Abdülaziz al-Babtain Kuveyt’in en zengin iþadamlarýndan; ilgisi Uzak Doðu’dan ABD’ye kadar uzanýyor ve dünyanýn dört bir tarafýnda tanýnýyor... Çevre ülkelerde daha farklý bir ünü var Al-Babtain’in: Kendisi Arap dilinin günümüzdeki en iyi kullanýcýlarýndan biri ve þiirleri ezbere bilinen bir þair...
Kendi ülkesindeyse bir özelliði daha bulunuyor: Servetinin önemli bir bölümünü Arap þiirine ayýrmýþ biri o... Birinciye her yýl yüksek miktarda ödüller verilen bir þiir yarýþmasý düzenlediði gibi, Kuveyt’te kurduðu Þiir Müzesi’nde binlerce yýllýk kültürel birikimi araþtýrýcýlarýn hizmetine sunuyor...
Þair al-Babtain Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlerine dönük ‘Ýmam Buhari’nin torunlarý’ adýyla bir kültür yarýþmasý da düzenliyor her yýl. Yarýþmada birinci gelene ödül olarak tam 100 bin dolar veriliyor...
Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ü, Ankara’da ziyaret ettiðinde, anlattýklarýyla çok etkilemiþti; Kuveyt ziyareti sýrasýnda yeniden biraraya geldiklerinde bu defa heyetimizi þaþýrtmýþ... Peygamber Efendimiz’in de takdirini eksik etmediði Arap þiirinin zirve ismi, ‘Muallakat’ þairi Ýmre-ül Kays’ýn kabrinin Ankara’da olduðunu söylediðinde...
Ýmre-ül Kays’ýn kabri Ankara Kalesi yakýnlarýndaki Hýdýrlýk Tepesi denilen mevkide... ‘’Sýrf bunun reklâmýný yapsanýz’’ demiþ Abdülaziz Bey, ‘’Araplar yalnýz Ýstanbul’u deðil, Ankara’yý da seyahat planlarýna dahil ederler...’’
Kendisi Ankara’ya hem ‘Arap þiirinin anasý’ lâkaplý Ýmre-ül Kays’ýn kabrini görmek, hem de Osmanlý arþivi yazmalarý arasýnda bulunduðunu öðrendiði Arap þiirine ait örnekleri bulmak üzere gelmiþ...
Arap dünyasýnda aydýnlarý akþamlarý buluþturan ‘Divan’ geleneði hâlâ sürüyor... Cumhurbaþkaný Gül’ü ziyaretinin ikinci gününde öyle bir ‘Divan’ buluþmasýna götürdüler. Orada Ankara’da görüþtüðü Abdülaziz Bey yanýnda Kuveyt’in önemli fikir ve siyaset adamlarýyla da tanýþma fýrsatý buldu. Cumhurbaþkaný, ‘Divan’da tanýþtýðý bir eski baþbakanýn, kendisine, ‘’Son yýllarda Türkiye hakkýnda kendi ülkemi ilgilendirenden daha fazla kitap ve makale okudum’’ dediðini nakletti...
Yaz aylarýnda her gün sekiz uçak kalkýyor Türkiye’ye doðru bu ülkeden...
Heyetimiz siyasi ve ticari temaslarýný sürdürür, Cumhurbaþkaný kültür ve fikir adamlarýyla buluþup konuþurken, bizler de Kuveyt Emiri’nin hatýrlý konuklarý olarak ülkeyi tanýmaya çalýþtýk. Ýlk gün halkýn yiyecek-içecek ihtiyaçlarýný karþýladýðý eski pazarý bir baþýndan diðerine dolaþtýk; ikinci gün de kilometrelerce cadde ve sokaktan oluþan ‘modern kapalý çarþý’ görünümündeki ‘Avenues’ adlý uçsuz bucaksýz alýþ-veriþ merkezini...
Modern çarþýnýn gelenekseli hatýrlatsýn diye özel olarak inþa edilmiþ bölümünde en mutena köþeyi iþgal eden Ýstanbul’un ünlü muhallebicisi Sütiþ çevredekilerden çok daha fazla müþteri çekmesiyle göðsümüzü kabarttý.
Sütiþ’i Ýstanbullular Taksim ve Emirgan’dan bilirler... Mevlüt Kocadað markayý Kuveyt’e ilk ‘Avenues’ ile taþýmýþ; fakat çok geçmeden ülkedeki dükkân sayýsýný dörde çýkarmýþ... Üzeri ay yýldýz nakýþlý sandalyelerde oturmuþ, yakasýnda bizden isimler yazýlý çalýþanlarýn Ýstanbul iþi bardaklarla servis ettiði tavþan kaný çayýmýzý yudumlarken, Mevlüt Bey, ‘’Çocuklarýmla birlikte markamýzý dünyaya tanýtmaya kararlýyýz’’ dedi.
Yakýnda New York da Sütiþ’le tanýþacakmýþ...
Mýsýr’daki geliþmelerden sonra Körfez ülkeleriyle aramýz limonileþmiþti; Cumhurbaþkaný Gül’ün Kuveyt’i ziyareti, gösterilen ihtimam ve konukseverliðe bakýlýrsa, bu coðrafyaya yeniden dönüþün baþlangýcý da sayýlabilir. Kuveyt’i yönetenler, heyetimizin üzerinde, ‘’Biz Türkiye’nin iyi ve istikrarlý olmasýný ne kadar istiyorsak, görüþtüðümüz Kuveytliler’in de en az o kadar bizim iyiliðimizi istediklerini fark ettik’’ izlenimi býraktý...
Burasý zengin bir ülke. Turist çekmek için hiçbir çaba göstermeyen, ‘’Ülkenizi görmek istiyorum’’ gerekçesine vize vermeyen Kuveyt’te, Avenues adlý alýþ-veriþ merkezi yýlda 42 milyon kiþi çekiyormuþ...
Son baktýðýmda ülkenin yerli-yabancý nüfusu üç milyonun biraz üzerindeydi...