Belkýs Kamut Aktürk
Belkýs Kamut Aktürk
Tüm Yazýlarý

Boðaz’ýn iki bin 500 yýllýk ev sahibi

Kýz Kulesi, Marmara Denizi’nin Boðaz’la buluþtuðu yerde konumlanýr. Kule denince hatta Ýstanbul denince akla ilk gelenlerdendir. Þehirle bütünleþen, þehrin en güzel simgelerindendir. 

Antik çaðdan günümüze ulaþan muhteþem bir güzelliktir Kýz Kulesi. Ünü þehirle yarýþýr. Ýki bin 500 yýllýk hikayenin kahramanýdýr Kýz Kulesi. Kaleden kuleye uzanan süreçte pek çok efsanede de yerini almýþtýr.

Kýz Kulesi, Marmara Denizi’nin Boðaz’la buluþtuðu yerde konumlanýr. Ýstanbul denince akla ilk gelenlerdendir. Þehirle bütünleþen, þehrin en güzel simgelerindendir.

Üsküdar Salacak sahiline

çok yakýndýr. Kýz Kulesi’nin üzerinde yükseldiði kayalýðýn ilk zamanlarda burun þeklinde çýkýntý olarak karayla birleþik olduðu bilinir. Ancak bu çýkýntý, zamana ve dalgalara karþý koyamaz, karadan kopar. 

Adý aþkla anýlýrdý

M.Ö 411’de adýna rastlanýr bu kayalýklarýn. Atina ve Sparta arasýndaki savaþýn galibi Atina’dýr. Komutan Alkhibiades, Boðaz’dan geçen gemileri denetlemek ve vergi almak ister. Bazý kaynaklara göre bu küçük ada üzerine bir kule, bazýlarýna göre ise gümrük binasý inþa ettirir.

Adýnýn aþkla anýlmasý bu eski zamanlara dayanýr. Atinalý Komutan/Kral Hares’in eþi bu sahilde ölür. Buna çok üzülen Hares kayalýklara mermer sütunlar üzerinde bakýrdan dana heykeli yaptýrýr. Kimi kaynaða göre eþinin adý Damalis’tir, kimine göre damalis “öküz” anlamýna gelir. Kayalýklar, “Damalis” adýný alýr.

Ýmparator Manuel Komnenos devri önemlidir. Þehre iki kule inþa edilir. Biri Damalis Kayalýklarý’na diðeri ise Mangana Manastýrý civarýna yapýlan kulelerin amacý düþman gemilerine engel olmaktýr. Vergi alabilmek için de iki kule arasýna zincir çekildiði anlatýlýr. Bu kuleden sonra kayalýklar “kale” anlamýna gelen “Arcla” adýný alýr. 

Küçük Kýyamet darbesi

Bizans’ýn son dönemlerinde de adýna rastlanýr. Fatih Ýstanbul’u kuþattýðý zamanlarda, Venedik’ten Bizans’a yardýma gelen filo burada kalýr. Fetihten sonra Fatih, buradaki kuleyi yýktýrarak etrafý mazgallarla çevrili bir kale yaptýrýr. Taþtan inþa edilen kaleye, toplar yerleþtirilir. Yapýlan son restorasyonda bulunan mazgal deliklerinin bu devre ait olduðunu düþünüyorum.

Kale, “Küçük Kýyamet” denilen 1509 tarihli depremde büyük hasar görür. I.Selim zamanýnda tamir edilir. Bu devirlerde kale, savunma hedefinden uzaklaþýr. Mehterlerin, buradan yapýlan top atýþlarý ile birlikte marþ okuduklarý ve Kanuni’den sonra tahta geçmek için Ýstanbul’a gelen Þehzade Selim’in, Üsküdar’dan geçerken, Kýzkulesi’nden atýlan toplarla selamlandýðý anlatýlýr.

Ýdam ve mahpus yeri

Kýz Kulesi’ne, çevresindeki sýð kayalýklar nedeniyle fener eklenince,  kaleden sonra fener de olur.  Karanlýklarda, sisli ve fýrtýnalý havalarda gemilere yol gösterir. Sýðýnýlacak liman olur. Ama sadece gemiler için sýðýnaktýr zira ölüm veya sürgün cezasý alan devlet görevlilerinin burada tutulduðu bilinir.

