BM’nin Suriye kararý

Beþinci yýlýný geride býrakmasýna aylar kalan Suriye krizi, yaklaþýk 300 bin kiþinin ölmesinden ve 4-5 milyon kiþinin de mülteci durumuna gelmesinin ardýndan yeniden BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) gündemine geldi.

Aradan geçen zaman zarfýnda BMGK konuyla ilgili çok sayýda toplantý yapmýþ, on kadar da karar almýþtý. 14 Nisan 2012’deki ilk karar, Suriye’de ateþkes çaðrýsý için dönemin BM Genel Sekreteri’nin adýyla anýlan bir yol haritasý olmuþ ve ülkeye 30 askeri gözlemci gönderilmiþti.

Esad alýnan karara uymamýþ, neyi gözlemlediði pek belli olmayan heyetin görev süresini uzatan ve sayýsýný artýran kararlar alýnmýþ, ardýndan 27 Eylül 2013’te ülkedeki tüm kimyasal silahlarýn imha edilmesini öngören karar tasarýsý, en önemli BM kararý olarak tarihe geçmiþti; ancak Esad bu karara da uymamýþtý. Bunun üzerine BMGK, kararlarýna baþka bir sorunu konu etmiþ ve dikkatini DAEÞ’e yöneltmiþti.

22 Þubat ve 14 Temmuz 2014’te alýnan kararlarýn birinde DAEÞ ve yabancý savaþçýlarla mücadele, diðerinde de insani yardým konularý düzenlenmiþti.

Uzlaþýlan konular

12 Þubat 2015’de DAEÞ’in mali kaynaklarýnýn kesilmesi ve bu sürece yardým edenlerin cezalandýrýlmasý kararý alýnmasýna raðmen iç savaþa yol açan oyuncular sadece kýnanmýþtý. Günümüze kadar BMGK gündemine gelen en yaþamsal karar tasarýlarý Rusya ve Çin tarafýndan veto edilmiþ; hal böyle olunca da bir daha önemli konular, nasýl olsa veto edileceði için, gündeme gelememiþti.

Onlarca konferans, zirve ve görüþme yapýlmýþ, epeyce de karar alýnmýþ olmasýna raðmen BM’nin karar alma azminde bir eksilme olmadýðýný belirtmek gerekiyor. Son olarak 18 Aralýk 2015’de BMGK’nin aldýðý karar da bunun ispatý.

Karar taslaðýna göre ocak ayý baþýnda Suriye’de ateþkes müzakereleri baþlayacak, müzakerelere DAEÞ ve El Nusra katýlmayacak, 18 Ocak’ta ateþkesin nasýl denetleneceði açýklanacak, 6 ay içinde güvenilir, kapsayýcý ve mezhepsel olmayan bir yönetim kurulacak ve 18 ay içinde de “özgür ve adil” seçimler yapýlacak. Karar taslaðýnda yazmýyor ama muhtemelen sonunda da her þey pek güzel olacak.

Bunlar BMGK üyelerinin tümünün üzerinde anlaþtýðý konular. Bir de anlaþamadýklarý var; o da kimlerin terörist sayýlacaðý ile Esad’ýn akýbeti.

Uzlaþýlamayan konular

Üzerinde uzlaþýlamayan iki konu, oy birliði ile alýnan kararlarýn özünü oluþturuyor aslýnda. Zira mezhepsel olmayan, adil ve güvenilir bir geçiþ hükümeti kurulmasý için kimin kiminle müzakere edeceðini bu iki konu belirliyor. Ayrýca güvenilir yönetim konusu da Esad ve Suriye’deki gruplar meselesini çok yakýndan ilgilendiriyor; çünkü ülkede esasen kimse kimseye güvenmiyor.

Ateþkes konusu da oldukça netameli. Suriye’deki iç savaþýn bir tarafýnda Esad, Rusya ve Ýran askeri güçleri var; öteki tarafýnda ise baþ oyuncu DAEÞ. Diyelim Esad alýnan karara uydu; DAEÞ’in söz dinleyeceðinin garantisi ne? Ayrýca, karar taslaðý DAEÞ’le mücadelenin sürmesini de öngörüyor. Bu durumda BMGK kararý, ABD, Fransa ve Rusya’nýn ateþe devam etmesini, ancak Esad’ýn kýþlasýna dönmesini mi öngörüyor?

Öyle bile olsa, ortaya çýkacak sonucun bir ateþkes hali olmayacaðý açýk; savaþ devam edecek. Bu durumda müzakere masasýna da Suriyeliler deðil, savaþan devletlerin bir tür temsilcisi durumundaki kiþiler oturacak; böylece mezhepsel olmayan güvenilir bir geçiþ hükümeti kurulacak.

Bana sorsalardý Trinidad ve Tobagolu birini Suriye’ye getirtir, geçiþ hükümeti iþini ona yýkardým. Kabineyi Kýzýlderili, Aborjin ve Eskimolardan oluþturur ve bu ekibin Suriye’yi adil ve özgür seçimlere çok daha baþarýlý biçimde götüreceðinden de hiç þüphe duymazdým.