Bonzai bir süs bitkisidir ve Þaban da asla inek deðildir!

Kelimeler…

Kitabýn ortasýndan konuþalým,

Þöyle bir sokak diline, þöyle bir günlük hayata bakýn.

Her gün onlarca kelime,  onlarca isim argonun tuzaðýna düþüyor. Dilimizin, deðerlerimizin kelimelerini kaybediyoruz.

Mesela;

“Bütün, eksiksiz, noksansýz, yetkin, tam” anlamlarýný dolduran “Kâmil” gibi bir kelime saftirik, ne yaptýðýný bilmeyenlere takýlan bir lakap oluvermiþ.

Ev kadýný, evine ve kocasýna baðlý kadýn” demek olan “Kezban” ismi mekanlarda boy göstermekten hoþlanmayan, modayý yakýndan takip etmeyen genç kýzlar için kullanýlmaya baþlanýlan bir aþaðýlama lafýna dönüþtü.

Mesela içinde bulunduðumuz Ramazan ayýyla biten üç aylarýn ilk ikisi olan Recep ve Þaban isimlerine bir bakalým.

Çocuðuna isim ararken “Recep” ismini tercih eden aile sayýsý son 10 yýlda %95 azalmýþ.

Bildiniz! Çizilen Recep Ývedik profili ve ailelerin bu isimden dolayý çocuklarýnýn çevresince alay konusu olma ihtimali, bu güzelim ismi mahvetmiþ.

Keza Þaban ismi de son 30 yýlda Yeþilçam’a kurban verilmiþ, hiç 30 yaþýndan küçük “Þaban” tanýyor musunuz?

Yazýk, anlamý “çokça dallanýp budaklanarak büyüyüp geliþen” olan “Þaban” ismini arattýðýnýzda karþýnýza “aptal, bön, budala, görgüsüz, saf, salak, þaþkýn (kimse)” çýkýyor þimdilerde.

Doðal olarak tabiat boþluk kabul etmiyor, bu güzel isimlerin yerini de anlamsýz, duygusuz, ruhsuz kelimeler alýyor.

***

Mesela TDK’nýn “Koyun sütünden yapýlan, genellikle tekerlek biçiminde, sarýmtýrak, yaðlý bir peynir” diye tanýmladýðý “Kaþar” kelimesi pespaye bir biçimde yerlerde sürünüyor.

Motor denildiðinde artýk teknik bir terim, bir makineyi çalýþtýran, ateþleyen bir unsur gelmiyor akla.

Ýki kelime de kadýnlarý aþaðýlamak, onursuzlaþtýrmak için kullanýlýyor.

Aslýnýn önüne geçiyor bu kelimeler. Kayboluyor.

***

Çocukken bize özenle öðretilen iki kelime: “Ýnþallah” ve “Maþallah”.

Bir þeyi istediðimizde, bir plandan bahsettiðimizde hemen uyarý gelirdi “Ýnþallah” de diye.

Birini överken, takdir ederken de nazar deðmesin diye “Maþallah” gelirdi arkadan peþi sýra.

Þimdi ne acý ki akla tuhaf bir TV ekranýnýn görüntüsünü getiriyor bu kelimeler. Bir erkek ve ona övgüler yaðdýran genç kadýnlar.

Sýrf bu görüntüyü çaðrýþtýrmamak için “Ýnþallah/Maþallah” gibi ruhu ve metafizik etkileri olan iki kelimeyi, inanç dünyamýzýn iki kilit sözcüðünü kullanmamaya baþladýk, farkýnda mýsýnýz?

***

Bir konferanstan sonra “Bonzai” bitkisi hediye ettiler. (Gerçek adý Bonsai ama halk diline “bonzai” diye geçtiði için ben de bu þekilde kullanacaðým.)

Takdim ettikleri sýrada bitkinin adýný söylendiðinde gülüþmeler oldu.

Tahmin etmeniz zor olmamýþtýr, olmuþ bu güzelim bitkilerinadý bir uyuþturucu maddeye konmuþ.

Götürdüm, TV programýmda masama koydum.

Ýlk hafta stüdyodaki izleyicilere gösterdiðimde gülüþmeler oldu yine.

O anda karar verdim. Ýnsanlarýn aklýna, zihnine çakmak gerek bunu. “Bonzai bir süs bitkisidir” diye.

Bonzai masamda duracak, ben TV programý yaptýðým sürece masamda “bonzai” kalacak.

Ta ki kötü þeylere takýlan iyi isimler bu istiladan kurtulana ve kurtarýlana kadar.

Kelimeler, isimler, dilimiz hiçbirimizin deðil.

Kelimeler, isimler, dilimiz hepimizin.

Babamýzdan kalmadý hiçbiri, hiçbirimize.

Ama evlatlarýmýza býrakacaðýz.

O yüzden sahip olalým, sahip çýkalým.

Yem etmeyelim isimlerimizi, kelimelerimizi kötülüðe.

Ýyi bayramlar