ABD Boston’da olan patlamalar size de biraz garip gelmiyor mu? Þöyle; organize olduðu belli olan bu saldýrýyý üstlenen ‘küresel’ bir terör örgütü henüz ortaya çýkmadý. Üstelik þimdiye deðin FBI kaynaklý bir açýklama yapýlmýþ deðil.
Bu iþi ABD’de görülen ‘sapkýn’ tarikatlardan birisi de yapmýþ olamaz. Çünkü 11 Eylül’den sonra böyle bir þeye cesaret edemeyecekleri gibi, FBI hepsinin nefesini takip ediyor.
Peki nedir bu olan? Bu soruya cevap vermek için sizi biraz geriye götüreyim; 1963 yýlýna... 1963 yýlýnda, Soðuk Savaþ’ýn en keskin dönemeçlerinden birine gelmek üzereyken Baþkan Kennedy bir suikast sonucu öldürüldü. Hikayeyi biliyorsunuz, katil diye birini yakaladýlar, kendinde olmayan birini, sonra koca ABD Baþkaný kimvurduya gitti.
Ama bu cinayet, hem Soðuk Savaþ’ýn hem de ABD ile birlikte kapitalist sistemin gidiþatýný belirledi. Artýk Kennedy suikastýnýn ABD ‘derin’ devletinin iþi olduðunu biliyoruz.
1963’de J.F. Kennedy’nin ABD derin devletince öldürülmesi çok yönlü bir adýmdýr.
Bu Soðuk Savaþ’ýn derinleþtirilmesi iradesi olduðu kadar, Silikon Vadisi’nde ikinci savaþ sonrasý ortaya çýkmaya baþlayan biliþim teknolojilerine, kimya-petrol ve aðýr silah-demir-çelik sanayilerinin bir darbesidir de. Bu adým, hem Soðuk Savaþ’ý derinleþtirmiþ hem de buna baðlý olarak bugüne sarkan 1970’li yýllardaki krizi hazýrlamýþtýr. Kennedy öldürüldükten sonraki hikaye çok þeyi anlatýr; Vietnam Savaþý, dolarýn altýna olan baðýmlýlýðýnýn kaldýrýlmasý, ABD’nin bütün dünyada kendisine baðlý askeri yapýlarý ortaya çýkarmasý ve desteklemesi...
Dolayýsýyla militarizmin ve karþýlýksýz dolarýn açtýðý yolda ABD’nin egemenliði ve bu egemenliðin þemsiyesinde silah, petro-kimya, demir-çelik ve kirli finans gibi ulus-devletlerle büyüyebilen sektörlerin öne çýkmasý... Ancak 1963’te Kennedy suikastý ile baþlayýp Vietnam Savaþý ile devam eden bu süreç, o çok bildiðimiz seksenlerden, doksanlardan geçtikten sonra 2008’de duvarýn büyüðüne tosladý. 11 Eylül 2001 bahanesi ve buna baðlý Irak iþgali de, savaþ üzerine kurulu bu sektörleri ve onlarýn siyasi yapýlarýnýn ömürlerini uzatmaya yetmemiþti. Obama, yeni bir dönemin baþkaný olarak geldi. Bir anlamda Obama, Kennedy’nin býraktýðý yerden baþlýyordu. Birinci Obama döneminde ABD’de Silikon Vadisi kaynaklý ‘yeni’ kapitalizmin temelleri saðlamlaþtýrýldý. Bu alanlarda kârlýlýklar hýzla yukarý çýktý.
Ama bunun yanýnda bu yeni sektörler, yalnýz ABD ile sýnýrlý kalmadý; ilk önce geliþmekte olan Asya’da, Çin’de ortaya çýktýlar sonra da dünyanýn diðer ‘unutulmuþ’ yerlerine doðru yolculuða baþladýlar. Þimdi 2. Obama dönemindeyiz; hiç þüphesiz bu kapitalizmin yeni bir döneminin baþlangýcý. Asya’nýn barýþçý, yayýlmacý olmayan ama sýnýrlarý aþan, teknojiyi bir önceki dönem gibi saklamayan yeni kalkýnma yolunu ABD takip edecek. Bilgi aðýrlýklý yeni bir kapitalizm bu.
Hiç þüphesiz silah ve onun takipçisi eski kontrol sanayileri yine güçlü olarak var olacaklar ama belirleyeci olamayacaklar.
Ancak biliyorsunuz, ABD’de ‘çay partileri’ örgütleri, Türkiye gibi ülkelerde de Ergenekon tipi örgütleri ile çok direndiler. Ortadoðu’da Hariri suikastýný, Maliki gibileri kafalamayý, Esad’ý ve Baas’ý katliamcý yapmayý, Ýran mollarýna anti-emperyalizm gazý basmayý çok iyi becerdiler. Yine olmadý; çünkü en büyük küresel müttefikleri Türkiye’deki örgütleri deþifre oldu ve çöktü. Son umutlarý vardý; Türkiye’de Kürt sorununa baðlý bir iç savaþ çýkarmak ve Ýsrail’i de devreye sokarak Ortadoðu’yu yeniden karýþtýrmak. Ama bu da Obama’nýn son hamlesi ve Türkiye’nin Kürt sorununu çözme iradesi ile bitti. Ýsrail, Türkiye’den özür diledi ve çekildi. Türkiye’de de savaþ yanlýsý güçler yenildiler ve barýþýn ýþýðý her gün güçlendikçe artýk yalnýz kaybetmiyorlar, ne olduklarý ortaya çýkýyor ve rezil de oluyorlar. (Tam burada þimdilerde ‘millici-ulusalcý’ diye ortaya dökülen ve bu küresel kirli odaklarýn son kalýntýsý olarak savaþ çýðýrtkanlýðý yapan siyasi partilerin, yapýlarýn ve kimi eski politik figürlerin kökeninin ABD’deki silah þirketlerinin bodrumlarý olduðunu da söyleyeyim.)
Tek yollarý kaldý, yeni 11 Eylüller
O zaman ABD kaynaklý bu savaþ lobisinin tek yolu kalmýyor mu; ABD’nin içine oynamak, yeniden 11 Eylül’ü hortlatmak, islamofobiyi yaygýnlaþtýrmak, Suriye’deki direniþçileri bu aldatmacayla güvenilmez ilan edip, Baas’ý güçlendirmek ve Obama’ya, Ortadoðu’yu Türkiye’ye emanet etmenin ne denli hata olduðunu anlatmak. ABD’deki saldýrýnýn amacý budur ve Kennedy’yi hangi ABD’li odaklar öldürmüþse bunu da onlar yapmýþtýr.
Peki bundan sonra ne olacak; bütün bu olanlar, bu ‘eski’ kanlý yapýnýn son ana kadar direneceðini, kazanmasa bile masada hiç olmayacaðý yeni bir dengeye razý olmayacaðýný gösteriyor. Boston saldýrýsý bu anlamda -Obama’ya yollanan zehirli zarfla birlikte- Obama yönetime bir tehdittir. Ortadoðu’da Ýsrail’i savaþ denkleminden çekmeye çalýþtýðý için tehdittir, Türkiye’de barýþ sürecini desteklediði için tehdittir. Bu saldýrýnýn nedeni ile ilgili listeyi böyle uzatabiliriz; ben sadece bizi ilgilendiren ana nedenleri yazdým. Ama bizim savaþ yanlýlarýnýn da ne olduðunu, kim olduðunu görün.