Bob Dylan’a açık mektup

Merhaba,

Sonra bir gün Joan Baez vs’yi terk edip gittin. Ardına dönüp bakmadan gittin. Maneviyatsızlık canına tak etmişti. Kendi beynini ve yüreğini bile tatmin edememişken âlemin önüne bütün cevaplara vakıf bir âhir zaman bilgesi pozlarında çıkmayı da daha fazla sürdüremezdin, vicdanın buna el vermiyordu artık. Kendine duymadığın saygıyı başkalarından gördükçe için için acı acı gülümsüyor, “Keşke gerçekten saygıdeğer olabilseydim” diye düşünüyordun herhal. Neyse işte. Dünyayı yeniden yaratma saplantısıyla girdiğin yolun çıkmaz sokak olduğu hakikatine uyandın, ilahi iradenin varlığını ve mutlaklığını bütün benliğinde hissettin, stüdyoya yepyeni bir insan olarak girip “I Believe In You” (Sana İnanıyorum) şarkısını söyledin, artık Hıristiyan olduğunu bütün dünyaya ilan ettin, Bob Marley’e “Çok sevindim Dylan için. Yaratıcıya inansın da nasıl inanırsa inansın” dedirttin, Joan Baez’i ise “We don’t care if Dylan’s gone to Jesus, Jimi Hendrix is playing on, we know Janis Joplin was the rose...” (Dylan’ın İsa’ya gitmesi umurumuzda değil, Jimi Hendrix gitarını çalmaya devam ediyor, Janis Joplin de hâlâ gülümüz bizim) filan diye saçma sapan bir şarkı söylemeye sevk ettin. Aşırı dozda eroinden ölen Jimi Hendrix ve Janis Joplin örnek şahsiyet, dindar bir Hıristiyan olup o korkunç dünyadan paçayı sıyıran Bob Dylan ise tu kakaydı Joan Baez gibilerin nazarında. Neyse işte. Asıl söylemek istediğim şu: Geçen gün “Doğudan kapısından girdim, gözlerimde güneş” dediğini hatırladım da, ne güzel dedim, Allah Azze ve Celle bu mısraın şairine hidayet nasip etsin. Joan Baez’in aksine ben senin dinsizken Hıristiyanlığı kabul etmeni (Ehl-i Kitab olmanı) güzel buluyorum, ama bir adım daha atıp Müslüman olmanı arzu ediyorum tabii. Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed O’nun kulu ve elçisidir. İhlas suresinden başlayarak Kur’an’ı bir okusan ne güzel olur.

İstanbul’a hoşgeldin.

Ekmeleddin İhsanoğlu

CHP zulmünden kaçan İhsan Efendi’nin muhacerette doğan oğlu Ekmeleddin Bey, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın genel sekreterliğini yapmış olan mütedeyyin bir zat, CHP tarafından cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. AK Parti’nin kurduğu Yeni Türkiye’ye CHP’nin bile ayak uydurmaya çalıştığının resmi. Güzel bir resim. Ama oylar tabii ki Tayyip Erdoğan’a.

Elveda gadasını aldığım

Fevziye kardeşimin babası, Fatma teyzemin eşi, aziz yoldaşım Ebubekir Kurban’ın kayınpederi, tatlı ve sıcacık büyüğümüz Hüseyin Per vefat etti. Tek kelimeyle Kayserili’ydi. Müslüman ve sevecen. “Gadasını aldığım” deyişini şimdiden özledim. Rahman Allah’ın rahmeti üzerine olsun. Mekânı cennettir inşaallah. Ailesine, yakınlarına, hepimize sabr-ı cemîl diliyorum. Kayseri’nin başı sağolsun.