'Bizim ölümümüz şahsiyetlidir!”

Aklı hırsının arkasından gelen bir köşe yazarı şunu ima ediyor; küresel güçler ne isterse yapar! Bak Mursi’yi asacaklar, herkes ayağını denk alsın!

EY ZAVALLI! Sanıyor musun ki; BU YOLDA ÖLÜM BİZİ ZERRE KADAR KORKUTUR! Sayın Cumhurbaşkanımız ne diyor; BİZİM ÖLÜMÜMÜZ ŞAHSİYETLİDİR!

EY ZAVALLI SANIYOR MUSUN Kİ; İSRAİL’İN UZANTILARI MURSİ’Yİ İDAMA MAHKUM ETTİĞİNDE İNANANLARIN ZERRE KADAR KILI KIPIRDAR!

Sevgili dostlar, bunları yazanların bazı şeyleri aklı hayali almıyor ve AYNI SORUYU İNATLA sorup duruyorlar; ne oluyor, Cumhurbaşkanı neden illeri dolaşıyor! Senin ne olduğunu bile anlayamadığın sebepler için dolaşıyor! Senin gibi emir almayanların BİLECEKLERİ için dolaşıyor!

Sevgili dostlar, alışmışlar “seçilmişleri” Ankara’ya hapsetmeye ve Türkiye’yi “yerleşik oligarşik parçaların hegemonyasında” yönetmeye! 1930’lardan 2002’ye kadar olanın adı bu! Bu düzene karşı çıkanların da rahmetli Menderes gibi hazin sonu belli... Yalnız o günleri özleyenlere dostça bir uyarım var; arada bugün büyük bir fark, ne Türkiye 1950’lerin 60’ların Türkiye’si, ne de ortak bilincimiz o günlerdeki gibi... Halkın iradesine karşı atılacak en küçük bir adım, teşebbüs edene felaket getirir!

Sevgili dostlar, SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANLIĞI makamı demokrasi kültürümüzün geldiği nokta itibariyle “başlı başına” bir devrim olmakla birlikte, bu koltuğa ilk defa seçimle oturan LİDER’in de attığı adımlar bu dinamiğin devamı niteliğinde...

Cumhuriyet tarihinde ilk defa Cumhur sandıktan çıkıyor ve “statü sembolleri” içinde kalmak yerine sahaya iniyor, Başkan Cumhur ile kucaklaşıyor... Bunu anlayamayanlar ve en önemlisi idrak edemeyenler, ne olduğunu anlamaya ve büyük resme bakmaya çalışsınlar, en azından Türkiye’nin geleceği için...

Sonuç: Başkan’ın Cumhur ile sahada kucaklaşma süreci başladı ve YERLEŞİK DÜZEN ve iç-dış unsurlar çıldırsalar da bu SÜREÇ DEVAM edecek... YENİ TÜRKİYE TAM OLARAK TESİS EDİLENE kadar...

ÖNEMLİ NOT: Malum medya grubu gazetelerinde manipülasyona doymuyor ve eski günlerde alıştıkları gibi “Cumhurbaşkanı’na sesleniyoruz” başlıklı çarpıtma bir mektup ile “nostalji” yapıyor! Aynı gazetenin eski sahibi de bir zamanlar dönemin Cumhurbaşkanı ile mektup ile kavga etmeye çalışmıştı, bu hastalık bulaşıcı herhalde! Bu arkadaşlara bir çift sözüm var, mektubunuzda “Cumhurbaşkanı bizden ne istiyor” diye soruyorsunuz ya, cevabı çok açık; BU ÜLKENİN İNSANLARI her şeyden önce demokrasiye saygılı olmanızı, halkı YOK SAYMA huyunuzdan vazgeçmenizi, SEÇİLMİŞLERİN esas olduğunu içinize sindirmenizi, bu ülkenin sizin OYUN ALANINIZ olmadığını yerli-yabancı ortaklarınızla idrak etmenizi, SİZİN YERLEŞİK KÜMENİN 60 YILDA cebimizden aldığı 2.5 trilyon doları ve hepimize verdiğiniz maddi-manevi zararın hesabını istiyor! DAHA SAYAYIM MI!