‘Bizim’ Ýktisat Fakültesi ve sonu gelen medya...

Ýstanbul Üniversitesi Ýktisat Fakültesi, bu hafta 77. kuruluþ yýldönümünü kutladý. Maliye Kulübü de bu kutlamalar çerçevesinde yapýlan bir etkinliðe beni konuþmacý olarak davet etti. Fakültenin dekaný Halis Yunus Ersöz fakültenin önümüzdeki günlerde birçok önemli adýmý atacaðýnýn müjdesini de verdi. Bizleri yetiþtiren Ýktisat Fakültesi, artýk Türkiye’nin sýnýrlarýný aþmalýdýr. Çünkü fakültenin tarihi ve oluþturduðu gelenek gerçekten bunu hak ediyor. 1936 yýlýnda kurulan okul, henüz kuruluþ aþamasýnda Nazi Almanyasý’ndan kaçan Yahudi bilim insanlarýna kucak açmýþ. Bu bilim insanlarý deneyimlerini, birikimlerini Türkiye’ye, okula taþýmýþlar ve çok önemli katkýlar yapmýþlar. Böyle olunca fakülte, her görüþten, her iktisat okulundan hocalarý barýndýran bir bilim platformu olarak yoluna devam etmiþ. Darbe dönemleri ve bu dönemlerin kýsýrlýðýna, Ýngilizce eðitim yapan vakýf üniversitelerinin hýzla çoðalmasý ve tercih edilir hale gelmesi eklenince, hoca ve akademiyi hedefleyen öðrenci açýsýndan kan kaybeden fakülte, tam þu sýralar kendine gelme savaþý veriyor. Dekan Halis Yunus Ersöz, bu açýdan fakültenin tarihine yakýþan bir gayret içinde... Ancak Türkiye’nin de bu bilim yuvasýnýn farkýna varmasý ve üzerine titremesi gerek.

Eski çamlar bardak oldu

Ben, sosyal bilimlerin, özellikle bu alandaki temel bilimlerin en önemlilerinden olan iktisat biliminin önümüzdeki yýllarda çok daha önem kazanacaðýndan eminim. 20. yüzyýl, geleneksel-örgün üniversite eðitiminin, geleneksel medya imparatorluklarýnýn öne çýktýðý ve bilginin buralarda süzgeçten geçirilerek yayýldýðý bir zaman dilimiydi. Ulus-devletlerin dayandýklarý ideolojik temel, ilk önce akademide (üniversitede) piþiriliyor, genç beyinlere þýrýnga ediliyor, sonra bu ideoloji, devasa medya imparatorluklarý vasýtasýyla mutlak gerçeklik olarak güncelleniyordu. Üniversite ve medya imparatorluklarý, ulus-devletlerin en önemli ideolojik aygýtlarýydý. Öyle ki, batýda adý geçen üniversitelerden mezun olanlar, bu medya tekellerinin baþýna geliyor ve buna baðlý olarak suni bir üniversite hiyerarþisi yaratýlýyordu. ABD’de ve Ýngiltere’de o bildik okullardan mezun olmak size her kurumun kapýsýný açýyordu. Hâlâ da öyle. Ancak þundan emin olun, bugün batý üniversitelerinin yalnýz 20. yüzyýldan kalma adlarý var. Tabii ki Nobel Komitesi ve dünyanýn sayýlý bilim dergileri buralardaki bilimcileri kayýrarak ödüllendiriyor ve öne çýkarýyor. Nobel’de, endekslerde en çok bu okullarýn adý geçiyor. Ama, özellikle sosyal bilimlerde, 21. yüzyýlda insanlýðýn ihtiyaç duyduðu anlatýlarý, tezleri doðunun, þimdiye kadar köþede býrakýlmýþ üniversitelerinin yetiþdirdiði bilim insanlarý üretecek. Çünkü yeni bir dünya doðudan baþlayarak kuruluyor. 20. yüzyýl dünyasý batýdan baþlayarak kuruldu. Þimdi bu dünyanýn sonuna geldik.

