Biz bu savaþtan, zaferle çýkarýz, merak etmeyin...

Tüm zamanlarýn en berbat senaryosuyla karþýlaþtýk. Suriye’de Rus-Ýran, Irak’ta ABD-Ýran ittifaký karþýmýza dikildi!.. Ýki ittifaký birbirine baðlayan ana unsur ise PKK!.. Ýngiltere, 1918’de savaþ yorgunu ordusunun Irak-Suriye coðrafyasýnýn tümüyle baþ edemeyeceðini anlayýnca, Fransa’yý, Suriye’ye çaðýrmýþtý, þimdi ayný senaryonun ABD-Rusya hattýnda yaþandýðýný izliyoruz. Baþika Kampý konusunda, Ýran yanlýsý Irak hükümetinin yarattýðý fýrtýna sonrasý, Obama’nýn Erdoðan’ý aramasý, “Irak benim alaným, sakýn oralarda bana raðmen bir þeyler yapma” mesajýdýr. Nitekim, Biden’ýn ziyaretinde bu konuda bir anlaþma olduðu belirtildi, detayýný bilmiyoruz.

Suriye’de çoðunluðu Türkmen binlerce sivili öldürüp, askeri varlýðýný Azez’e kadar taþýyan Rusya ise zaten bu ülkeyle ilgili mesajýný vermiþ görünüyor.

Osmanlý’yý Ortadoðu’dan söküp atan Sykes-Picot Anlaþmasý, dönemin güçlü sömürgeci güçleri Ýngiltere-Fransa hattýnda þekillenmiþti, þimdi bu anlaþmaya “yirmibirinci yüzyýl sürümü” kazandýracak süreç, belli ki, ABD-Rusya arasýnda belirlenecek.

PKK: Kolay kullanýlabilir eleman...

PYD’nin PKK’nýn ta kendisi olduðunu ABD ve Rusya bilmiyor mu, tabii ki biliyorlar ama Türkiye’nin yeni Ortadoðu denkleminde hareketsiz/etkisiz býrakýlmasý için kolay kullanýlabilir bir elemana ihtiyaçlarý var, kullanýyorlar.

ABD, PYD’ye bir türlü terörist diyemedi, Rusya, teröristi Cenevre masasýna taþýmaya çalýþtý, bütün bunlar birbirinden baðýmsýz, tesadüfler zinciri olabilir mi, hayýr...

Aslýnda oyun çok açýk ve Ortadoðu’yu bekleyen yeni öyküde yeni söylemleri ihtiyacýmýz var...

Suriye-Irak’ýn toprak bütünlüðü: Saçmalýk...

Türkiye’nin 1991 yýlýndaki Birinci Körfez Savaþý’ndan bu yana izlediði, “Ortadoðu’da toprak bütünlüklerinin korunmasý” zeminli strateji artýk süresini doldurmuþtur. Küresel güçler, önce Irak’ý fiilen üçe böldüler, devamýnda Suriye’yi bir etnik/dini mozaik haline getirdiler.

Bu gerçeði kabul edip, yola buna göre devam etmemiz gerekiyor: Bundan böyle Irak ve Suriye’nin devlet bütünlüklerini saðlamak imkansýzdýr. Irak’ta Sünni-Þii-Kürt unsurlarý ayný bayrak altýnda tutmak, Suriye’de benzer bir çabadan sonuca almak boþa kürek çekmektir. Gerçeði görelim, “bizimle hareket edecek” unsurlarla yeni bir paradigma çerçevesinde yola devam edelim.

Ýran’ýn, Talabani, Goran hareketi ve PKK’yý kullanarak hedefe oturttuðu Barzani’yi “utangaç” bir üslupla desteklememize gerek yok, hedeflediði “baðýmsýzlýk referandumunu” onaylayalým, devamýnda da baðýmsýzlýðýnýn güçlenip, derinleþmesi için elimizden geleni yapalým. Bu tür bir geliþme, “Kürt kartýný” kullanmayý seven ama “Kürt siyasi kimliðinin güçlenmesinden nefret eden” emperyalizm ve Ýran için sonun baþlangýcý olacaktýr.

Yapacaksak bir iþi tam yapalým ve Musul’un Sünni Arap güçler tarafýndan DAEÞ’in ilenden kurtarýlmasýnda askeri açýdan bize ne iþ düþüyorsa, onu yerine getirelim. Irak ve Suriye’nin Sünni topraklarýna Þii milislerin vandalizminin sýzmasýný önleyen tek bölge ülkesi olarak gerekeni “denge kollayarak” falan deðil, “sonuna kadar giderek” yapalým.

Hilafet makamý önemlidir...

Hepimiz net olarak görüyoruz: DAEÞ “sünni radikalizmin” sembolü olarak yaratýldý, kýsa zamanda, “tüm Sünni coðrafyanýn ezilmesi” ve Ýran’ýn güçlendirilmesinin maymuncuk anahtarýna dönüþtürüldü...

 “Hilafet makamýnýn”, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin uhdesinde olduðunu tüm dünyaya hatýrlatmanýn belki de zamaný gelmiþtir.  Müslüman coðrafyanýn büyük bir kesimine karþý, Ortodoks Rus ve Evangelik/Siyonist ABD ile ittifak yapýp kan dökülmesine neden olan “Müslüman”(!) bir gücün belirleyici olamayacaðýný, dünya yeniden kurulurken, belirleyici gücün Topkapý Sarayý’ndaki Hýrka-i Saadet’te bulunduðunu iyi anlatmamýz gerekiyor.

1982 Yinon Planý’nýn devamý...

Belli ki, Ýsrail, bütün büyük Arap devletlerinin parçalanmasýný öngören 1982 tarihli Yinon Planý’nýn Suriye-Irak bölümünde kayda deðer bir baþarýya imza atmýþ durumda. Mýsýr ise, bütünlüðünü, siyonist iþbirlikçisi askeri bir yönetim sayesinde koruyabiliyor.

O planýn devam senaryosundaki iki hedefin, Türkiye ve Ýran olduðunu da biliyoruz. Netanyahu, bilerek, Türkiye-Ýran arasýnda þekillenmiþ bir Kürdistan’ý desteklediðini söylüyor.

Küresel güçlerin Diyarbakýr’ýn Sur ilçesine sürdükleri PKK tabii ki bu planýn elemaný...

Iskaladýklarý konu þu: Anladýk, biliyor ve önlem alýyoruz...

Çaresi yok, meydan okumayý kabul ediyoruz, hesaplaþacaðýz...