Ýnsanlýk alemi ilk kez bir Ramazan Bayramý’ný evinde geçirecek. Bayram namazýnýn insanýn içini perde perde yükselten tekbirlerini, bu sabah pencerelerimizi açarak dinleyeceðiz. Bayram Selasý, öyle büyük bir görkemdir ki, gökler yedi kat yükselir yükselir de, sanki gönlüne sýðar insanýn... Salavatlaþmak, kucaklaþmak için sýraya giren camii cemaati, yaþý kaç olursa olsun, adeta çocukluðunu yaþar. Þeker daðýtýlýr, lokum daðýtýlýr. Halka halka bir sevgi çemberi içinde, tanýyan tanýmayan birbiriyle selamlaþýr. Bayram namazýnda yüzünü Kýbleye çeviren Müslüman kardeþlerimizle yek vücud, yek ruh, yek kalp oluruz...
Eski þairler Ramazan-ý Þerif’i; ateþli, kýzgýn bir çölü aþmaya benzetirlermiþ. Ýnsan kendi fýtratýyla-yaradýlýþýyla yüzleþir çünkü oruç günlerinde ve bu hiç de kolay deðildir. Susarsýnýz, acýkýrsýnýz, yorgun düþersiniz, üþür, titrersiniz, güçsüz kalýrsýnýz, kalbiniz yumuþar, ahiretin kapýsý aralanýr sanki, Kur’ný okumak için durmak zorundasýnýzdýr, dil sürtüþmelerinden imtina edersiniz, baþkalarýyla uðraþacak gücünüz kalmaz, bir aðýrbaþlýlýk, bir hüzün çöker üstünüze, iftar vakti yiyeceðiniz bir dilim ekmeðin ne büyük saadet olduðunu hissedersiniz, hele dýþarýda çalýþmaktaysanýz hayali pýnarlar, buzlu su seraplarý çevirir dört bir yanýnýzý, bir mangal gibi tüter de tütersiniz oruç oruç... Olsun... Bunlarýn hepsi Allah içindir.
Oruç günlerinde, çýrýlçýplak ben ile baþbaþa kalýrsýnýz. Zayýf yönlerinizi, eðilimlerinizi, hayal kýrýklýklarýnýzý, iþtahýnýzý, hasretinizi, zevkinizi ve zevkinizi bozacak her þey, tek tek tecrübe edersiniz. Oruç, istemeyi istememeyi öðretir bize. Ýstekler sýnýrýdýr o. Oruç, fýtratýn alfabesini çözmemizi saðlar. Empati gücümüzü yükseltir, paylaþmanýn, infakýn, dayanýþmanýn, insan olmak bilinci olduðunu öðretir bize...
Oruç alçakgönüllülüktür. Söz gelimi; iftar sonrasý, bir bardak çay, dünyanýn en kýymetli hediyesine dönüþür. ‘’Çay ariflerin þarabýdýr’’ derdi bizden evvelkiler, baðýmlýlýklarýnýzý görürsünüz tek tek, oruç vasýtasýyla. Ve asýl deðerli olanýn, baðýmlýlýk deðil de baðlýlýk olduðunu deneyimlersiniz. Oruç, Hz.Peygamber Efendimize baðlýlýðýný deklare eden Müslümanlarýn þiarýdýr çünkü...
Bu gün Ramazan Bayramý, Sevgili Peygamberimizin ahirete irtihallerinden tam 1388 sene geçmiþ... Bu muazzam süre zarfýnda ümmet-i Muhammed, Allah’a ve Resulüne verdiði oruç sözünden dönmemiþ. Orucunu tutmuþ. Bu muazzam baðlýlýk, sadakat, sözünde duruþ, bir bakýma dünyayý ve dünyanýn baþtan çýkartýcý tüm davetlerini de elinin tersiyle silmek deðil de nedir? Ýbadetlerin ve hassaten orucun, özgürleþtirici ve Allah’tan baþka sulta tanýmayýcý kimyasýna dikkat edelim.
Oruç, Allah’tan gelecek inayeti hissedebilmek için de, çok deðerli bir deneyimdir. Allah’ýn baðýþýna, bahþediþine bir hudut veya ödünlenme biçilemez, O, her an inayet içindedir, verdiði nimetlere binlerce þükür ve hamd ederiz. Ve fakat nefsimize yönelik eksiltmeler, onun inayetini daha hýzlý idrak edebilmemizi saðlar. Yoksulluk ve yoksunluk, Allah için yememe, içmeme, istememe bizim içimizde bambaþka, tarifi imkansýz bir ‘’nur’’a dönüþür. Bizi yeryüzüne baðlayan iþtahlarýmýza dair ciddi bir darbe olan orucun bereketi, ruhumuzu yeryüzünden yukarý kaldýrýr. Oruç, yukarýsýyla irtibatlý bir eylemdir. Bizi, Allah’ýn izniyle, Allah’a doðru yakýnlaþtýrýr, yükseltir.
Ramazan Bayramý, insanýn kendi kendisine attýðý nefsani kementlerden özgür kalmasý demek. Ýsteklerinden Allah rýzasý için uzaklaþabiliyor oluþu, insanýn iradesine en güzel delildir ve insan ancak bu iradeyle özgür olduðunu ispat eder. Dünyadan istiðna ettiðini, ihlasla orucunu tamam ettiðini ve özgürlüðünün bayramýný, insanlýðýný, insan oluþunu kutlar...