Siyasi hareketimizin lideri R. Tayyip Erdoðan’ýn bir sözü baðlamýndan kopartýlarak polemik konusu ediliyor malum çevreler tarafýndan.
Ergenekon davasý baþlangýcýnda darbeyle hukuken hesaplaþma davasýydý.
Hiç kimse orta yerde bir darbe giriþiminin olmadýðýný söylemesin.
Erdoðan liderliðindeki AK Parti hükümetini devirmek için ordu içinde harekete geçen askeri vesayet unsurlarýna karþý baþlatýlan haklý dava ne yazýk ki paralel örgüt tarafýndan amacýndan saptýrýlarak bir tasfiye operasyonuna dönüþtürülmüþtür.
Askeri vesayet yerine paralel örgüt vesayetinin yerleþtirilmek istendiði o süreçte “Ergenekon davasý” kelimenin tam anlamýyla bir iktidar kavgasýna dönüþmüþtür.
Paralel örgüt askeriyede önünde engel olarak gördüðü herkesi tasfiye etmeye yönelmiþ, boþalan alanlara da kendi elemanlarýný yerleþtirerek bir iktidar arayýþýna yönelmiþtir.
“Ergenekon davasý”, süreç açýsýndan ikiye ayrýlýr. Sürecin birinci evresi, askeri vesayet ve darbe giriþimlerine karþý hukuken hesaplaþma içerir. Ýkincisi evresi, bütünüyle paralel çetenin ordu içinde kendi iktidarýný kurmak için giriþtiði tasfiye sürecini kapsar.
Liderimiz Erdoðan’ýn Baþbakan iken “Ergenekon davasýnýn savcýsýyým!” demesi, davanýn ilk evresiyle alakalýdýr.
Bu lafý baþka bir alana bugün taþýyýp siyasi suçlama konusu yapmak hem paralel örgütü aklamak anlamýna gelir hem de siyasi bir sýðlýk ve zavallýlýk içerir.
CHP’nin ve bilumum Erdoðanfobik çevrelerin paralel örgütü aklama ve kollama çabasý çerçevesinde liderimizin bu sözünü nasýl baðlamýndan kopartýp kullanýma soktuðuna üzülerek tanýk oluyoruz.
Sadece Erdoðan’ýn lafýný deðil her birimize ait laflar baðlamýndan kopartýlarak bugüne taþýnabilmektedir.
Benim “Ergenekon davasý fasa-fiso deðildir. Ergenekon bir sistemin adýdýr” laflarým bugün yeniden bu çarpýk anlayýþ mensuplarýnca tedavüle tekrar sokulmuþ bulunuyor.
Ergenekon davasýnýn ikinci evresini yeterince görmemiþ olmamýz ve en önemlisi de o süreçte tavýr koymamýþ olmamýzý bir eksiklik konusu olarak özeleþtiriye tabi tutmam da ayný odaklar tarafýndan yanlýþ baþlýklarla tedavüle sokuldu.
O zaman ne dediðimizi bir kez daha açýklamakta yarar var.
Ergenekon davasý fasa-fiso davasý deðildi.
Darbeyle hesaplaþma olarak baþlayan ama sonrasýnda FETÖ tarafýndan iktidar kavgasýna dönüþtürülen bir davaydý.
Birinci evresinin hala arkasýnda duruyoruz.
Yani o evrenin savcýsý olmaktan zinhar rahatsýzlýk duymuyoruz.
Ýkinci evresi, her türlü hukuksuzluðun ve kumpasýn devreye sokulduðu bir evredir.
Bu evreyi görmemiþ olmamýz ve bu evrede haksýzlýða uðramýþ olanlarýn hakkýný savunmamýþ olmamýz kendi adýma eleþtirilmesi gereken bir husustur.
Ergenekon bir sistemin adýdýr derken kastettiðim þey açýktýr: Askeri-sivil bürokratik vesayet o zaman sistemik bir yapýnýn adýydý. Ergenekon kendini bu sistemin sahibi ve efendisi olarak görenlerin darbe giriþimlerine geçirdikleri bir kýlýfýn adýydý.
Bugün bu darbeci vesayet anlayýþý gücünü yitirmiþ olsa bile anlayýþ düzeyinde elbette varlýðýný sürdürüyor.
Bu anlayýþýn izlerine malum Erdoðanfobik aydýnlarda da mebzul miktar rastlýyoruz.
FETÖ’yü korumak ve kollamak adýna misyon üslenen siyasi parti ve çevrelerin liderimiz Erdoðan’ýn ve bizlerin sözlerini çarpýtarak tedavüle sokmalarý elbette bir algý operasyonundan ibarettir.
Verdiðimiz özeleþtiri, bugün Ergenekon davasýný büsbütün fasa-fiso olarak gördüðümüz anlamýna gelmiyor.
Ama bunu diyenlerin cümlesi bugün “FETÖ/paralel örgüt bir fasa-fisodur!” deme noktasýna gelmiþ bulunuyor ki aslýnda altý çizilmesi gereken bir avukatlýk durumudur bu.
FETÖ’nün fabrika ayarlarý
Paralel örgütün “fabrika ayarlarý”na dönmesiyle bu örgüte yönelik mücadelenin de sonlanacaðý iddiasý, yanlýþ bir duruþun ifadesidir.
Paralel örgütün “fabrika ayarlarý” bozuk olmamýþ olsaydý bu ürün ortaya çýkmazdý.
Her þeyin en baþtan itibaren kurgulanmýþ “haram iktidar” için olduðu unutulmamalýdýr.
Paralel örgütün “fabrika ayarlarý” üzerinden hangi niyetle olursa olsun güzelleme yapmak kabul edilemez.
FETÖ’yle “barýþ müzakeresi” asla olmaz!