Biz seni tanıyoruz ey katil!

Seni de, senin efendilerini de tanıyoruz.

Sen adi bir tetikçisin sadece.

Alçak ve korkak bir işbirlikçisin…

Namertsin…

Bir arabaya bomba yükleyip masum vatandaşların üzerine yürümek ne mertliktir, ne de cesaret!

Sen beyni afyonlanmış, yüreği taşa dönüştürülmüş bir canavarsın...

Bir robot gibi aldığın komutları ancak yerine getirirsin...

Tarihteki Haşhaşiler gibi...

Hasan Sabbah'ın fedailerinin yerini günümüzde başkaları aldı.

F. Gülen müritleri/militanları gibi...

APO'cu Haşhaşiler gibi...

Kendini gizleyemezsin, çünkü bütün izler seni ele veriyor...

Esed'in APO'cu kimliğine bürünmüş Şebbihasın sen!..

Senin beynin iğfal edilmiş...

Kendin için, halkın için öldürdüğünü savunuyorsun...

Öldükten/öldürdükten sonra seni ölüme gönderenler tarafından "Kahraman!" ilan edileceğine inanıyorsun...

Evet, seni "Kahraman!" ilan edecekler...

Seni sevdiklerinden değil, senin arkandan tıpkı senin gibi ölüme gönderecekleri ikna etmek için...

Onları "İdeolojik afyon"a tabi tutmak için senin ölümünü yüceltecekler...

Senin eylemini kutsayacaklar boyuna, başkaları da sıraya girsin diye...

Ankara'daki ilk bombacılarına yaptıkları gibi...

Taziyene gelecekler o aşağılık ölü sevicileri!

Sonra terör baronları tarafından eylemin yüceltilecek, şahsın kahramanlaştırılacak!..

Senin taziyene gelen siyasetçiler ölümün üzerinden siyasi sonuç devşirmeye çalışacak...

Tıpkı başkalarına yaptıkları gibi...

Tehditler savuracaklar...

"Ya istikrar, ya kaos!" diyecekler!

"Mart'la birlikte daha çok kan akacak!" diyecekler!..

"Bu sorun çözülmezse ülke Suriye'ye dönecek!" diye naralar savuracaklar!..

"Rüzgar eken, fırtına biçer!" türünden alçakça demeçler verecek, tehditler yağdıracaklar!...

***

Biz seni tanıyoruz ey katil!

Seni gönderenleri de...

Seni gönderen örgütün iplerini elinde tutan o güçleri de tanıyoruz...

Bu ülkenin meclisinde senin gibi katillerin / canilerin / teröristlerin savunuculuğunu yapanları da biliyoruz.

Sadece senin gibi teröristlerin değil, senin efendin konumunda olan küresel ve bölgesel Türkiye düşmanı ülkelerin ağzıyla bu ülkenin Cumhurbaşkanına, devletimize ve hükümetimize alçakça ve haince saldıran siyasetçi kılığındaki teröristleri de biliyoruz...

Hiç kimse sağa sola kıvırmasın ve hiç kimse demokrasi diyerek, demokratik siyaset diyerek, teröristleri aklama yoluna gitmesin...

O bomba yüklü araçla o siyasetçinin amacı bir.

Birinin bombayla yaptığını ötekisi demokrasi kisvesiyle yapıyor...

Terör örgütüne ve teröriste alenen ve resmen arka çıkıp kendi devletini ve hükümetini "terörist", "katliamcı", "soykırımcı" diye suçlayanlar emin olunuz ki o sıradan katilden çok daha tehlikelidirler...

Hiç kimse bize "Onların elinde silah yok ki!" demesin...

O gençlerin ellerine silah verenler de, silahın/ terörün savunuculuğunu yapanlar da kendileri...

Sadece aralarında bir rol paylaşımı var...

Aynı örgütün farklı ünitelerinden ve aparatlarından ibarettirler.

Yok birbirinden farkları...

O yüzden diyorum ki, teröristle mücadele edip terör örgütüne ve teröriste sırtını dayayanlara, terörün ve terörizmin siyasetini alenen yapanlara dokunmayanların inandırıcılığı da ortadan kalkar.

Aziz milletimiz bu davranışı hiç bir şekilde affetmez.

***

PKK'nın siyasi tetikçisi, "Rüzgar eken, fırtına biçer!" demiş!

Rüzgar eken de sizsiniz, fırtına biçecek olan da sizsiniz asıl!

Bu aleni ihanetin hesabı elbette sizden sorulur.

Siyaseten sorulur.

Hukuk içinde sorulur elbet.

Bu saatten sonra bunu geciktirenlerden de bu millet asla razı olmaz.

Bilesiniz ki bir ay önce Meclis'in yakınındaki yere kim bomba yüklü araç gönderdiyse, bu eylemin failleri de onlardır...

Bütün izler onları gösteriyor.

Suriye'nin taşeronu olan PKK/PYD'yi gösteriyor.

Kılıçdaroğlu'nun terör örgütü olarak görmediğini söylediği PYD, PKK'nın Suriye'deki adıdır.

Kılıçdaroğlu'nun eskiden  yardımcısı olan bir milletvekili PKK'nın televizyonlarından inmiyor.

Attığı mesajlarla PKK/PYD terör örgütünü eleştireceğine AK Parti Hükümetini suçlamaya devam ediyor.

***

Siyasi ihanetin bini bir para... Sorun sadece HDP'den kaynaklanmıyor, CHP içindeki HDP'lilerden de kaynaklanıyor.

O yüzden dokunulmazlık meselesinin bu gözle değerlendirilmesi gerekiyor.

***

Korkuya ve endişeye mahal yok. Sabırla, cesaretle ve kararlıkla her türlü ihanetin ve namertliğin üstesinden geleceğiz.

Yeter ki milletçe birlik olalım.

Kendi vatanımıza, kendi devletimize ve kendi hükümetimize sahip çıkalım...

Hiç bir güç terör üzerinden ülkemize diz çöktüremeyecektir.

Topyekün ölürüz ama asla taviz vermeyiz.

Bize bedel ödetmeye çalışanlara bedel ödetmeyi de biliriz, vesselam.