1952 tarihli Kahraman Þerif (High Noon) sinema tarihinin muazzam filmlerinden biridir. Fred Zinneman’ýn yönettiði filmde Gary Cooper, Grace Kelly gibi büyük oyuncular oynuyordu. Filmi film yapan ise senaryosuydu. Hadleyvile kasabasýnýn baþarýlý þerifi Will Kane, Amy ile evlendikten sonra tehlikeli iþini býrakýp, karýsýyla kasabadan ayrýlmaya karar verir. Ayný gün, yýllar önce hapse attýrdýðý bir haydut olan Frank Miller’ýn hapisten çýktýðýný ve intikam almak için kasabaya dönmekte olduðunu öðrenir. Kasaba halkýnýn ve karýsýnýn ýsrarlarýna raðmen onunla yüzleþmeye karar verir. Fakat kimse destek olmaz. Yeni evlendiði karýsý bile baþta dini inançlarýný ileri sürerek ona sýrt çevirir ve kendisiyle gelmediði takdirde yalnýz baþýna öðlen trenine binip onu terk edeceðini söyler. Bir anda yalnýz kalan þerif, Frank ve çetesiyle tek baþýna yüzleþmek zorunda kalýr.
Yapayalnýz kalan Will Kane, haydut Frank Miller ve onu istasyonda karþýlayan üç çete üyesiyle birden hesaplaþmak üzere yavaþ yavaþ kasabanýn meydanýna doðru yürür. Saat 12’yi gösterdiðinde Will meydanda karþýlaþtýðý dört hayduttan ikisini vurur, kendi de yaralanýr. Silah sesleri Helen ve Amy’nin içinde olduklarý hareket etmek üzere olan trenden duyulur. Amy kocasýnýn hayatýný dini inançlarýna üstün tutarak trenden iner, onun yanýna gider ve üçüncü silahþörü sýrtýndan vurarak öldürür ama kendisi de Miller tarafýndan rehin alýnýr. Amy, Miller’ýn yüzünü týrnaklayarak bir an için elinden kurtulunca Will, Miller’ý öldürür. Her þey bittikten sonra yavaþ yavaþ meydanda toplanan korkak kasaba ahalisinin önünde Þerif Will yýldýzýný çýkartarak onlarý aþaðýlayan bir tavýrla yere fýrlatýr ve karýsýyla birlikte kasabayý terk ederler.
Cesaret herkeste olan bir þey deðildir. En kritik zamanlarda etrafta kimseyi bulamazsýnýz. Gerçek karakter tam da o zaman ortaya çýkar. Türkiye bunu 17-25 Aralýk darbe sürecinde gördü. BizimKahraman Þerif’imiz Erdoðan’dý. Vatana ihanet eden paralel çeteye karþý o ve bir avuç kiþi olmasa kasaba þimdi haydutlar tarafýndan esir alýnmýþtý.
Ne yazýk ki bürokrasi hala aðýr ve hantal. Buna raðmen görevini layýkýyla yapanlar var, Manisa Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren gibi. Gerçekleþtirdiði operasyonlardan dolayý paralel çetenin hedefinde olan Ceren’in yaptýklarýna bakýnca devletine baðlý biri olduðunu hemen görüyorsunuz.
17-25 Aralýk darbe giriþimlerinden sonra hükümet, paralel çeteyle mücadele için bazý yasalar çýkardý. Bunlardan biri de makul þüpheydi. Bu kanun þüphesiz paralel çeteye karþý çýkartýldý. Öte yandan Kýrmýzý Kitap’a paralel yapýnýn girmesi tanýmý net ortaya koyuyordu. Türk devleti kendi varlýðýna yönelik en büyük tehdidi bertaraf etmek için hukuk üzerinden gerekeni yapýyordu.
Manisa Emniyet Müdürü Tayfur Erdal’ýn yaptýklarýna bu açýdan bakmak lazým. Karþýmýzda örgütsel bir yapý var. Paralel çete sadece emniyet-yargý cuntasý üzerinden tasallut oluþturmadý. Dernekleriyle resmi soygun yaptý, zorla baðýþ aldý. Himmet adý altýnda paralar aldý. Kurban paralarý topladý. Vermeyenlerin baþýna neler geldiðinin çok örneði var.
Hayatý karartýlan, suçsuz yere hapse atýlan bir dolu iþadamý, esnaf var. Bu kiþilerle konuþtuðunuz zaman tehdidin boyutunu daha iyi görüyorsunuz. Ýþadamlarý, esnaflar, KOBÝ’ler güvenli, tehdidin olmadýðý durumlarý severler. Piyasayý ayakta tutan budur. Güven, emniyet olursa ekonomi týkýrýnda olur. Ýnsanlarý hala tehdit ederek para toplayanlara karþý polisin görevi güvenliði saðlamaktýr.
Tayfur Erdal’ýn yaptýklarý 80 ilin Emniyet Müdürü’ne de örnek olmalýdýr. Bazý tekaüt siyasilerin “Ben þimdi nasýl oy isterim” demesinin bir mantýðý yok. Halk tam da bu operasyonlardan dolayý oy verir. Kendilerini tehdit eden insanlara karþý polis vatandaþýný korumak zorundadýr.
Manisa Emniyet Müdürü devletin arkasýnda olduðunu bilsin. Onun gittiði yol doðrudur. Korkaklarla, pýsýrýklarla yol yürünmez. Bize Kahraman Þerif’le lazým, ödlekler deðil.