Boşluğu dolmaz...

Marcus Merk Lig Tv’den ayrılmış. Maraton Şansal Büyüka ekranda ve maçları Lig Tv yayınladığı sürece yine en çok seyredilen futbol programı olur ama Marcus Merk’in bıraktığı boşluk kolay kolay dolmaz. Erman Toroğlu’ndan yarım sezon sonra geldi Lig Tv’ye Marcus Merk. 

Collina kadar şirin bir adam değildir Marcus Merk hatta daha soğuk biri olduğu da kesindir. Sempatik olmasa bile yorumları ve duruşuyla saygı kazanmayı bildi Marcus Merk. Zaman zaman Tümer Metin’in fazla duygusal çıkış ve sorularına muhatap kaldı ama sakin kalmayı başarabildi. Yokluğu Lig Tv için kayıptır.

İnsan olarak da iyi biridir Marcus Merk, bir sürü yardım kuruluşuna bağışta bulunur, asıl mesleği diş hekimliğinden kazandığı paranın ciddi bir kısmını yine hayır işlerine harcar. Adım gibi eminim ki programcı olarak maliyeti Türkiye’deki bir çok eski hakemden daha ucuzdur. Ekranda ilgi çekmek kendisini bağırıp çağırmaya mecbur hisseden bir sürü adama ders olmalı Marcus Merk’in ekranda kazandığı saygı. O yüzden de boşluğu kolay kolay dolmayacaktır...

Asena Erkin sunucu olmuş...

Bir televizyon programında kamera karşısına geçip, prompterdan 3-5 kelime okumakla sunucu olunuyorsa Asena Erkin sunucu olmuş. Pazartesi gecesi Show Tv’nin en çok izlenen programı olmuş o magazin programı. Üstelik daha eğitimli AB Grubu daha çok seyretmiş bu genç kadını. Olmaz demiyorum, kimler neler oluyor bu medyada.

Hayatlarında tek bir gün gazetecilik, televizyonculuk yapmamış adamlar, patronun başka işlerini hallediyor ya da sırlarını biliyor genel müdür, medya grup başkanı oluyor da Asena Erkin neden sunucu olmasın? Neyse benim için gerçek sunucu demek prompter gittiğinde ya da vtr girmediğinde ya da konuk geç kaldığında yayın kurtarabilen, doğaçlama yapabilenlerdir. Biz ana konumuza geçelim...

İddia o ki Asena Show Tv’den ayda 50 bin lira maaş alacakmış. Maaş kriteri nedir bu medyanın? Yılların tecrübesine sahip, 7 gün 24 saat çalışabilen muhabirlerin bu paranın 10’da birini aldığı bir düzende maaş skalası nasıl oluşuyor acaba? Şöhret etkisi derseniz aslında şöhret demek içinde iyi bilinme anlamı taşır. Kimseye iyi şöhretli denmez ama kötü şöhretli dendiği olur. Bu açıdan bakınca Asena şöhret de değildir Türkiye’de, kibar söyleyelim, içeriği tatsız bir magazin haberi dolayısıyla bilinen bir yüzdür sadece. Güzel mi, evet güzel ama ekranlar güzel dolu.

Tecrübe desen yok, bu işin eğitimini almamış, çekirdekten de yetişmemiş. Can Yücel’in bir mısrası vardı ya ‘’Ne kadar rezil olursak o kadar iyi” diye sanırım bizim ekranlarımız için yazılmış bu mısra. Yine de haksızlık etmeyeyim, Asena Erkin bilinirlik fırsatını kullanıyor yukarıda saydığım bir sürü medyadan anlamaz adam, patron parası ve makam gücüyle çok daha cüretkar işlere soyunuyor...