Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýnda kurulduðunda üye sayýsý 51 olan Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu’nda bugün 193 ülke temsil ediliyor lakin Güvenlik Konseyi’ndeki beþ daimi ülkenin kullandýðý veto hakký dolayýsýyla BM, adaleti temsil ve tesis eden bir kurum olmadý hiçbir zaman. Siyasi yapýsý adaletli þekilde güncellenmezse hiçbir zaman da olamayacak.
BM’nin “gösteriþli ancak iþlevsiz” olduðu da iyice kanýksandý. BMGK, uluslararasý barýþýn ve güvenliðin saðlanmasýnda en üst organ pozisyonunda ama anti-demokratik ve arkaik yapýsý nedeniyle çöp hükmünde. Çünkü iþlemiyor. Ýþlemediði en çýplak, en çirkin haliyle defalarca tecrübe edildi.
Bilhassa SSCB’nin daðýlmasý ve Soðuk Savaþ döneminin sonlanmasýndan bu yana bu böyle. 1995’te Bosna’daki büyük insanlýk trajedisine cevap veremedi BM. Avrupa’nýn ortasýnda Boþnaklar, Müslüman olduklarý için katliama maruz kalýrken BM sadece seyretti.
11 Eylül sonrasý ise tam bir “tiyatro” idi. Irak’ýn iþgali ve sonrasýnda yaþananlar. Kurmaca suçlamalar, gerçek iþgaller, idamlar, yaðmalar, tecavüzler… Ruanda’da olanlar… Baþýndan itibaren Ýsrail’in varlýk kazanmasý ve Filistinlilerin topraklarýnýn ve haklarýnýn Ýsrail tarafýndan BM gözetiminde gasp edilmesi… Doðu Türkistan’da Müslümanlara yapýlanlar… Keza Myanmar. Suriye’de son yedi yýldýr olanlar. Yüzbinlerce insan kâh konvansiyonel, kâh kimyasal silahlarla, kâh açlýk yahut iþkenceyle öldürüldü. Milyonlarca insan yerinden oldu, þehirler yýkýldý, Türkiye baþta olmak üzere birkaç ülke mülteci akýnýna uðradý…
BM ne yaptý? Ya seyretti ya kýnama kararý almaktan öteye gidemedi. Esasen “yaþayan fosil” denmeyi çoktan hak etti BM.
BM’nin acilen reforma ihtiyacý var. Fakat sistemi kilitleyen mevcut idari ve politik yapý, ne yazýk ki deðiþimi de engelliyor.
***
Öte yandan reformu zorlayan iki gerçek var. Ýlki, soðuk savaþýn iki kutuplu dünyasýnda yaþamýyor oluþumuz. Küreselleþen dünyada farklý bir güç dengesi var artýk. Bu beþ ülke hala güçlü ama onlarýn dýþýnda da bölgesel ve kilit konumunda baþka güçlü aktörler de var.
Diðer gerçek ise, hakikati her ortamda seslendiren Türkiye’nin yükselttiði “dünya beþten büyüktür” çaðrýsýnýn dünyada giderek daha fazla karþýlýk bulmasýdýr.
Erdoðan “Dünya beþten büyüktür” mottosunu ilk kez 24 Eylül 2014’te dile getirdi Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu’nda. BM’nin etkisizleþtiðini hatýrlatarak “Daha fazla mazlum insan hayatýný kaybetmeden, BM sorunlara aðýrlýðýný koymalýdýr. Dünya 5’ten büyüktür” dedi.
Aradan geçen beþ yýlda –BM seyrederken- yüzbinlerce masum insan ne yazýk ki hayatýný kaybetti. Türkiye ise ayný insani çaðrýyý yýlmadan yapmaya devam ediyor.
Beþ gün önce olduðu gibi… Yýllardýr dile getirdiði sistem eleþtirisini, bir kez daha sistemin kalbinde, üyelerin önünde ve kürsüden yaptý Erdoðan:
“Zaman içinde BM’nin, insanlýðýn barýþ ve refah beklentilerini karþýlamaktan uzaklaþtýðý da bir gerçektir. (…) Gelin, bu dünyada her þeyi yerli yerine konulmasýný saðlamak için BM’yi insanlýðýn adalet beklentisinin sözcüsü ve uygulayýcýsý haline getirelim. Gelin, ezilene kalkan olacak, aç ve açýkta kalana el uzatacak, gelecek nesillere umut aþýlayacak bir küresel yönetim sistemi kuralým. Bu kürsüde söylenen sözler, yapýlan tespitler ve ortaya konan teklifler, ancak böyle bir anlam ifade edecektir. BM’yi zulmün deðil adaletin kaynaðý haline getirmek istiyorsak, üzerimize düþen görevlere daha sýký sarýlmalýyýz”.
Cumhurbaþkaný, ABD dönüþünde konuyu soran gazetecilere iki önemli haber veriyor. Birisi, bu çaðrýnýn gün geçtikçe daha fazla karþýlýk bulduðu ve beþ daimi üyenin tasallutundan korkanlarýn da cesaret bulmaya baþladýðýna dair. Diðeri ise, “dünya beþten büyüktür” çaðrýsýnýn diplomatik bir dosyaya çevrildiðine, bu yönde çalýþýlacaðýna dair.
Umarýz vicdanýn, adaletin ve hakkaniyetin gereði bir an önce BM’de tesis edilir.