Uzun zamandýr içimize kaçmýþ korkunun nedenlerini anlamaya, okumaya, araþtýrmaya çalýþýyorum.
Olaylara; Türk ekolü niteliðinde bakma kabiliyetimizin deforme olma süreci, açýkça Sultan Abdülhamit dönemine denk gelmekte. Kocaman yürekli adam, çýrpýna çýrpýna gelecek yüzyýlýn þekillenmesini yapmaya gayret etmiþ. Coðrafyamýzýn tamamýnda, üzerine yürüyen koca emperyal oyunlarý Cihan Devleti edasý ile bozmaya çalýþmýþ. Ama bunu yaparken halktan desteði hiç kesilmemiþ. Oyunlar da tam bu desteði yarmaya yönelik geliþtirilmiþ. Bunlarý, þimdiki durumumuzu anlayýp, içimize kaçýrýlan ürkekliðin kodlarýný anlamak için hatýrlattým.
Orta Doðu coðrafyasý çok çok önemli coðrafyadýr. Ve bu coðrafyadaki kurulacak hakimiyet, diðerlerine yayýlma ve “kalýcý bayrak” anlayýþýný pekiþtireceði açýktýr.
Tarihi çok severim. Çünkü tarih okumasý yapýlmadan siyaset anlamak zordur veya hiç mümkün deðildir. Okullarýmýzdaki içerik bu nedenle önemlidir. Eðer biz gerçek tarihimizi okutmaya korkarsak, “her yüzyýl baþýmýza gelecek felaketlere razýyýz" anlamý taþýr.
Orta Doðu'daki kurgumuz yeterli olursa, bizim buralarda yeniden inþa ve ihya süreci ile karþý karþýya kalacaðýmýzý unutmamamýz lazým. Demek ki, temel taþý unsuru ve temeli olduðumuz Orta Doðu coðrafyasýdýr, hiç kuþkusuz! Ýþte Türkiye içerisinde medya veya siyaset üzerinden kurgulara baktýðýmýzda; Suud'larý, Ýsrail'i, Ýran'ý, Rusya'yý, Amerika'yý, Ýngiltere'yi, Almanya'yý göz ardý edemeyiz. Çünkü açýktan çalýþtýklarýný, dolaylý veya birebir içimize para ile girdiklerini görmek için müneccim olmaya gerek yoktur. Evet, içimize kimin girdiðine bakmamýz önemlidir. Herkesin dümen suyuna uyanlarýn, Türk ekolünü algýlamasý, onunla gurur duymasý gibi bir beyanýmýz biraz romantik, biraz hayalci, biraz ütopik gelebiliyor. Rastladým çünkü, gülücüklerle söylemlerimizi alaya almak isteyenleri! Ama burasý hiç önemli deðil. Önemli olaný þudur; daðýn büyüklüðünü, onun üzerinde yaþayanlar pek fark etmez. Daðýn azametini, biraz kenardan bakýnca net görmek mümkün. Türkiye’nin azametini o nedenle Orta Doðu'dan, Kafkasya'dan, Balkanlar'dan, Afrika'dan, Türkistan'dan baktýðýmýzda çok aydýn görebiliyoruz. Mesele de budur zaten! Bu gerçeði suya düþürme gayreti, sadece içeriden inþa edilen ve “bizim” görünen, belki de zaman zaman gerçekten Türkiye lehinde durduklarýný anlayarak bu hatayý yapanlarla söylem ve eylem geliþtirilmesi sürecinin muhatabýyýz!
Türkiye zor süreçten geçmekte. Bu süreci dýþarýdakiler ile okuyabilecek devlet aklý ve lideri olmasý ise büyük þans. Tüm bu merhaleleri doðru anlatarak çocuklarýmýzýn yetiþtirilmesi çok önemlidir ve geleceðimizin temelini oluþturacaktýr. Kendisinden onur duyan, kendisinin baþaracaðýna inanan, “Amerika, Ýngiltere, Rusya, Almanya ne der” diyenler yerine, “Türkiye ne der”, “Ýslam Alemi ne der” ve nihayet “Cenab-ý Allah ne der” diyen bir nesil, geleceðimizin temel taþlarý, kalýcý baþarýsý olacaktýr.
Türkiye'siz bu coðrafyada bir þey yapmak mümkün deðildir. Evet, çok zor! Çünkü bypass etme gayretleri doruk noktada. Lakin coðrafyanýn kodlarý ve halklarýn üzerindeki kalýcý sevgi kodlarý ile bunu aþacaðýmýz kesindir, tabi bunu yaparsak, tabi bunu yaparken korkmazsak ve tabi ki bunu yaparken “Türkiye ne der” diyerek yola çýkarsak...