Kýsacýk demokrasi geçmiþimize 4 rezil darbe sýðdýrmýþ, 22 darbe teþebbüsünde bulunmuþ, Baþbakan asmýþ, farklýlýklarý ve karþýtlýklarý “tecziye nedeni” saymýþ, dini görünürlüðü kamudan dýþlamak için her türlü numarayý sergilemiþ, “katsayý” rezilliklerine imza atmýþ, “arka bahçe” haline getirdiði “Yargý” eliyle milyonlarca insanýn hayatýný karartmýþ Kemalist kafa, bugün kalkmýþ, “Niye onlarla bir ve beraberdiniz, niye onlarýn Ergenekon ve Balyoz giriþimlerine destek verdiniz, niye onlara can suyu oldunuz?” diye hesap soruyor...
Hesap sormadan önce, þu sorularýn cevabýný vermeleri gerekiyor:
Siz neden o darbeleri yaptýnýz?
Neden Baþbakan astýnýz?
Neden yargýya arka bahçeniz haline getirdiniz?
Neden farklýlýklara tahammül edemediniz?
Neden her halk iktidarýndan sonra mütemadiyen “aba altýndan asker sopasý” gösterdiniz?
Neden “göbeðini kaþýyan adam”, “bidon kafa”, “kýsa bacaklý kýllý ayý” gibi, yanýnda “çirkin” ifadesinin de hafif kalacaðý nitelemelerle halký aþaðýladýnýz.
Neden insanlarý, süreç içinde örgütsel bir güç haline gelen ve cemaat niteliklerinden kaybeden “otonom yapý”ya (sonradan CIA adýna çalýþtýðý ortaya çýkan yapýya) ittiniz?
Kendi adýma þunu söyleyebilirim:
Darbeler geçmiþine sahip bir ülkenin vatandaþý olarak, bir daha darbe türünden rezil giriþimlere tanýk olmamak ve o giriþimlerin gadrine uðramamak için, Ergenekon ve Balyoz soruþturmalarýný destekledim. Çünkü bir kýsým Ergenekon ve Balyoz sanýðýnýn darbe düþüncesine sahip olduðunu biliyordum. Bunu artýk herkes biliyor. Þartlar olgunlaþtýðýnda bir darbenin parçasý haline gelmeye can attýklarýný da herkes biliyor. Soruþturmalarýn süreç içinde “tasfiye hareketi”ne dönüþtürülmesi, “sahte delil” iddialarý, ýslak imza tartýþmalarý bu durumu deðiþtirmez, deðiþtirmeyecektir... Buna raðmen bazý gazetecilerin tutuklanmasýna (gazeteciliklerinde problem gördüðüm þerhini düþerek) karþý çýktým. Gazeteci azarlamayý itiyat haline getirmiþ Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuð’u sert ifadelerle eleþtirdim ama internet andýcý soruþturmasýnda problemler gördüðümü, hakkýnda düzenlenmiþ iddianamenin hukuki bir deðer taþýmadýðýný yazdým. (Çünkü “13 yaþýnda örgüte sýzmýþtýr” þeklinde özensiz ve vicdansýz ifadeler yer alýyordu...) Ayný þekilde Ýzmir Askeri Casusluk Davasý’ný hem “iþgüzarlýk” olarak deðerlendirdim, hem de yüksek sesle eleþtirdim.
Sadece bir konuda piþmanlýðýmý dile getirebilirim:
Ýnançlý olduðunu söyleyen ve din alanýnda neþvünema bulmuþ paraleller konusunda tecessüs geliþtirebilirdim, her söyleneni veri kabul etmeyebilirdim. Bu konuda kendimi eleþtiriyorum.
Malum kafaya gelince...
Evet, “Cemaatle kol kolaydýnýz” eleþtirilerinde kýsmen haklý görülebilirler ama alacaklý gibi davranmalarý onlarý haklý kýlmýyor.
Doðrudur, herkes oradaydý, hepimiz oradaydýk ama biz bu þerefsiz yapýnýn kumpaslarýný görüp aramýza mesafe koymaya baþladýktan sonra sizler çöreklendinizboþaltýlan yerlere... Partilerinizle, derneklerinizle, Cumhuriyet’le yaþýt olduðunu söyleyen gazetelerinizle, Can Dündar’larýnýzla, tape okuyan siyasetçilerinizle, sivil toplum kuruluþlarýnýzla, internet trollerinizle sadece FETÖ’nün ürettiði kirli malzemeleri tükettiniz...
Birlikte Gezi’ler düzenlediniz. Birlikte “MÝT TIR’larý DAEÞ’e silah götürüyordu” tezviratý yaptýnýz... HDP’siyle, PKK’sýyla, ADD’siyle 7 Haziran seçiminde “birlikte salladýnýz...” Birlikte güldünüz. Halk TV ekranlarýnda birlikte aðlaþtýnýz. Birlikte darbe tehditleri savurdunuz.
Bununla yetinmediniz, FETÖ’nün ürettiði düþük profilli, kokmaz bulaþmaz bir adamý “Cumhurbaþkaný” diye baþýmýza geçirmeye kalkýþtýnýz.
Hesap verelim, tamam da.
Sizler de maaile oradaydýnýz.
Üstelik 17/25 Aralýk’ta bu rezil örgütün rezillikleri ortaya çýktýðý halde orada olmaya devam ettiniz... “Arka kapý ziyaretçisi” John Bass’ten aldýðýnýz talimatla orada olmaya ve “kandýrýlmalara” devam ediyorsunuz.