Bölgeleri ve ekonomik gerçeklerini sorgulayalım...

Sevgili dostlar, basının bir bölümü tarafından hayatımıza sokulan kısır tartışmalardan kafamızı kaldırıp özellikle yaşadığımız bölgeye dikkatli bakarsak çok şey görebiliriz...Bu bağlamda bu köşede zamanla bütün bölgeleri tek tek ele alıp sizin de katkılarınızla sorgulayalım... 

Bugün izninizle Batı’dan Doğu’ya , Kuzey’den-Güney’e iki AKS tanımlayalım ve en uç noktadan başlayark; “Büyük Trakya kalkınma Projesi” diyelim...

Bir süre önce Enerji Bakanımız Taner Yıldız’ın bir TV programında söyledikleri hala kulağımda; “Ergene havzasında 50 milyar dolar değerinde kömür rezervi olduğunu söylemiştik, yeni bir gelişme oldu ve 3 noktadan başlamak üzere bu kömürün çıkarılması ve buralara 300-400 megavatlık santraller kurulması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile çalışmalara başlamayı planlıyoruz”...

Sevgili dostlar, bu cümle 1960’lardan beri “istemezük zihniyeti” ve “yapmazuk” kafasına teslim olan, teslim edilen ve bir adım ileri gidemeyen Trakya toprakları ve Trakya halkı için çok  önemli bir ZİHNİYET DEVRİMİNİN ilk adımı olabilir...

Konu bu kadarla da sınırlı değil. “2. İstanbul’un Çanakkale bölgesine kurulması için çalışmalar sorgulanıyor... Çanakkale boğazında açılması düşünülebilecek bir kanalla 8 saatte ulaşılan Saros Körfezi’ne 2 saatte deniz yoluyla ulaşılması da mümkün hale gelebilir...

Sevgili dostlar, bölgelerin ekonomik gerçeklerini yakından takip eden biri olarak Trakya’nın özellikle Edirne’nin yerel yönetimlerin eksikliği sonucu nasıl “Osmanlı Başkenti olmaktan” çıkarılıp, neredeyse yok edildiğini yıllardır izliyorum. Üzüntüm sadece Edirne ile de sınırlı değil. Dünyanın “kendini temizleme özelliğine” sahip olan birkaç körfezinden biri olan Saros Körfezi kıyıları ve bu kıyılara sahip olan ilçe Keşan, diğer ilçeler de farklı değil. Allah herşeyi vermiş, doğa inanılmaz cömert davranmış ama kafa değişmediği için İstanbul’a 2 saat mesafede ortaya “sefillik-yokluk-yapamamazlık” çıkmış... İşin kötüsü “Türkiye’nin EN bölgeleri” olmak varken, siyasi bir “katı tutum” içinde bundan gurur duyanlar bile var! Ne güzel geri kaldık, hakkımızı alamadık! 

Bu noktada bütün hemşerilerime sesleniyorum; “Trakya Kalkınma Adımı” çok önemli ve bölgenin kaderini değiştirecek detaylar içeriyor. Biliyorum bazılarımız hemen itiraz edeceğiz ve şöyle diyeceğiz; doğa katledilecek, çevre bozulacak, kömür yerinde kalsın, adım atılmasın...

Sevgili dostlarım, iş o kadar basit değil! Trakya’da 50 milyar dolar yatıyorsa ve Siyasi Otorite bu parayı bölgenin kalkınması için harcamaya karar vermişse, en önemlisi “kömür santrallerinde bugün dünya sıfır kirlilik” noktasını yeni teknolojiler ile yakalamışsa, bölge insanı da bunun gereğini anlamalı ve gerekli adımları atmalı! Hatta bölge insanı YENİ PROJELERİN peşine düşmeli.

Sevgili dostlar, Osmanlı İmparatorluğu’na BAŞKENT olmuş Edirne’nin haline, Saros’un en iyi noktalarına kıyısı olan Keşan’ın sefilliğine, neredeyse İstanbul ile birleşmiş Tekirdağ’ın çaresizliğine bir bakın. Yerel yönetimlerin YAPMADIKLARINA ve Hükümetlerin son 10 yılda engelemelere rağmen yapmaya çalıştıklarına bir bakın... Herşey Merkez’den yapılamıyor, YEREL olan bozmaz ve engelemeye devam ederse... Böyle mi olmalı “Balkan Devletiydi” denen Osmanlı’nın Cumhuriyet’e bıraktığı miras...

Sonuç: Bütün bölge halkına sesleniyorum. Atılan ve atılacak adımların değerini bilip, “en noktasında” yararlanmak üzere harekete geçin. Hatta öyle adımlar atın ki; kuracağınız işbirlikleri ile o santrallere talip olun, yeni projeler geliştirilip açılan imkanlardan sonuna kadar yararlanın. Trakya, özellikle Edirne’den Çanakkale’ye uzanan hat için “yeni bir DÜNYA” tasarlanmasına öncülük edin...Bırakın “İSTEMEZÜK” kafasını ve size kandırıp kendi koltukları için “sefalete terk eden bölgesel yöneticileri”! ONLARI aşarak ANKARA ile BÜTÜNLEŞİN! Benden söylemesi! her türlü girişiminiz için destek vermeye hazır olan bir bölge çocuğu olarak her zaman elimden geleni de yapmaya söz veriyorum...Haydi sökün 1940’lardan kalan bu İSTEMEZÜK kafasını ve uzantılarını, DÜNYA SİZİN!

Önemli not 1: Edirne-İstanbul hızlı tren hatları projesi de hazırlanıyor. Bu hat açıldığında İstanbul’a 2 saatte gidilebilecek. Fransa’da 2 saatlik mesafelerde okuyan öğrenciler günlük gidip akşam geri gelebiliyorlar. Bu hatlar büyük bir nimet ve en önemlisi Osmanlı’nın iki başkentinin birleştiren yeni gerdanlıklar olacak....

Önemli not 2: Dubai’ye rakip olacak kalitede tasarlanacak yeni şehirler, 50 milyar dolarlık rezerv, nükleer enerji, hızlı tren hatları, Kanal İstanbul, yeni bölgeler ve daha birçok adım  Avrupa kıtasındaki topraklarımızı “gelir ve hayat kalitesi olarak” Avrupa Birliği’nin kat kat üstüne taşıyabilir... Bölge halkına sesleniyorum; EKONOMİK KADERİNİZİ AKIL İLE PLANLAYARAL ELİNİZE ALMAK İÇİN ADIM ATIN, ORGANİZE OLUN!