III. Osman, Sadrazam Hekimoðlu Ali Paþa’yý burada hapsettirir. I.Mahmud’un Kýzlar Arasý Beþir Aða burada öldürülür.

Evliya Çelebi’ye göre, “Karadan bir ok menzili mesafede, dört köþe yüksek ve musanna bir kale olup, yüksekliði 80 zira hacmi de iki yüz adýmdýr. Kulenin iki tarafa nazýr demir bir kapýsý, içinde muhafýz olarak dizdarlarýyla beraber yüz neferi, sahilde de kýrk pare balyemez toplarý ve mükemmel cephaneliði vardýr.”

Ýç kýsmý ahþap olan yapý, 1719 yýlýnda çýkan yangýnla tekrar harap olur. 1725’de Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa tarafýndan kapsamlý bir onarýmdan geçirilir. Yapý yükseltilir ve eklenen camlý köþkün üzeri kurþunla kapatýlýr.

1830’larda çýkan salgýn hastalýk nedeniyle karantina alaný olarak kullanýlan yapý, Osmanlý devri son onarýmýný II.Mahmud devrinde yaþar. Günümüzdeki þekline bu dönemde kavuþan yapýya eklenen dilimli kubbe ve bayrak direði olur. Yapýnýn yeni feneri 1857 yýlýna tarihlenir.

Yapýnýn üzerindeki 1832 tarihli kitabe önemli. 2.Mahmud’un tuðrasýnýn bulunduðu kitabedeki yazýlar ünlü hattat Mehmed Rakým’a ait.

Cumhuriyet Dönemi’nde deniz feneri olarak kullanýlan yapý 1940’larda tamir edilir. 1964 yýlýnda Milli Savunma Bakanlýðý’na devrolur ve 1992 yýlýna dek ara istasyon olarak kullanýlýr.

Efsanelerin de mekaný

Yapýlan restorasyon sonucunda 2000 yýlýnda restoran-kafe olarak hizmet vermeye baþlayan Kýz Kulesi pek çok efsanenin adresi olur.

Üsküdar’ý geçen atlar

Battalgazi ile Tekfur’un kýzýnýn aþkýna da Kýz Kulesi dahil olur. Tekfur, Battalgazi’ye vermemek için kýzýný kuleye saklar. Battalgazi kuleyi basarak kýzý ve hazineleri alýr, sahildeki atýna atlayýp kýzla birlikte Üsküdar’dan uzaklaþýr. “Atý alan Üsküdar’ý geçti” sözünün bu olaydan geldiði rivayet edilir.

Kýz Kulesi balýkçýlar için de belirleyici olur. Anlatýlan bilgilere göre, balýklar mevsimlere göre bazen üstten geçenler bazen alttan geçenler yenirmiþ.

Leandros Efsanesi

Afrodit Mabedi rahibelerinden Hero ile Leandros’un aþký en bilinenlerdendir. Kýz Kulesi’nde yaþayan Hero’ya aþk yasaktýr ama Leandros’la yaþadýklarý aþk çok büyüktür. Hero, her gece yüzerek kuleye gelen Leandros’a yolu bulabilmesi için ateþ yakar. Ancak fýrtýnalý bir gecede ateþ sönünce Leandros ölür. Bu acýya dayanamayan Hero’da intihar eder.

Prenses Efsanesi

Bir diðer efsane ise kýzýnýn yýlan sokmasý nedeniyle öleceðinden korkan kral, prensesi Kýz Kulesi’ne hapseder ama kaderi deðiþtiremez. Prenses üzüm sepetindeki yýlanýn sokmasý sonucu ölür. Ayasofya’nýn kapýsý üzerindeki demir tabut da bu efsane ile iliþkilendirilir. Kimine göre kralýn kýzý için yaptýrdýðý tabuttur kimine göre ise gömülmekten ve yýlanlarýn yemesinden korkan Kraliçe Toedora’nýn tabutudur.