Þimdi anlatýldýðý zaman masal gibi geliyor.. Hatta fazlaca gerçeküstü olduðu için inandýrýcýlýðýný da yitiriyor. Düþünsenize,‘Hava kirliliði öylesine yüksek boyutlardaydý ki, gazeteler kuponla gaz maskesi daðýtýyordu’ dersem þimdi kim inanýr? Ama doðru. Peki þuna ne diyeceksiniz? Çöp patladý, yanardað gibi püskürdü bir köyü yuttu yok etti. Ýnsanlarýn cansýz bedenlerine ulaþýlamadý. Korku filmi gibi deðil mi? Ýstanbul’un en gözde semtlerinde pahallý evlerde sadece küvet vardý. Biz zaten kurnada yýkanýrdýk. Peki o zengin semtlerde oturanlar küvetlerinde ne kadar keyif yapabiliyordu dersiniz? Haftada bir gün gelen suyu, ziyan olmasýn diye küvete doldurup muhafaza ettiklerinden o evlerde de kazanlarla kenarda yýkanýrdý insanlar. Sabah namazýyla Kuyubaþý’ndaki çeþmenin önünde onlarca metre kuyruk beklerdik. Mantýklý bir saate kadar çocuklar beklerdi. Sabah gün baþladýðýnda nöbet büyüklere devredilirdi. Ýnsanýn aklý alýyor mu? Kartal’dan sonrasýna ‘yazlýk’ demiþlerdi. Neden? E Avrupa yakasýnda bir iþte çalýþýyorsa gidip gelmesi imkansýzdý da ondan.. Þimdi Pendik’ten Tuzla’dan iþe gidip gelenler inanmaz.. Ýstanbullu’nun makus talihi 1994’te Recep Tayyip Erdoðan’la deðiþti.. Doðru anlatmazsak vebali var..
2019 Mart seçimlerine giden yolda ilginç bir sürecin içine girdik. Bu ilginçliðe isim koymak için erken. Ama bir sabite bir referans noktasý aramak isterseniz bakacaðýnýz yer 18 Ocak Congresium sahnesi olacak. Ne zaman bir yerde halledilmesi güç bir mesele görseniz, Fazýl Say’ýn Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý saygýyla selamladýðý o an gelsin gözünüzün önüne. Erdoðan’ýn, Fazýl Say’ýn avuçlarýný, iki eli arasýnda sýktýðý bu sahneyi hatýrlayýn. Bakmayýn Fazýl Say için,‘Sarayýn piyanist þantörü oldu’ demelerine. Bakmayýn‘dün sövüyorlardý Fazýl Say’a bugün bayýlýyorlar’ demelerine. Bakmayýn‘Fazýl say diz çöktü’ demelerine. Sadece ve sadece bu fotoðrafa bakýn siz. Kalbiniz ne diyorsa odur.
“…Tamam þimdi sadece 53 bin Suriyeli oy kullanacak olabilir. Ama ne belli ileride milyonlarcasýnýn oy kullanmayacaðý…” Þaka yapmýyorum. ÝYÝ Partili Ümit Özdað sahiden böyle dedi. Suriyelilerin bu seçimlerde, siyasal dengeyi deðiþtirecek biçimde etkili olacaðý palavrasýyla milleti galeyana getirenler Ýçiþleri Bakaný Sayýn Süleyman Soylu’nun verdiði rakamla adeta duvara tosladý. Ve kaybetmiþliðin acýsýyla saçmalamaya baþladýlar. Arz edelim. Halen resmi rakamlara göre; 3 milyon 632 bin 622 Suriyeli, uluslararasý korunma statüsüyle ülkemizde. Vatandaþlýk hakký kazananlarýn sayýsý ise 79 bin 820 kiþi. Bunlardan oy verme ehliyeti olanlarýn sayýsý 53 bin 99. Üstelik bu sayýya iç savaþ öncesi vatandaþlýk hakký elde edenler dahil.. Ve bu insanlar farklý farký seçim bölgelerinde sandýk baþýna gidecek. Ama olsun. Ne diyor yabancý düþmanlýðý üzerinden prim yapmaya çalýþan kaybetmiþler;‘ileride bu sayýnýn artmayacaðý ne malum?’ Ya Allah aþkýna tutarlý bir politik argüman üretin de tartýþmanýn tadý çýksýn biraz.