bürosu bunun ilk adýmýydý. 80'lerde Reagan tarafýndan kurulan Ulusal Demokrasi Vakfý da uluslar arasý planda ABD çýkarlarýna hizmet edecek yapýlarý kurma, geliþtirme gayesiyle ciddi fonlamalarla atak yaptý. 1998'de yine Dýþiþleri bünyesinde kurulan Uluslararasý Din Özgürlüðü Ofisi de dinler arasý diyalog gibi içeriklerle dini söylemler üzerinden dýþ ülkelere müdahale giriþimiydi. 2002'de Baþkan Bush Ortadoðu Ortaklýk Ýnsiyatifi MEPI'yi kurdu. MEPI, 2009 yýlýna kadar 17 ülkeye, sivil toplum örgütlerinden, siyas giriþimlere, dergi ve gazetelere, üniversitelere 530 milyon dolar harcamada bulundu. ABD'nin fonlar aracýlýðýyla kendi çýkarlarýna eklemlediði bu tür stk'lar, dini görünümlü cemaatler, siyasi partiler, medya gruplarý, ''edinilmiþ demokratlar'' olarak geçiyor sosyolojide. Bir tür devþirme anlayacaðýnýz...

CHP Lideri Kýlýçdaroðlu da maalesef bu Amerikan devþirmesi tanýmýna uygun olarak hareket ediyor. ABD'nin þartlý refleks deneylerine tabi tutulmuþ haliyle kendisine ezberletilmiþ repliklerle sahnelere koþturuyor. Ülkesini bir nebze olsun seven herkesin gördüðü hakikati ne yazýk ki göremiyor.

Yalnýz unuttuklarý bir þey var: 15 Temmuz'da tanklarý göðsünde durduran bu aziz millet, bu karanlýðý da yýrtar, çeker, atar... O kadar.