Ortada Ýmam Hatip ya da “katsayý” tartýþmasý olmadýðý için manidar bir suskunluða bürünen TÜSÝAD nihayet ses verdi.
Kaygýlýymýþlar...
Meclis Baþkaný Ýsmail Kahraman “laiklik” konusunda kiþisel düþüncelerini dile getirdi diye TÜSÝAD acayip kaygý duymuþ ve geliþmelerden dolayý rahatsýzmýþ
Hangi geliþmeler?
Ortada bir geliþme yok.
Gerçi bir anayasa hazýrlýðý ve çalýþmasý var ama bunun da TÜSÝAD’ýn “geliþme” diye andýðý laiklikle (özellikle laiklik tartýþmalarýyla) bir alakasý yok.
Hükümetin anayasa önerisinde “laiklik” yer alýyor.
Bunu dönemin Baþbakaný dile getirdi.
Hükümet sözcüsü dile getirdi.
Parti sözcüsü dile getirdi.
Dönemin Baþbakaný (yani Cumhurbaþkaný Erdoðan) daha da ileri gitti, Mýsýr’da yaptýðý laiklik konuþmasýný hatýrlattý.
Dolayýsýyla, hep “kaygýyla” davranan ve Ýmam Hatip dendiðinde hafakanlar geçiren TÜSÝAD’ýn durumdan vazife çýkarýp muhayyel partnerlere mesaj göndermesi, hele “Biz buradayýz, görevimizin baþýndayýz, laiklik dendiðinde hop oturup hop kalkýyoruz” anlamýna gelebilecek açýklamalar yapmasý gerekmiyor.
Bir beyanat alt tarafý...
Meclis Baþkaný Ýsmail Kahraman’ýn fevkalade þahsi beyanatý...
Bir diðer ifadeyle, kiþisel görüþ...
Ne yani, Meclis Baþkaný kiþisel görüþ bildiremez mi? Kanaat açýklayamaz mý?
Niye kaygý duyuyor TÜSÝAD?
Niye Meclis Baþkaný’nýn açýklamalarýný “ifade özgürlüðü” çerçevesinde görmüyor?
Bir düþüncenin “ifade” sayýlabilmesi için, ille de terörü övmesi, PKK eylemlerini kutsamasý mý gerekiyor?
PKK’ya sahip çýkabilirsiniz. PKK eylemlerini “bizi demokratikleþtirecek siyasi hamleler” olarak görebilirsiniz. “Þiddet”i sonuç alýcý siyasal bir enstrüman sayabilirsiniz. Hendek kazanlarýn ellerinden öpebilirsiniz. Devletin terörle mücadelesini “faþizm” olarak niteleyebilirsiniz ve bu amaçla en rezil bildirilere imza atabilirsiniz ama laikliði eleþtiremezsiniz. Öyle mi?
Eleþtirirseniz, TÜSÝAD diye bir kurum çýkar, hemen kaygýlarýný bildirir.
Biz de bu TÜSÝAD’dan kaygýlýyýz.
Bu kadar darbe giriþimi...
Bu kadar kumpas...
Bu kadar terör hadisesi...
Hiç ortalarda görünmüyorlar. “Bu terör de nereden çýktý? Devletin terörle mücadelesine faþizm demek ne oluyor?” demiyorlar.
Fena halde kaygýlýyýz hem de...
Öfkeliyiz.
Bu örgüt çünkü, konuþmasý gereken zamanlarda susuyor, konuþmamasý gereken zamanlarda ise “cabbar” kesiliyor. Ve sürekli iþ üstünde yakalanýyor: Ýlanla hükümet düþürürken, IMF’nin sözcülüðünü yaparken, darbeye lojistik destek sunarken, demokratik anayasaya karþý çýkarken, ifade özgürlüðünün önünde engel olarak duran yasalarý deðiþtirilmemesi için cansiperane mücadele verirken, Gezi rezilliðini desteklerken...
Sürekli “iþ üstünde” yakalandýðý halde, en demokratik sivil toplum örgütü muamelesi görmeye devam ediyor.
Çok kaygýlýyýz!
Son numaralarýndan birinden örnek vereyim, bakalým kaygýlanmakta haksýz mýymýþýz?
Bu kurumun haným Baþkaný, bir tarihte, ortada fol yok yumurta yokken, çýkýp muhayyel bir “enflasyon açýklamasý” yaptý. Yani “kaygý” bildirdi.
Mesele sonradan anlaþýldý.
Meðer hanýmefendi, hükümeti yeni bir “stand-by” anlaþmasýna zorluyormuþ.
Borçlarýmýzý ödemiþiz. IMF’ye kapýyý göstermiþiz. Yeni bir kredi anlaþmasýnýn bütün gerekçelerini ortadan kaldýrmýþýz... Ama hanýmefendi, “paradan para kazananlarý” memnun etmek için, Türkiye’yi yeni anlaþmaya zorluyor. Cumhurbaþkanýndan fýrçayý yiyince de çýkýp þunlarý söylüyor: “Hayýr, elbette enflasyondan söz edilemez ama belli mi olur!”
Gel de kaygý duyma!