Bizim konsolosluðumuzu yaðmalasalar hoþumuza gider mi?

Uygurlarýn Çin yönetimince taciz edildiðine iliþkin çoðu gerçek dýþý haberler önce protesto gösterilerine, ardýndan Çinli turist ve lokanta avýna, çok geçmeden de konsolosluk basýlmasýna yol açtý. Ýstanbul’daki Tayvan Fahri Konsolosluk binasý kameralarýn önünde saldýrýya uðradý. Yaklaþýk 200 kiþilik bir grup Tayland’ýn hukuk ve akýl dýþý bir uygulamasýný protesto ederken hukuk dýþýna saptý.

Çin’deki uygulamalara iliþkin haberler abartýlmýþ olsa da Çin’in bir insan haklarý ve demokrasi cenneti olmadýðý gerçek. Tayland da Çin’den hiç farklý deðil. Uygurlarýn baský altýnda yaþadýðý da doðru. Türkiye ya da baþka bir yerde Uygurlarýn ve onlara sempati duyanlarýn olan biteni protesto etmeleri, uðranan haksýzlýklarý dünya gündemine sokmak için çalýþmalarý da son derece normal.

***

Normal olmayan hak ararken haksýzlýk yapmak, þiddete baþvurmak. Daha önce de  yazmýþtým, þimdi de yazýyorum; haklar suiistimal edilmek için verilmez. Protesto etmenin bir kuralý, adabý vardýr. Þiddete baþvurursanýz, yakýp-yýkarsanýz, konsolosluk basarsanýz aradýðýnýz hak hak olmaktan çýkar, hak arama yönteminiz yüzünden aradýðýnýz hak meþruiyetini kaybeder.

Çin yönetimi Uygurlarý baský altýnda tutuyor diye Türkiye’de Çinli avýna çýkmak, Sultanahmet meydanýnda karþýnýza çýkan birine Çinli diye saldýrmak asýlýnda 1950 Soykýrým Sözleþmesi’nde belirtilen koþullarý yerine getirmekten baþka bir þey deðildir. Ýþlenebilecek suç heyecanlý gençler denilerek hafife alýnamayacak kadar aðýrdýr.

Benzeri þeyler Tayvan Konsolosluðu için de geçerlidir. 1963 tarihli Konsolosluk Ýliþkileri Viyana Sözleþmesi’nin 31. maddesi ev sahibi ülkeyi  konsolosluk binalarýný korumakla yükümlü kýlmaktadýr. Konsolosluk binalarýnýn güvenliðinin saðlanmasý Baþbakan Davutoðlu’nun dediði gibi hem Türkiye’nin namusu, hem de hukuki sorumluluðudur.

Ayrýca ne Çinli turistlerin hýrpalanmasý, ne de konsolosluklara saldýrýlmasý hedeflenen amaca ulaþýlmasýna yol açacaktýr. Olsa olsa benzeri gösterilerin Çin’de ve Tayvan’da tetiklenmesine, iki ülkeyle de Türkiye’nin iliþkilerinin gerilmesine, siyasi etkisinin azalmasýna, ikna kabiliyetinin ortadan kalkmasýna, güya haklarý korunmaya çalýþýlan insanlarýn haklarýnýn daha da gasp edilmesine neden olacaktýr.

Milliyetçilik, vatanseverlik duygusal tepki vermek, þiddete meyil etmek demek olmaktan çýktýðýnda, gerçekleþtirilen eylemle varýlmak istenen sonuç arasýnda akýlcý ve makul bir baðlantý kurulduðunda, Türkiye yakýnlýk duyduðu pek çok etnik ve dinsel grubun haklarýný çok daha etkin bir þekilde koruyacaktýr. Vatanýný çok sevdiðini iddia edenlerin de hukuk kurallarý içinde haklarýný kullanmasý gerekir.

***

Türkiye’de pek çok insanýn temel sorunu empati eksikliðidir. Kimse kendini karþýsýndakinin yerine koymaz. Trafikte de, siyasette de her þeyi bulunduðu konumdan, kendi beklentilerinin penceresinden deðerlendirir. Mesela Tayland Konsolosluðu’nu basanlar Tayland’da ya da baþka bir yerde Türkiye Konsolosluðu basýlsa ne hissedeceklerini akýllarýna getirmezler.

Benzeri þekilde Çinli avýna çýkanlar Çin’de Türk avýna çýkýlsa ve diyelim ki Pekin’de dolaþýrlarken hiç anlamadýklarý bir dilde baðýrýp çaðýrarak bir grup insan bilmediði, duymadýðý nedenler yüzünden kendisine saldýrsa ne hissedeceklerini düþünmezler.  Biliyorum onlar bir þey hissetmez diyenler olacaktýr. Ama dünyanýn bu ülkede hisseden insanlar olduðunu bilmesinde yarar var...