Medya imparatorluklarý bitiyor

Dikkat ediyorsanýz, tam þu günlerde bilginin üretiminde ve yolculuðunda iki önemli geliþme var. Birincisi, yukarýda bahsettiðim dev medya imparatorluklarý önemsizleþiyor, bunlarýn ürettikleri bilgi, servis ettikleri haber, her zaman ve herkes tarafýndan þüpheyle karþýlanýyor ve sorgulanýyor. Tabii bu medya kurumlarýnýn dev tekellerin uzantýsý olduðunu da unutmamak gerek. Bugün tek bir birey bile devasa bir medya imparatorluðundan sosyal medya sayesinde, daha etkin ve saygýn olabiliyor. Ýkincisi ham bilgi, bilgi teknojilerinin hýzla yayýlmasý sayesinde herkese, ayný anda, ulaþabiliyor. Artýk bilgiye ulaþma sorunu diye bir sorun dünyanýn her yerinde ortadan kalkýyor. Ancak ham bilgiyi, iþleyecek bundan bilimsel sonuçlar çýkaracak ve geliþmeleri neden-sonuçlarýyla verecek kurumlara, kiþilere ihtiyaç artýyor. Ýþte bu kurum- kiþiler, geleneksel akademi ve medya aðýnýn her gün yeniden ürettiði yerleþik ideolojiden baðýmsýzlaþmýþ olmalý ki bu ihtiyaca cevap verebilsin. Böyle olunca, batýnýn, þimdiye kadar ‘saygýn’ olarak bilinen bütün üniversiteleri sýradanlaþýyor, çünkü ürettikleri bilgi eski. Yine böyle olunca en büyük medya kurumlarý gereksizleþiyor; çünkü servis ettikleri haberlerin yalan ve maksatlý olduðu saniyesinde herkes tarafýndan öðreniliyor.

Son tarihler...

Dikkat ediyorsanýz, bunlarýn yerine düþünce kuruluþlarý öne çýkýyor. Çünkü bunlar, en azýndan, haberi ve bilgiyi iþleme potansiyeline sahip uzmanlarý barýndýrýyorlar. O zaman þunu söyleyebiliriz; eski medya düzeni ile yeni dünya düzeni mümkün deðil. Bunu Türkiye için de þöyle söyleyebiliriz; þu an Türkiye’deki eski medya düzeni ile -merkez, sað, sol nerede olursa olsun- yeni Türkiye mümkün deðil. Artýk bu medya kurumlarý para yutan canavarlar, Future Exploration Network adlý düþünce kuruluþu, dünyada basýlý gazetelerin son yayýn tarihini 2040 olarak belirlemiþ. Ancak ABD için bu tarih 2017, Ýngiltere’de 2019, Almanya’da 2030, Rusya ve Türkiye’de de 2036... Bu konuda farklý tarihler de ortalýkta dolaþýyor. Ancak tarih de önemli deðil. Saygýnlýk ve inanýlýrlýk þimdi bile yerlerde sürünüyor. CNN International’ýn haziran baþýnda Türkiye’de neler yaptýðýný biliyoruz, ne oldu; kendi saygýnlýðýna darbe indirdi sadece... Çünkü öyle olmadýðýný anýnda bütün dünya biliyordu zaten... Haber kanallarý için de benzer bir durum var: IPTV ve diðer çevrimiçi multimedya teknojilerinin geliþimi ile son derece parçalý ve að temelli bir yeni görsel medya ile þimdiden karþý karþý karþýyayýz. Buna baðlý olarak, Türkiye’de de, dünyada da çok yakýnda haber kanalý çöplüklerine hazýr olalým.




Bir haber ve bir soru

Þimdi bu anlattýklarýmý örnek bir ekonomi haberi ile somutlamak istiyorum. Haber þöyle: ‘AB, zarar eden ve batan bankalarýn tahvillerini tutan ve buralarda mevduatý olanlarý zarara ortak eden bir yasa üzerinde çalýþýyor. AB bakanlarý tarafýndan onaylanmasý  halinde bu yasa ile gelecek dönemlerde batacak olan bankalarýn tahvillerini taþýyanlar ve büyük mevduat sahipleri bu batýþýn zararýna ortak olacaklar. Böylece yeni yasa ile bankacýlýk sektörünün reforme edilmesi yolunda önemli bir adým daha atýlmýþ olacak.’ Þimdi bu çok önemli bir haber bana göre... Ama kýlý kýrk yarsanýz da bu haberin AB’den baþlayarak gerçekleþmesi halinde bizim gündelik hayatýmýza yansýmalarýný bulamazsýnýz. Ötesi, bunun nedenleri ve sonuçlarýna ulaþamazsýnýz. Ama bu haber, bana göre yeni bir dünyayý anlatýyor. Bir sonraki yazýda bunu anlatacaðým.