Dünkü yazýda ‘Mesut Barzani nereye’ diye sormuþ ve bugün de sürecin Türkiye’yi nasýl etkileyeceði üzerinde duracaðýmý ifade etmiþtim. Ancak önemli geliþmeler oldu. Dilerseniz biraz daha Barzani ve Suriye Kürtleri denklemini tartýþmaya devam edelim.
Yaklaþýk dört gündür Erbil’de KDP lideri Barzani ve Suriye Kürtlerinin önde gelen isimleri toplantýlar yaptýlar. Bu toplantýnýn daha önce Erbil’de gerçekleþen Suriye Kürtleri Zirvesi’nden en önemli farký, PKK’nýn Suriye kolu olan PYD’nin de masada olmasýydý.
Toplantýlardan yansýyanlarý Star muhabiri Þeyhmus Çakan’ýn haberinden kýsaca aktarmak istiyorum. Öncelikle toplantý sonrasýnda ortaya çýkan fotoðraf karesi, hem Barzani’nin etkinliðini, hem de bu alanda birleþtirici rolünü ortaya koyuyor.
Ýkincisi Suriye Kürt Ulusal Konseyi üyesi Kawa Aziz’ýn yaptýðý açýklamalara bakalým. Aziz, taraflarýn medya üzerinden yürüttükleri çatýþmaya son vererek, ortak çalýþma yürütme konusunda çaba göstereceklerini ifade ediyor.
Üçüncüsü, toplantý sonrasýnda ortaya konulan metnin bazý maddelerine dikkat çekelim. Stratejik ve siyasi konularda karar verecek bir ‘Yüksek Kürt Kurulu’ oluþturuluyor. Çalýþmalarý takip edecek üç komite kuruluyor. Erbil’deki bu metin, çalýþmala- rýn ortak zemini kabul ediliyor.
***
Kuþkusuz bu çok güçlü bir metin sayýlamaz, ancak önemli bir baþlangýç sayýlmalý. Öncelikle Suriye Kürtlerinin çok geniþ kesimlerini temsil eden iki örgütün masada olduðunu hatýrlatalým. Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (SKUM) Baþkaný Ýsmail Heme ve Demokratik Birlik Partisi (PYD) Baþkaný Muhammed Müslim Erbil’deydi. SKUM, uzun zamandýr Barzani’yle yakýn temas içinde. Ancak PKK’nýn uzantýsý olan PYD’nin toplantýya katýlmasý çok daha önemli.
Dün de aktarmýþtýk. Mesut Barzani, taraflara aralarýndaki çatýþmayý býrakýp birlikte hareket etmeleri ve Suriye rejmine karþý ortak tavýr almalarý durumunda her türlü yardýmý yapacaðýný vaad etmiþti.
Burada dikkat çekici dört nokta var.
Bir: Barzani tecrübesinde bir ismin, üstelik yakýn bir tarihte son derece dikkatli bir dil kullandýðý Suriye konusunda ‘Esad’a karþý ortak tavýr’ çaðrýsýnda bulunmasý önemli. Böyle bir çaðrýnýn sadece bölgesel deðil, uluslararasý dengelere karþýlýk geldi- ðinin altýný çizelim.
Ýki: Yüksek Kürt Kurulu gibi bir yapýnýn ortaya çýkmasýný, Barzani’nin Baðdat’tan kopuþunun ciddi bir sinyali olarak görmekte yarar var. Artýk yerel deðil, bölgesel ölçekte siyaset yapan bir aktörden söz ediyoruz.
Üç: Bu saatten sonra Suriye Kürtleri arasýndaki ihtilaflar devam etse de, hýzla Esad karþýtý bir duruþa doðru birleþeceklerdir. Burada Rusya’ya dikkat; PKK uzantýsý PYD’nin Esad’ýn yanýnda kalmasý/durmasý için, örgütü Türkiye’ye karþý kullanma yönünde sert hamleler yapabilir.
Dört: Ankara’yla iliþkileri üst düzeyde olan Barzani’nin bu hamleleri yaparken, onu hesaba katmadýðýný ya da aleyhte bir oyun kurduðunu düþünmek zor. Neyse ki, gündemi saçma sapan baþlýklarla esir almak isteyenlere itibar etmeyen bir ‘siyasi akýl’ var Ankara’da.
***
Türkiye’de kendisini Kürtlerin temsilcisi olarak ilan eden yapýlarýn, çok daha geniþ bir Kürt nüfusunu yok saydýðýna daha önce dikkat çekmiþtim.
‘Sessiz Kürtler’ olarak tanýmladýðým bu kesimin, kaderini Türkiye ile bir ve beraber gördüðünü, siyasi merkeze baðlýlýk anlamýnda bir sorunlarý olmadýðýný, ancak hak ve özgürlükler açýsýndan atýlan adýmlarý önemsediðini de vurgulayalým.
Neredeyse 15 yýldýr, Türkiye’nin Irak Kürtleriyle doðru dürüst bir iliþki kurmasý gerektiðini, bunun sadece tarihsel bir bað ya da kardeþlikten ibaret bir gereklilik olmadýðýný, stratejik bir zorunluluk olduðunu vurguladým.
Buyrun, izleyin Mesut Barzani’nin yürüyüþünü, sonra yeniden düþünün.
